Cause if you are traducir turco
214 traducción paralela
.'Cause if you are, it won't do you any good.
Öyleyse, pek bir işe yaramaz.
# Wouldn't be caught dead red # #'Cause if you are seen green # # It means you've got mean bread #
# Ölü kırmızı görünmek değil # # çünkü, yeşil görünüyorsan eğer # # kötü ekmeğin var demektir bu #
'Cause if you are, there's a 50-cent up-to-no-good tax.
Çünkü öyleyse, 50 sent, kötü davranma vergisi.
'Cause if you are, believe me, you have seconds to live!
İnan bana, alay ediyorsan, son saniyelerini yaşıyorsun!
'Cause if you are... Maybe I can help.
Çünkü öyleyse belki yardımcı olabilirim.
'Cause if you are, this conversation is over.
Cinayetten bahsediyorsan konu kapanmıştır.
'Cause if you are, that's a Non Sequitor I'm choosing to ignore.
Eğer öyleyse, ilgilenmediğim ilgisiz sonuçsun.
'Cause if you are, I got a whole pile in that middle drawer that I'd love to shove down someone's throat.
Öyleyse, orta çekmecede birinin boğazından içeri doldurmak istediğim bir sürü dosya var.
'Cause if you are, you'll get a slap.
Eğer öyleyse, tokadı yersin.
I'm hoping you're a good businessman,'cause if you are, there's a whole lot more business for you.
Umarım iyi bir işadamısındır. Çünkü eğer öyleysen senin için yapacak çok iş var.
'Cause if you are, I just wanna say I think you're a really nice guy... but, well, I don't really go for older men.
Gerçekten çok hoş birisiniz... ama, şey, benim için çok büyüksünüz.
-'Cause if you are she's not here.
- Eğer öyleyse o burada değil.
'Cause if you are, you little hairless lap dog- -
Eğer öyleyse tüysüz...
-'Cause if you are....
- Çünkü eğer oysan...
'Cause if you are, we could run away together.
Çünkü öyleysen birlikte kaçabiliriz.
'Cause if you are, I'll just sign this thing and put it back in Ariel's book bag and then he'll know to expect you.
Olur dersen imzalayıp Ariel'in çantasına koyacağım. O da seni bekleyecek.
'Cause if you are, stay away from me.
Çünkü eğer öyleyse, benden uzak dur.
But if I'm the cause of this trouble... if I'm wrong and those convicts are right... then you can have my resignation immediately.
Fakat bu sorunun kaynağı bensem hatalı olan ben, haklı olan suçlularsa derhal istifa edebilirim.
If you attempt to deal with the delegates, or cause Johnny's name to be brought forward on the ticket, or if in my canvass of the delegates tomorrow by telephone I find that you are so acting,
Eğer delegelerle anlaşmaya çalışırsanız, yahut Johnny'nin isminin listede öne alınmasına, ya da yarın delegelerle telefonda yapacağım ankette bu şekilde davrandığınızı öğrenirsem,
If you are, I'll be happy to lend my sword to the cause.
Eğer öyleyse, kılıcımı zevkle kiralarım.
'Cause if you can't do that, Jimmy Dick, what use are you?
Eğer bunu yapamazsan, Jimmy Dick, ne işe yararsın ki?
You must know girls well,'cause if not, what are you doing? Bringing a stranger to your house? Take that girl there, for example.
Kızları iyi tanımalısın çünkü tanımazsan, o vakit yaptığın nedir?
'Cause if you don't do that, if you don't do that right now, you are a lost man.
Çünkü bunu yapmazsan, bunu hemen yapmazsan, kayıp bir erkeksin. Boş bir kabuk.
- Cause if you graduated, you would be poor as we are...
Mezun olsaydın, sen de yanmıştın.
'Cause if he saw the kind of man you are and you talked to him in your way, I'm sure he'd come through for me, Pop.
Seni tanıyınca, eğer sen gidip onunla konuşursan eminim bana yardım edecektir.
I wish you had,'cause I'm dying to know if black eyes are good or not!
Keşke olsaydın. Siyahların iyi olup olmadığını meraktan ölüyorum.
But if these cases are creating such stress as to cause not only you to act inappropriately but those agents close to you as well, then may I advise you to step away... for a while?
Ama eğer bu tip konular, üzerinde, hatta sana yakın ajanlar üzerinde bile,... uygunsuz hareketlerde bulunmana neden olacak kadar stres yaratıyorsa sana bir süreliğine tatile çıkmanı önerebilir miyim?
Correct me if I'm wrong...'cause I know you're studying'psychology and are more up on this stuff than I am...
Yanılıyorsam düzelt. Çünkü psikoloji okuduğunu biliyorum ve bu konularda benden daha iyisin.
You have two 100-ton vehicles that are gonna collide... and you can cause great destruction if you don't do that exactly right.
Birbirlerine birleştirmeniz gereken, iki tane 100 tonluk aracınız var. Eğer bunu hatasız bir şekilde yapmazsanız büyük bir yıkıma neden olabilirsiniz.
Oh, you're not as smart as you think you are, are you? Cause if you were, you wouldn't be messing around with Terence Wei.
Düşündüğüm kadar zeki olsaydın, Terence Wei'ye bulaşmazdın.
If you are, I understand,'cause guys are gross.
Eğer öyleysen, seni anlarım, çünkü erkekler iğrençler.
It's probably a good thing, too,'cause if you did... you'd realize what a lousy... goddamn, shitty-ass parent you are.
Bu heralde iyi de bir şey, çünkü yapsaydın... ne kadar alçak, rezil... ve boktan bir anne olduğunu anlardın.
'Cause if you say the wrong thing, them panties are coming up mighty fast.
Çünkü yanlış bir şey söylerseniz hemen külotunu çeker gider.
And you don't care if people are staring, it's just for a second cause then you're gone!
Ve insanların sana bakmasını da umursamıyorsun Sadece bir saniye sürüyor sonra gitmiş oluyorsun.
Any report filed today still has my name on it and you are out of your skull-bone if you think I'm going to write "shot by a man-animal" as the cause of death unless I see it!
Bugün yapılacak herhangi bir raporda halen benim adım olacak.. .. ve sen kafa-kemiğini kaybetmiş olmalısın eğer o rapora.. .. ölüm sebebi "insan-hayvan tarafından vuruldu" yazacağıma inanıyorsan!
And you better wise up,'cause if I grow and you stay as stupid as you are we're gonna have big problems, Ray.
Sen de kendine çeki düzen versen iyi olur. Ben kendimi geliştirirken sen salağın biri olarak kalırsan büyük sorunlarımız olacak.
'Cause if I hear one comment like, "What are you talking about?"...
Çünkü "sen neden bahsediyorsun" gibi bir saçmalık duyarsam...
An opportunity like this internship does not come around very often... and if you and Ben are gonna work this out and I hope you do'cause I love that kid... then you'll be there for each other long after this opportunity has come and gone.
Böyle bir staj fırsatı eline sıklıkla geçmez. Ben'le ilişkiniz yürürse ve inşallah yürür çünkü o çocuğu çok seviyorum bu fırsat gelip geçtikten sonra da birbirinizin yanında olursunuz.
- You can. 'Cause if you don't, I might think you are a spy.
Çünkü eğer yapmazsan, Senin casus olduğunu düşünürüm.
If it wasn't for me, you'd be getting punked all the time. And I keep you safe and I keep you warm,'cause you know how little timid you are.
Ben olmasaydıım sokakta soğuktan ölüyor olacaktın sen.
If your next words are,'You can't possibly be old enough...'to be her mother,'I'll have to cause you severe physical pain.
- Eğer "Onun annesi olamayacak yaştasın" dersen çok fena canını yakarım. - Sen de onunla aynı düşünceleri mi paylaşıyorsun?
I don't know who you are or where you come from or what your story is, but for some reason or another I believe you. But if there's any way in hell that you're settin'... me up or fixing'to put a knife in my back, you better level with me right now,'cause I'm hanging my ass out on a limb here for you.
Ama bu bir tuzaksa, sırtıma saplânmış bir bıçak görürsem..
cause if I say crest and the answer is minty crest I Mean, that s, like, uh, perjury, was-what s gonna happen to me? wha-Oh, my god why are you writing this down?
çünkü ben macun dersem eğer, ve cevap naneli macun ise, yanii, bu yalancı tanıklık gibi, ne bana neler oluyor wha-Oh, aman tanrım, bunları neden yazıyorsun?
'Cause, uh, you know if-if-if you are worried about something you can always talk to me about anything.
Çünkü, eğer bir şey hakkında üzülürsen, her konuda benimle konuşabilirsin.
If you need to know where those are, they're on page 37 of the Ann Taylor catalog - - right next to that salmon cable-knit sweater you've wanted for so long but haven't had the courage to order...'cause you're worried the weave's so thin, your nipples might just go ahead and peek their little pink selves through.
Nerede olduğunu bilmiyorsan eğer, Ann Taylor'un kataloğunda, sayfa 37'de hani hep istediğin ve ince olduğu için göğüs uçlarının pembeleşmiş hallerinin görünmesinden korktuğun için sipariş edemediğin somon tel-örgü süveterin hemen yanında.
Cause if you did, you are in big trouble.
Çünkü dokunduysan, başın büyük belada.
Are you going to use that gun ever,'cause if you're not...
O silahı kullanacak mısın? Eğer kullanmayacaksan...
But if you look at it, yes, you are...'cause that kid come dance with you... who wouldn't dance with you... and you were straight to that kid.
Ama baktığınızda gerçekten öyle. Çünkü çocuk sizinle dans etmeye geliyor. Kim sizinle dans etmez.
If you are, I can't have it with the meal,'cause...
Eğer yapıyorsanız, yemek olmadan alkol alamam, çünkü...
Got into some very heavy talk with the Pastor about my soul and Ecclesiastes and stuff after sound check, and I gotta say, if Christ comes back in fulfillment of prophecy, he's going to be hooking up with you first, dude,'cause you are awesome.
Ses kontrolünden sonra rahiple ruhum ve Derlemeci hakkında derin bir sohbete girdik ve söylemeliyim ki İsa kehaneti yerine getirmek için dönecekse kesinlikle seninle takılacak dostum. Çünkü sen harikasın.
You know how many relatives you have, if your parents are dead or alive, if you've got a sister who cries'cause she has no idea what happened to you.
Kaç akraban olduğunu, annenle babanın sağ olup olmadığını ne olduğunu bilmediği için ağlayan bir kardeşin olup olmadığını biliyorsun.
cause if you don't 56
cause if you do 44
cause if you did 19
cause if not 24
cause if it is 25
cause if so 19
if you are 149
you are 6060
you are so sweet 63
you are amazing 104
cause if you do 44
cause if you did 19
cause if not 24
cause if it is 25
cause if so 19
if you are 149
you are 6060
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are welcome 177
you are the best 102
you aren't 92
you are dead to me 22
you are good 169
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are welcome 177
you are the best 102
you aren't 92
you are dead to me 22
you are good 169