English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Come here

Come here traducir turco

90,377 traducción paralela
You wanted to come here and fuck me some more?
Gelip beni biraz daha sikmek mi istedin?
- Come here now.
- Şimdi buraya gel.
I just wanted to come here, and tell you that I love you.
Gelip seni sevdiğimi söylemek istedim.
Come here.
Gel bakayım.
I didn't come here to hide.
Buraya saklanmaya gelmedim.
Oh, come here.
Gel buraya.
Well, I've come here to keep that promise.
Buraya sözümü tutmaya geldim.
Come here! Come back!
Buraya gel!
Come here.
Gel biraz. Dün pislik gibi davrandım Wally.
You know what? Whatever H.R. did, you can't just come here and take him by force.
H.R. her ne yapamış olursa olsun, böylece gelip onu zorla götüremezsin.
Why you risked your life to come here.
Neden buraya gelerek hayatını tehlikeye attığını?
Look, I didn't come here for you to take all the risk.
Buraya bütün riski sizin almanız için gelmedim.
Did you come here because you "live for danger" or to protect me?
Buraya tehlike için yaşadığından mı geldin, yoksa beni korumak için mi?
Come here.
Gel buraya. Seni seviyorum.
I didn't come here to take you back!
- Buraya seni geri götürmeye gelmedim. - Ciddiyim!
- Come here.
- Gel şöyle.
Come here.
Gel buraya.
Come here, luv.
Gel buraya, aşkım.
All right, come here.
Tamam buraya gel.
All right, come here.
Buraya gel.
Come here.
Buraya gel.
Hey guys, please, come here!
Hey çocuklar, lütfen, buraya gelin!
I had to come here. I had to see you.
Gelmem ve seni görmem gerekiyordu.
He wouldn't let me come here without half the shop.
Yoksa günün ortasında buraya gelmeme izin vermezdi.
You've come here and confessed to something you didn't do. But you have knowledge of.
Buraya gelip yapmadığınız ancak bildiğiniz bir şeyi itiraf ettiniz.
Come here. Come here.
Buraya gel.
My boss made me come here right away. I had to miss an important audition.
Patronum beni alelacele buraya çağırınca ben de önemli bir seçmeyi kaçırdım.
Come here.
Gel.
Here they come.
İşte geliyorlar.
I did not come out here to fucking die.
Ölmek için buraya gelmedim.
And don't you ever come back here.
Buraya da asla dönme.
Earth-2, here we come.
Dünya 2, işte başlıyoruz.
You got to help us get out of here before the gorillas come back.
Goriller dönmeden buradan çıkmamıza yardım etmelisin.
Please... just let me and my friends go, and I promise, we'll never come back here again.
Lütfen arkadaşlarımı ve beni serbest bırakın ve size söz veriyorum bir daha buraya adımımızı bile atmayacağız.
Come on. Here she comes.
Hadi, işte oluyor.
Come on, man, you're not here for Cade.
Hadi ama, buraya Cade için gelmedin.
Come on, let's get you out of here.
Hadi seni buradan çıkaralım.
35 years ago, Father asked me to come down here to bless a couple who was unable to have a child.
35 yıl önce babam buraya çocuğu olmayan bir çifti kutsamam için göndermişti.
Come on, Detective, a bit of help here!
Hadi ama dedektif. Biraz yardımcı ol!
Um, no. That's not why we come out here.
Hayır, bunun için buraya gelmedik.
We come out here to commune with nature, not watch people get eaten by it.
Doğa ile iletişim kurmak için geldik insanları nasıl yediğini izlemek için değil.
I needed to come back here with a win for you.
Buraya senin için bir şeyler yapabilmeye geldim.
Why didn't you come back here and tell them about the radio?
Neden durağa dönüp telsizinin bozulduğunu söylemedin?
Beth and Mark don't come, Ellie and half the people that were affected by what happened here.
Beth'le Mark gelmiyor, Ellie ve yaşananlardan etkilenen herkes de.
Why did you come back here?
- Neden döndün buraya?
So, come on. You gonna help me out here or what?
Hadi ama, o kadar geldim yardım etmeyecek misin şimdi?
They either come in here or I get them diverted to my mobile.
- Burayı arıyorlar ya da cep telefonuma yönlendiriyorum.
If you haven't done that by the end of the day, I will come looking for you, and I will bring you back in here, under arrest.
Günün sonunda hala bunu yapmamış olursan senin peşine düşüp tutuklu olarak buraya getireceğim.
You haven't asked how I come to be here.
Buraya nasıl geldiğimi sormadın.
And don't tell Coach Tannen to come in here to push me around, because I know a good hiding place and I've got a sandwich in my pocket.
Koç Tannen'a beni taciz etmesini söyleme. Cebimde bir sandviç ve saklanacak bir yerim var. Bir dakika.
Well, let's not stand out here. Come in!
Burada dikilmenin manası yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]