English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Compact

Compact traducir turco

473 traducción paralela
The most compact in the world.
Dünyadakilerin en küçüğü.
Take for instance this compact.
Mesela bu pudralık.
No gun, no compact.
Silah yoksa, pudriyer de yok.
Now, now, you want the compact, don't you?
Pudriyeri istiyorsun değil mi?
This compact wouldn't do you a bit of good.
Bu pudriyerin sana hiçbir faydası dokunmaz.
Your husband brought you a compact.
Kocan sana pudralık almıştı.
The stolen piece was a compact Colt revolver, pinched right after firing practice.
Colt marka bir silah görevde değilken çalınmış.
Lipstick, eyebrow pencil, comb, compact, things and...
Ruj, kaş kalemi, tarak, pudra, falan filan.
I blame you not for praising Caesar so, but what compact mean you to have with us?
Sezar'ı böyle övmene bir diyeceğim yok. Ama bizimle nasıl anlaşmak niyetindesin?
When atoms of different elements combine, they form into small, compact masses, which I call molecules.
İmparatora hizmet etmeye hazırım. - Baba, gidemezsin. - Mulan!
Compact, but ample enough.
Küçük ama verimli.
Yes, my compact.
Evet, pudramı.
I hope the king made peace with all of us... and the compact is firm and true in me.
Umarım Kral artık aramızda barış sağlamıştır. Benim için sağlam ve güvenilir bir anlaşma bu.
It must have been compact enough to stuff into one's pockets.
Ceplerine sığdırabilmek için yeterince az yer kaplıyor olması gerekir.
My staff is small, compact, efficient.
Küçük ama verimli bir ekibim var.
My compact with Wang Khan calls for-Wang Khan?
- Hakan da beni destekleyecek, anne.
I know, but I need my compact.
Evet ama pudralığımı almalıyım.
I was feeling guilty, because I didn't go back to the car to get Laura's compact.
Gidip Laura'nın pudrasını almadığım için kendimi suçlu hissediyordum.
You meant to pay for that compact in your bag but you just forgot to. But I...
Ama ben...
So you stole a compact tagged $ 49.50.
Bu nedenle 49.50 dolarlık pudralığı çaldın.
There was a 20-dollar bill on the floor alongside the compact.
Pudra kutusunun yanıbaşında 20 dolarlık banknot bulunuyordu.
Compact?
Pudra kutusu mu?
Better to remain compact.
Ayrılmamamız daha iyi.
Their supply lines grow longer as our units grow more ready and compact.
Onların ikmal hatları daha da uzarken bizim birliklerimiz derlenip toplanıyor.
It's amazing how compact everything is.
- İlginç. Burada her şey derli toplu.
I admit he's small, but he's very compact and extremely strong.
Kısa olduğunu kabul ediyorum, ama derli toplu ve son derece güçlü.
The compact must stop on the last row.
Disk son sıranın üzerinde durmalı.
My compact!
Aynam!
The compact!
Pudralık!
I suppose you knew about this compact business before I did?
Pudralığı benden önce biliyordunuz galiba?
Do you know what this means - the compact being stolen from you?
Pudralığın sizden çalınmasının anlamını biliyor musunuz?
We've got to find out who has that compact,
Pudralığın kimde olduğunu öğrenmeliyiz.
I'll find the compact even if I have to turn the place upside down,
Oranın altını üstüne getirmem gerekse de pudralığı bulacağım.
Don't you think that was dishonest, keeping the compact?
Pudralığı saklamak yanlış değil miydi sizce?
You want the compact because you had given it to that woman and it might be traced back to you,
Pudralığı istiyorsunuz çünkü bunu o kadına vermiştiniz ve sizin aldığınız ortaya çıkabilirdi.
Now you are here to secure your wife's compact..., a fair case,
Şimdi karınızın pudralığını almak için buradasınız çok açık bir dava.
- Powder compact.
- Pudralık.
Very compact and very neat, sir, if I may say, yes!
Çok yoğun ve çok zarif, efendim, söylemem gerekirse. Evet.
Comb, compact...
Tarak, mürekkep...
Compact, easy to install.
Küçük, kurmak kolay.
I used to see women from window, but usually they were compact.
Okulda pencereden kadın görmüştüm ama onlar tek parça oluyordu.
Where's my compact?
Pudralığım nerede?
These compact, highly-trained detachments may be employed to assist friendly governments in counterinsurgency operations.
Bu kompakt, yüksek eğitimli birlikler isyan operasyonlarında dost hükümetlere yardımcı olmak için istihdam edilebilir.
Good sir, would you say that this is a compact car?
Yani efendim, sıkı bir araba olduğunu söyler misiniz?
Well, let me tell you that you have never seen a compact car... until you see what I'm going to do with this.
Pekala, sana söyleyeyim ki bununla ne yapacağımı görene kadar... asla sıkı bir araba görmemişsindir.
The flesh and brain and what you call the personality, distilled down into these compact shapes.
Et ve beyin ve kişilik dediğiniz şey bu şekillerin içinde damıtılmış halde duruyor.
How compact your bodies are.
Vücutlarınız ne kadar da küçük.
Open the compact.
Pudralığı açın.
You know, compact.
Küçük bir araba.
No, it's just a small, dark, American compact car.
Hayır, sadece küçük, koyu renk, Amerikan derli toplu bir araba.
The American compact?
Amerikan araba?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]