Damn shame traducir turco
307 traducción paralela
It's a damn shame, Haze.
Berbat bir durum, Haze.
- Damn shame.
- Yazık.
It's just a damn shame that a country as rich and powerful as ours can't spend a few dollars to buy some oats for some horses.
Bizimki gibi zengin ve güçlü bir ülkenin atları besleyecek yulaf alamıyor olması çok yazık.
It's a damn shame, Reverend.
Yaşananlar büyük talihsizlik papaz bey.
It's a damn shame.
Büyük talihsizlik.
- Yeah. I just want you to know that, personally, I think it's a damn shame to let a good piece like you go to waste.
Şunu bilmeni isterim, şahsen senin gibi bir fıstığın ziyan olmasının çok üzücü olduğunu düşünüyorum.
It was a damn shame.
Çok yazık oldu.
- Damn shame.
- Lanet olsun.
Damn shame.
Yazık.
Yeah, it's a damn shame.
Ne aci b ¡ r durum.
I think it's a damn shame.
Çok yazık.
Dale, what a damn shame.
Dale, ne utanç verici.
- Damn shame, Sammy.
- Yazık oldu, Sammy.
That's a damn shame.
Çok yazık.
It's just a damn shame... it took me so long to listen.
Sadece onu dinlemediğim için artık utanıyorum.
Damn shame.
Ne kadar kötü.
It's a damn shame.
- Çok yazık.
Well, that's a damn shame, because I wanted to give him this enormous postal order.
Çok çok yazık, zira bu büyük posta havalesini kendisine verecektim.
Damn shame.
Tam bir rezalet.
It's a damn shame what they did to that dog.
O köpeğe yaptıkları bir rezalet!
Damn shame.
Lanet...
Damn shame.
Ne ayıp.
Damn shame because all I wanted to do was talk to the man.
Çok yazık çünkü onunla sadece konuşmak istemiştim.
Damn shame.
Çok yazık.
- That's a damn shame.
- Ne kadar ayıp.
That's a damn shame.
Gerçekten çok acı.
Damn shame.
Utanç verici.
At least that can't reproduce. Damn shame.
En azından bu üreyemiyor.Yazık ki.
Damn shame, Joel.
Yazık olmuş Joel.
Aw, it's a damn shame.
Yazık.
Damn shame how they screwed up your show.
Şovunu bozmaları çok kötü.
I sure hope this place is heated because it'd be a damn shame to come all this way to catch our deaths.
Umarım buranın ısıtması vardır çünkü bunca yol geldikten sonra burada ölmek çok kötü olur.
Damn shame too.
Yazıklar olsun.
It's a damn shame...
Çok yazık.
Damn shame you can't feel safe driving in this city no more.
Ne yazık ki artık bu şehirde araba kullanırken güvende değilsiniz.
Damn shame I don't have any eggs.
Oysa benim hiç yumurtam yok.
That's a damn shame.
Çok kötü.
Damn shame about her face, Leather.
Yüzüne yazık oldu, Leather.
It's a damn shame.
Çok yazık oldu.
A damn shame.
Çok yazık.
- It's a damn shame, man.
- Çok kötü.
Damn shame, poor chap.
Lanet olsun, zavallı çocuk.
Mike, it's just such a damn shame.
Mike, bu gerçekten çok utanç verici.
It`s a damn shame they`re shutting your college down.
Fakülteyi kapatacak olmaları çok utanç verici.
That's a damn shame, sir.
Bu büyük bir utanç, efendim.
That's a damn shame you didn't, but you produced the Oscars.
Kazanmaman yazık, ama sen Oscar'ları ürettin.
It's such a shame Captain Polk was a damn Yankee.
yüzbaşı Polk'un kahrolası bir yanki olması çok yazık.
It's a God damn shame.
Çok yazık.
Damn shame
Ne yazık...
Well, it's a shame you don't know a damn thing about it.
Hakkında hiçbir şey bilmemen ne yazık.
It's a damn shame, man.
Büyük bir utanç bu.
shame 645
shameless 44
shame on me 50
shame on you 607
shameful 48
damn it 10724
damn you 880
damn good 34
damn right 461
damn straight 253
shameless 44
shame on me 50
shame on you 607
shameful 48
damn it 10724
damn you 880
damn good 34
damn right 461
damn straight 253
damn it to hell 27
damn me 28
damn right i am 26
damn you all 24
damn her 23
damn it all 45
damn right i do 17
damn right it is 22
damn kids 21
damn them 39
damn me 28
damn right i am 26
damn you all 24
damn her 23
damn it all 45
damn right i do 17
damn right it is 22
damn kids 21
damn them 39