Daughters traducir turco
3,562 traducción paralela
My daughters, Mamey, Katey.
Kızlarım, Mamey ve Katey.
My daughters are fine young women.
Kızlarım iyi birer genç kadın.
And sponsored by the Daughters of the American Revolution...
Ve Daughters of the American Revolution tarafından desteklendi...
You've raised two amazing, amazing daughters.
İki tane harika, harika kız yetiştirmişsiniz.
Today... you fight for your wives, your sons, your daughters.
Bugün..... eşlermiz, oğullarımız ve kızlarımız için savaşacaksın.
I impregnated one of Zeus's daughters,
Zeus'un kızlarından birini hamile bıraktım.
Is this the school your daughters go to?
Burası kızlarının gittiği okul mu?
We're here tonight to pay tribute to one of the great daughters of Palm Beach society... Miriam Hope Clendon.
Bu gece Palm Beach sosyetesinin en büyük kızlarından biri olan Miriam Hope Clendon'ı onurlandırmak için toplandık.
May I direct your attention to the daughters of the finest families in New York society.
Dikkatinizi bana New York sosyetesindeki en iyi ailelerinin kızlarına verebilir misiniz?
Gentlemen. These are the daughters of the most famous New York society.
Baylar bu kızlar New York sosyetesindeki en ünlü ailelerinin kızlarıdır.
I had a wife, two beautiful daughters.
Bir karım vardı ve çok güzel iki kızım.
And kidnapped his two daughters, age three and one.
Üç ve bir yaşlarındaki iki kızını da kaçırmış durumda.
Good morning, Your Honor. Jeffrey Desange murdered my niece. And abandoned his daughters in the forrest.
Jeffrey Desange kuzenimi öldürüp kızları ormanda terk etti.
Because we have two daughters and a third on the way.
İki kızımız var ve üçüncüsü de yolda.
Do you think your fucking fancy suit and acting like an asshole is gonna make your daughters happy?
Kızlarını, böyle fiyakalı takım elbiseler şerefsiz biri gibi davranışlar mı mutlu eder sanıyorsun?
It's tragically ironic that the day we received the Son of God, he called one of his daughters home.
Tanrı oğlunu bize gönderdiği gün kızlarından birini eve çağırdı. Bu nasıl acı bir tesadüftür.
Much less stress... another mans wives and daughters.
Başka adamların kadınları ve kızlarına göre daha az stresli.
mina type of girl are not allowed to celebrate independence day and you people too if you can't understand the emotions of your daughters.
kız mina tür izin verilmez Bağımsızlık günü kutlamak için ve insanlar çok Eğer duygular anlayamıyorum eğer senin kız.
It's just that I was thinking of this case of a man who treated his daughters appallingly.
Sadece bu olayda bir adamın kızlarına davranışının korkunçluğunu düşünüyordum.
Well, I reckon he could wait a few more hours as opposed to his wife and daughters having an accident.
Yurt dışından geliyor. Kaza geçiren eşi ve çocukları için fazladan bir kaç saat beklemeyi umardı sanırım.
There was a mother and three of her daughters.
Anne ve üç kız.
You still have daughters who need you right now.
Sana ihtiyacı olan bir kızın var biliyorsun.
I have never, and absolutely never, gone back on a promise I made to either one of my daughters.
Ben asla ve asla kızlarıma verdiğim sözlerde geri adım atmam.
She's as real as can be to my daughters.
En az benim kızlarım kadar gerçek.
I've broken a 20-year-old promise I made to my daughters.
Kızlarıma verdiğim... 20 yıllık yemini bozdum.
- Yeah, i gotta go see me, uh, daughters.
Evet, bende kızlarımı görmeye gideceğim.
I'm here to take you to King's Landing and bring back Lady Stark's daughters in exchange.
Ben, seni Kralın Şehri'ne götürüp karşılığında Leydi Stark'ın kızlarını almak için buradayım.
More innocent than Lady Stark's daughters?
Leydi Stark'ın kızlarından daha mı masum?
The house that puts family first will always defeat the house that puts the whims and wishes of its sons and daughters first.
Ailesini her şeyin üstünde tutan bir hanedan, oğullarının ve kızlarının kapris ve arzularını her şeyin üstünde tutan hanedanı yener.
Craster's got his daughters to feed.
Craster'ın kızlarını beslemesi gerekiyor.
And more daughters than I can count.
Sayamadığım kadar da kızım var.
Lord Frey requires a formal apology for your violation of your sacred oath to marry one of his daughters.
Lord Frey, kızlarından biriyle evleneceğinize dair ettiğiniz kutsal yemini bozduğunuz için resmi bir özür talep ediyor.
Our father requires Lord Edmure to wed one of his daughters- - Roslin.
Babamız, Lord Edmure'un kızlarından biriyle evlenmesini istiyor, Roslin.
He's wanted me for one of his daughters since I was 12.
12 yaşımdan beri, beni kızlarından biriyle evlendirmeye çalışıyor.
Think about your two daughters.
İki tane kızın var, düşün.
They have two daughters.
İki kızları oldu.
Peter Pintado called to invite you to your daughters birthday party tonight.
Peter Pintado, kızınızın doğum günü partisine sizi davet etmek için aradı.
He had two daughters And a son
2 kızı 1 de oğlu vardı.
Have them prepare the Host for Lorenzo, and his wife, and all his daughters.
Lorenzo için şarap ayini ekmeğini hazırlat karısı için ve tüm kızları için.
Take our daughters to safety.
Kızlarımıza güvenli bir yer bul.
" Lock up your daughters.
" Kızlarınızı eve kapatın.
I'll kill his sons and daughters.
Oğullarını ve kızlarını öldüreceğim.
The doctor's right... billions will die..... Mothers, sons, fathers... daughters.
Doktor haklı... milyarlarca canlı ölecek anneler, oğullar, babalar... kızlar.
Mothers and daughters have been notified.
Anneler ve kızlarına haber verildi.
Lot and his daughters flee to the mountains never to see Abraham again.
Lut ve kızları İbrahim'i bir daha görmemek üzere dağlara kaçtılar.
All of them, all these sons and all these daughters are all now dead.
Bunların hepsi - bu oğullar ve kızlar - artık yaşamıyor.
Oh, yeah, daughters are the fucking worst.
- Evet, kızlar en zorudur.
Ted and me... and my 2 twin daughters.
- Ted ve ben... ve ikiz kızlarım.
- This is Sam Sotto's daughters right here.
- Bunlar Sam Sotto'nun kızları.
Now when you're done standing there crying and feeling sorry for yourself you are gonna go and apologize to both your daughters for being such a jerk.
Orada durup ağlayarak kendine acıman bitince öküz gibi davrandığın için gidip iki kızından da özür dileyeceksin.
Did you bring your wives and daughters down with you?
Onların eşleri ve çocukları için buraya getirdi?