Daughter time traducir turco
930 traducción paralela
Last time, when the Magistrate Lee's daughter was found, I mentioned that subtly, didn't I?
Yargıç Lee'nin kızı bulunduğunda size ima etmiştim.
"From what you told me, I must strongly recommend that we detain your daughter for the time being in my clinic."
"Bana anlattıklarınızdan dolayı kızınızı bir süreliğine kliniğime yatırmanızı şiddetle tavsiye ediyorum."
That daughter of mine's knocking'em cold before her time!
Kızım daha bu yaşta erkekleri peşinde sürüklüyor, öyle değil mi?
My daughter talks of you all the time.
Kızım hiç durmadan sizden söz ediyor.
MacDougall, the court charges you to lock your daughter in the wine cellar until the court has time to pass sentence.
- Janie McDougall? - Suçlu. - Ne?
It's time you behave and act like you was Miss Ellen's daughter.
Artık kendine gelip Bayan Ellen'ın kızı gibi davransan iyi olur.
You may require his services if your daughter jeannette keeps spending time in the chief physician's office.
Kızın Jeannette başhekimin ofisinde vaktini geçirmeyi sürdürürse onun hizmetinde kalmaya devam edersin.
It's not that I disapprove of his being a critic but no man with this published attitude should take any man's daughter anyplace, at any time.
Beni rahatsız eden onun eleştirmen olması değil... ama böyle şeyler yazan bir adam... EVLİLİK, BİR HİLE VE HATADIR... hiç kimsenin kızını hiçbir yere götürmemeli bence.
This time your daughter pays for her own mistake.
Bu sefer kızınız kendi hatasını kendi düzeltecek.
All the time you were making advances to my daughter... you were carrying on with this Jezebel!
Bunca zamandır kızıma sırnaşıyordun ve... bu ahlaksız kadınla birlikteydin öyle mi!
At such a time, I'll loose my daughter to him.
- Yine öyle yürürken, kızımı yollarım yanına.
You've been East a long time... but you still oughta know that a white man don't marry an Indian out here... even the daughter of a chief.
Uzun zamandır Doğudasın ama beyaz bir adamın bir Kızılderili ile evlenmediğini bilmelisin Şefin kızı bile olsa.
He's provided for my daughter a long time - -
Uzun zamandır kızımın geçimini sağlıyordu.
Well, once upon a time... there was a rich king who had himself a son and a daughter.
Bir zamanlar bir oğlu bir kızı olan zengin bir kral varmış.
I took time out because I wanted to see my long-Iost daughter.
İzin aldım çünkü uzun zamandır görmediğim kızımı görmek istedim.
As many of you know, the Holy Bible omits some 30 years of Moses'life, from the time he was a three-month-old baby and was found in the bulrushes by Bithiah, the daughter of Pharaoh, and adopted into the court of Egypt
Çoğunuzun bildiği gibi İncil'de Hz. Musa'nın hayatının ilk 30 yılı yer almaz, 3 aylık bebekken, firavunun kızı
As soon as I've some free time, I'd like a daughter, too.
Biraz boş zaman bulur bulmaz ben de bir kız çocuğu istiyorum.
Young man, this is the last time you're ever going to take my daughter out!
Genç adam, bu, kızımı son kez dışarı çıkarışın!
Isn't it about time for Mikami's daughter to get married?
Mikami'nin kızı da evlenme çağına gelmedi mi?
This is a time for father and daughter to have a little... little talk.
Bu, baba ve kızın küçük bir konuşma vakti.
The time of drowning coincides with that of your daughter's disappearance.
Boğulma anı, kızınızın kaybolduğu güne denk geliyor.
Raised part of the time in my house, with my own dear son, Ari... and with my dear daughter, Jordana, who sits beside him in this place.
Büyükken büyük bir evin yarısını öz oğlum Ari ve burada yanımda oturan Jordana'yla beraber benim evimde geçirirdi.
I'm not gonna sit here, sweat, feel hot lead, and at the same time listen to that sugar-coated malarkey about the beggar woman and her daughter. That's all! Finished!
Burada korkudan kan ter içinde öylece oturup, bir yandan da dilenci kadın ve kızının allanıp pullanmış deli saçması hikâyesini dinleyemem.
That's certainly quite a stretch of time, but she's a bricklayer's daughter.
Bu gerçekten çok uzun bir süre... ama o duvarcının kızı.
I remember, you hit town last time in a freight car. You saw my daughter then...
Patron Finley eyaletindeki petrolu sattı.
And Carmen, being the executioner's daughter, was having a hard time too.
Carmen de bir celladın kızı olduğu için erkekler onunla çıkmıyordu.
You're already the good-time girl and the vicar's daughter.
Sen zaten zevk düşkünü kız ve papazın kızısın.
Effective at the time of your death... the trust provides for very liberal settlements... on your wife and daughter... and more than sufficient funds... for your financial needs in your new identity... from sums assigned to us as your trustees.
Ölüm tarihinizden itibaren geçerli olmak üzere belgeler, eşiniz ve kızınız için son derece cömert maddeler içeriyor ve de kayyumunuz olarak bize devredilen miktarlardan yeni hayatınızda karşılaşacağınız finansal ihtiyaçlarınız için yeterli olanın çok üzerinde bir para.
My daughter... she's married to a doctor... and maybe by this time, I'm a grandfather.
Kızım... Bir doktorla evli ve belki bu sefer, büyükbaba olurum.
Once upon a time, I thought I'd offer him my daughter's hand, but he turned out to be a fool.
Bir zamanlar, onu kızımla evlendirmeyi düşündüm, ama aptal olduğu ortaya çıktı.
The time has come for you to instruct your daughter in the ways of the world!
Kızına dünya şartlarını öğretme zamanın geldi artık!
Daughter, it's time I had grandchildren.
Kızım, artık dede olmak istiyorum.
My daughter has been covering her face with yashmak for a long time.
Kızım uzun zamandır yüzünü yaşmak ile kapatıyor.
- What time does my daughter leave?
- Kızım ne zaman ayrılıyor? - Birazdan.
There is much time, daughter.
Daha çok zamanın var kızım.
My daughter was in my arms the whole time.
Kızım kollarımın arasındaydı.
Once upon a time a king had a daughter.
Bir zamanlar, bir kralın bir kızı varmış.
Mr. Albert Pinson, of the 16th English Hussars... who fought with distinction in the Crimean War... to Mademoiselle Adele Hugo... daughter of Victor Hugo... officer of the Legion of Honor... one time peer of France... and former people's representative under the republic.
Kırım Savaşı'nda başarıyla savaşmış olan... "... Bay Albert Pinson, Legion of Honour Nişanı sahibi... "
"For the time being, my oldest daughter, Edna Luise von Stein, is to manage them."
"Büyük kızım, Edna Luise von Stein, malvarlığımı şimdilik yönetmeye kabildir."
But the method needs time, patience and a skilful daughter.
Ama bunun için zaman, sabır ve yetenekli bir kız gerekir.
If you ever have a daughter and come the time for her wedding... you'll know.
Eğer bir gün bir kızın olursa, ve bir gün onu evlendirirsen o zaman görürsün.
Actually I myself have come here for the first time I didn't ask your daughter to see me here
Ben bile hayatım da ilk kez buraya bulunuyorum Kızınıza buraya gelmesini rica etmedim
She prefers it if her daughter has a steady guy and not a different one all the time.
Her seferinde farklı birini değil sabit bir sevgiliyi tercih ediyor.
- Your daughter ate well last time.
- Kızın geçen sefer iyi yemek yedi.
At the time he didn't know he'd have a daughter in law like you.
O sıra senin gibi bir gelini olacağını bilmiyordu.
Then we don't have much time, because my daughter is alive in this house.
O zaman fazla vakit yok... çünkü kızım bu evin bir yerlerinde ve canlı.
At that time, your daughter-in-law was controlled by the evil of the West.
O an, gelininiz kötülüğün tesiri altındaydı.
Next time, I'll just be the daughter of your friends.
Bir dahaki sefere sadece ben olacağım arkadaşlarının kızı.
There'll come a time... when your daughter will want to know about her natural mother.
Kızınız bir gün... öz annesinin kim olduğunu öğrenmek isteyecek.
My daughter, Charlene and I, Charlie, we were part of an experiment that happened a long time ago.
Kızım, Charlene ve ben, Charlie, Uzun zaman önce yapılan bir deneyin parçalarıydık.
I spent some time there with her daughter and my neighbor Cristal.
Orada biraz vakit geçirdim onun kızı ve komşum Cristal ile birlikte.
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to go home 94
time to die 52
time flies 78
time to wake up 54
time is running out 68
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to go home 94
time to die 52
time flies 78
time to wake up 54
time is running out 68
time is money 74
time is of the essence 71
time to go 627
time is up 41
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time's up 595
time to eat 55
time is 18
time is of the essence 71
time to go 627
time is up 41
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time's up 595
time to eat 55
time is 18
time will tell 62
times are changing 28
times before 18
times a week 28
times in a row 26
time for bed 134
times change 49
times over 33
times a day 121
times three 18
times are changing 28
times before 18
times a week 28
times in a row 26
time for bed 134
times change 49
times over 33
times a day 121
times three 18