English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ D ] / Do you see

Do you see traducir turco

20,545 traducción paralela
Do you see how, at the time of death, these bruises weren't there, now they are?
Ölüm zamanı o yaralar yokmuş ama şimdi varlar, gördünüz mü?
- What do you see?
- Ne görüyorsun?
Do you see them, master? I do.
- Onları görebiliyor musun efendim?
Do you see me up to my elbows in dirty dishes?
Bulaşığa gömüldüğümü görmüyor musun?
Do you see that little door there?
Şuradaki küçük kapıyı görüyor musun?
Do you see that area right there?
Şuradaki alanı görüyor musun?
What do you see?
Ne görüyorsun?
What do you see?
Ne gördün?
what do you see?
Kirsten, ne görüyorsun?
What do you see? Good here.
Burası tamam.
Where do you see yourself in ten years?
Kendini on yıl sonra nerede görüyorsun?
Do you see me holding her back?
Onu tutuyor muyum bak?
Okay, do you see the figure eight tracings?
Pekala, çizdiğim yolu görüyor musun?
Carter, do you see anything? Yes, wonderful things.
- Bir şey görüyor musun Carter?
Honey... Do you see that guy over there?
Hayatım şuradaki adamı görüyor musun?
Hmm? Do you see that guy over there?
Şuradaki adamı diyorum?
I want to see what you do at these things, all right?
O konularda ne becerin varmış görmek istiyorum.
Actually, we never see eye to eye on anything, but I do want to thank you for everything you've done to get my mom back.
Aslında hiç anlaşamıyoruz ama annemi bulmama yardım ettiğin için teşekkür ederim.
- Okay, hey, there's no rush, but if you do see Neuro, get them up here, please.
- Acele etmene gerek yok ama nörolojiden birilerini görürsen buraya gelmelerini söyle.
Do you know what it felt like to walk into that trauma room and see you on that table and think to myself,
Travma odasına girip seni masada yatarken gördüğümde ne hissettim biliyor musun?
You do not like the moth I see.
Bakıyorum güveleri sevmiyorsun.
Do you see that?
Bunu görüyor musun?
You will not see her until I say, and then you will do exactly as I tell you.
Söyleyene kadar onu görmeyeceksin ve sana ne dersem onu yapacaksın.
Do you know what I see?
Ne görüyorum, biliyor musun?
When you're on NZT, do you ever see things?
NZT'nin etkisindeyken bir şeyler gördüğün oluyor mu?
Look, Harris, I trust your instincts, I really do, but unless you can find a flaw in the chain of evidence that's brought us all here, how about we see this through?
Harris, içgüdülerine güveniyorum, gerçekten ama hepimizi buraya getiren kanıt zincirinde bir kusur bulamadıysan şu işi yapalım mı?
Look, I don't know when the next time I'm gonna see you guys again and... I don't know what I'm gonna be like when we do, but...
Sizi bir daha ne zaman görürüm bilmiyorum ve görüştüğümüzde de nasıl bir halde olacağımı bilmiyorum ama şunu bil ki şunu bil ki geçtiğimiz yıl pişmanlık duyduğum bir şey varsa o da sana yalan söylememdir.
What they do is they give your baby, they steal it from you and they give it to some fucking child-hungry middle-class couple and then I won't get to see the baby again.
Yaptıkları şey, senden bebeğini çalmak ve orta sınıf, çocuk meraklısı bir çifte vermek oluyor. Ve sonra bir daha bebeğini göremiyorsun.
But if I see you're about to go down a dangerous path, what am I gonna do, stick my head up my ass?
Ama senin tehlikeli bir yola girdiğini görünce ne yapsaydım, kafamı kuma mı gömseydim?
See what you can do.
Bak bakalım elinden ne gelir.
Do you know people can see for three miles on flat land?
Düz bir arazide insan gözünün 5km kadar uzağı görebileceğini biliyormuydun?
Yeah, I'll see what my guy can do, and I'll call you later, okay? GHOST :
Evet, adamın neler yapabileceğine bir bakalım da sana sonra dönerim, olur mu?
But when I see you making all these moves, sending demons out to do your dirty work, underneath all this, uh, crazy, all I see is fear and desperation.
Ama ben senin yaptığın tüm hamleleri gördüm, kirli işini yaptırmak için iblisleri yollaman, hepsinin altında, uh, bu deliliğin, tüm gördüğüm korku ve çaresizlik.
You see, we don't really do well in correctional facilities.
Islak evlerinde pek de iyi değiliz.
See how you do.
Bakalım nasıl yapıyorsun.
Do you want to see Rustom walk free?
Rustom'ın serbest kalmasını istemiyor musun?
Do you still see her?
- Onu hâlâ görüyor musun?
All I want to do is see you get down on your knees and say, "I quit."
Tüm istediğim şey senin dizlerinin üstüne çökmen ve istifa ediyorum demen.
( SNIFFS ) Do you think it matters if people see... see us together?
Sence insanların bizi beraber görmesi sorun olur mu?
I do hope you see the merit in my proposal.
Umarım teklifimin yararını görmüşsünüzdür.
If you do exactly what I say, you might just live to see another day.
Eğer tam olarak yaparsanız ben, ne demek Eğer sadece başka bir gün görmek için yaşamak olabilir.
Do you regularly see someone?
Düzenli birisini görüyor musun?
Do what you can with that, see where it gets you.
Bununla yapabilir misin ki? Bak ne haldeyiz.
Because I've seen your type before, mouth, now you're not going to do anything to me because if you do, you know, you'll never see your family again.
Çünkü senin gibi tipleri çok gördüm, düşük çeneli, şimdi, bana hiç bişey yapamayacaksın. eğer yaparsan, biliyorsun. Aileni asla göremezsin
Do you know how many faces I see in a day?
Gün içerisinde kaç tane yüz görüyorum biliyor musunuz?
You do not get to make up the facts as you see fit.
Gerçekleri gördüklerinize göre değiştiremezsiniz.
I was never, ever going to see him again. What do you think that that means?
Ne anlama geliyor sizce?
You do not want to see what that hell dog did upstairs.
O cehennem köpeğinin yukarıyı ne hale getirdiğini görmek istemezsiniz.
" Do you not see that we are from Kazakhstan,
" Kazakistan'dan geldiğimizi görmüyor musun,
What do you mean "see"?
- Ne mi gördün? - Cisco bazı şeyleri görebiliyor.
You didn't see this spriit so how do you believe in it..?
Ruhu görmediysen nasıl bu kadar eminsin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]