Dynamic traducir turco
1,115 traducción paralela
If you look at the social dynamic around them, they actually didn't do anything.
Etraflarındaki sosyal dinamikler olmasa bir şey yapmadıklarını görürsünüz.
He's using a dynamic address scheme.
Değişken bir adresi var.
Just give him a day or two and I'm sure he'll be back to his old, dynamic self.
Ona birkaç gün tanı ve eminim ki eski dinamik kişiliğine geri dönecektir.
Congratulations, and welcome to the dynamic world of mobile pretzel retailing.
Tebrikler! Ayrıca gezici pretzel tezgahının dinamik dünyasına hoş geldin.
Very dynamic.
çok dinamik.
He's dynamic, caring. I can't imagine...
Ayrıca cevval ve şefkatli biridir...
A young, but dynamic company.
Genç fakat dinamik bir şirket.
This is dynamic.
Bu dinamik.
Hess was convinced the dynamic orator he heard was the long-awaited Messiah, prophesied in German occult circles.
Hess bu heyecanlı konuşmacının, Alman okült oluşumları tarafından öngörülen uzun zamandır beklenen Mesih olduğuna ikna olmuştu.
Flashy shop, dynamic crew, business booming.
Pırıl pırıl dükkân, insanlar dinamik, işler tıkırında!
Maybe if we vary the EM stress parameters, the warp field dynamic would increase.
Belki, eğer EM Kuvvet Parametrelerini değiştirirsek, Warp Alanının dinamiği artacaktır.
It would create a hydro-dynamic shock wave.
Hidro dinamik şok dalgası yaratacaktır.
I mean even considering the dysfunctional dynamic of Pete and Melissa's relationship, you know, on again, off again, on again, do you think Pete would cheat on Melissa?
Pete ve Melissa'nın, sürekli ayrılıp barıştıkları işlevsiz ilişkilerini göz önünde bulundursak bile, sence Pete Melissa'yı aldatıyor mu?
Trying to overshadow my dynamic personality with some mud?
Benim dinamik kişiliğimi biraz çamurla gölgelendirmeye çalışmak mı?
The relationship that you have with your mother... affects every other dynamic in your life.
Siz ne derseniz deyin insanın annesiyle olan ilişkisi hayatındaki tüm diğer şeyleri etkiler.
- Dynamic duo, baby!
- Dinamik ikili.
Teaching Smoonenberg the necessary sense of timing and distance to ensure a safe yet dynamic duel taxes even Jackie's patience.
Smoonenberg'in gerekli zamanlamayı ve mesafeyi korumayı öğrenmesi gerekiyordu gerekli güvenliği sağlayabilmek için
In the third hostile Wayne-Powers takeover this year, Powers has retained his crown as Gothams most dynamic corporate king.
Bu yılki üçüncü Wayne-Powers çekişmesinde Powers, Gotham'ın en enerjik sanayi kralı olma ünvanını korudu.
I mean, I spent my entire life trying to figure out the dynamic I had with my own father.
Bütün hayatımı kendi babamla olan ilişkimi anlamaya çalışarak geçirdim.
Also with me tonight are the dynamic duo, William Milo and Robin Hannah, who green-lighted all of Shaquille O'Neal's movies, - including KaZaam. - [Gasping, Murmuring]
Benimle birlikte bu akşam karşınızda Dynamic Duo ile KaZaam dahil tüm Shaquille O'Neal filmlerine yeşil ışık yakan William Milo ve Robin Hannah var.
- Dynamic, isn't it?
- Enerjik, değil mi?
Iook. it's the dynamic duo.
Baksana dinamik ikili.
This says that I comprehend the military industrial power dynamic.
Bu, askeri-sanayi güç dinamiklerini anladığımı gösteriyor.
- Really? - Your scroll... I was swept away by the majesty of your words The brilliance, the soul-changing dynamic of your vision.
Tomarın, ben-ben... kelimelerinin ihtişamıyla... vizyonunun dehasıyla... ruh değiştiren dinamiğiyle uzağa sürüklendim.
Voyager revealed an atmosphere of hydrogen and helium gas, whose clouds were much more dynamic than had been imagined.
Voyager, bulutları tahmin edilenden çok daha dinamik, hidrojen ve helyum gazından oluşan bir atmosferi ortaya çıkardı.
Neptune's atmosphere was more dynamic than Uranus, but made of the same gases and ices.
Neptün'ün atmosferi Uranüs'ünkinden çok daha dinamikti ama bazı gazlar ve buzlardan oluşmuştu.
But they'll have to be dynamic, inspiring, brilliant and- -
Ama dinamik, esin veren, zeki vs. olmalı.
That's the dynamic we agreed on.
Bu dinamiği kabul ettik.
They're always so dynamic.
Onlar her zaman enerjiktirler.
Uh-huh. The only thing you three could win... is a loser contest, baby. - The Dynamic Dorks.
Dinamik ahmaklar!
We have a little bit of a family dynamic going here and it mirrors what I grew up with.
Büyüdüğüm aile ortamına benziyor. Babam görev adamıydı.
Tbey bave a kind of dynamic Ietbargy.
Hepsi bir çeşit dinamik uyuşukluğa sahiptir.
Lee's dynamic on-screen presence, coupled with an audience empathy that cuts across all cultural boundaries have resulted in his films shattering box office records.
Lee'nin sahnedeki dinamizmi, seyircinin duygularıyla birleşince tüm kültürel sınırlar aşılır ve neticesinde filmleri gişe rekorları kırar.
That Interstene 60 dynamic, was clearly a work again.
60 numaralı otobanın dinamikleri yine iş başındaydı.
Far be it from me, lowly creature that I am to ever tread on the sanctity of the Dawson and Joey dynamic.
- Tabii, ben uzak durayım. Benim gibi sefil bir yaratık kim oluyor ki, Dawson ve Joey dinamiğinin kutsallığını ayaklar altına alıyor?
You're this amazingly smart, beautiful, sexy... dynamic, incredible woman... and you could have practically any guy you want.
Çünkü inanılmaz akıllı güzel, seksi dinamik, olağanüstü bir kadınsın ve aslında istediğin her erkeği elde edebilirsin.
You are a powerful... sexy... dynamic colossus of a man.
Sen güçlü, seksi, dinamik ve devasa bir adamsın.
Dynamic tension.
Dinamik gerilim.
Due to the dynamic with the father. Seth probably sought the affections of older or unobtainable men.
Anladığım kadarıyla Seth babasıyla yaşadığı sorunlar yüzünden yaşça büyük zor erkekleri çekici buluyordu.
I think I might just get a better understanding of what your dynamic is together.
Hayır. Bunu aranızdaki etkileşimi görmek için istedim.
By seeing your dynamic first hand. I can gain some insight into Will and Will's issues.
Onu daha iyi tanımak için aranızdaki etkileşimi görmek istedim.
It's just that your presentation was so dynamic.
Ama Will konuşmanı kesip durdu.
creativity and the dynamic human spirit that refuses to submit!
... baş eğmeyi reddeden yaratıcılık ve dinamik insan ruhu gibi şeyler için! Tamam.
We need 77, we need Berus. These are dynamic factors.
77'ye ihtiyacımız var, Berus'a da.
Note on the dynamic evolution between UCDI and NGO.
UCDI ile sivil toplum kuruluşları arasındaki dinamik evrime dikkat edin.
Note on the dynamic evolution between UCDI and NGO.
UCDI ile STK'ler arasındaki dinamik evrime dikkat edin.
Part of what I like about Silicon Valley is just that it's so dynamic, and you can do anything here. And even the money-grabbing approach. Even if it's slightly tasteless especially when you come from Europe, it's a really good motivational factor.
Silikon Vadisi'ni en sevdiğim özelliği dinamik olması, burada herşeyi yapabilirsiniz ve hatta para kopartmak yaklaşımı Avrupa'dan gelen birisi için tatsız olsa da, motive edici bir faktör, ve işleri yaptırmanın iyi bir yolu
I have some dynamic choices that I...
Bazı enerjik seçenekler var ki ben...
- Dynamic changes on the EKG.
Ekokardiyografide değişiklikler var.
Make it dynamic!
Canlan biraz!
The weird thing is that the whole dynamic has changed for me.
İşin garibi dengeler benim için değişti?