Fake it traducir turco
2,808 traducción paralela
You know? You can't fake it.
Bu konuda numara yapamazsın işte.
Fake it with Cialis.
Cialis ile onu aldatın.
If you don't have a partner, find someone to fake it for you.
Eğer bir eşiniz yoksa, sizin için birini bulabiliriz.
Okay, we just do it. Nothing happens, and then we know it's fake.
Deneriz, hiçbir şey olmaz ve biz de sahte olduğunu anlarız.
Because that way, We'll know it's fake for sure, huh?
Bu yolla, sahte oluğuna emin oluruz, ha?
If the heart was hit, it's possibly fake.
Onu hemen ameliyata almazsak, bir saat içinde ölecek.
You know, I don't recognize my own voice anymore. It sounds all tinny and fake, like someone who doesn't come from anywhere.
Biliyor musun, artık kendi sesini tanımaz Tüm teneke ve sahte, sesler yerden gelmiyor biri gibi
It's part pretend, part real, fake detectives, real cases, you're in a wheelchair, Roger can walk... w-what's not to get?
Yarı yalan, yarı gerçek, sahte dedektifler, gerçek davalar sen tekerlekli sandalyedesin, Roger yürüyebiliyor... Anlamayacak ne var?
It's all a big fake..
Hepsi numara.
You were raking it in like crazy, until Jared Baker found out that the school was fake.
- Jared Okulla ilgili gerçeği öğrenene kadar bütün paraları deli gibi araklıyordun.
And I always would look at people's music, and if I didn't hear that side, I knew it was fake.
Ve ben her zaman başkalarının yaptığı müziğe bakardım, ve o B kısmını duyamazsam, bilirdim ki bu bok sahte.
Ran the address ; It's fake.
Adresi sorguladık, sahte.
Pathetic dudes tell themselves when they get a fake number, but, like, isn't it possible that just once, that's what really happened?
Bazı kişiler eline sahte numara geçtiğinde ne yapacağını bilemez. fakat bu gerçek olabilir mi? Yani bu olanlar?
If we lose that in the MoMA performance, if it's just a fake knife and ketchup, then we lost.
Eğer MoMA'da başarısız olursak sahte bıçak ve ketçap oyunundan farkı kalmaz. Ve batarız.
Listen, while you take your fake phone call, is it okay if I steal Dan for a second?
Dinle, sen düzmece telefon görüşmeni yaparken Dan'i bir saniyeliğine çalabilir miyim?
It's all fake.
- Hepsi sahte.
Rachel's saying it's all fake.
- Rachel sahte olduğunu söylüyor.
It's a fake, as you well know.
Sen de bilirsin ki, o tablo sahte.
It sure can, fake Morgan Freeman.
Kesinlikle sahte Morgan Freeman.
It is my honor and privilege as fake Oprah Winfrey to present the night's final award... most handsome young man.
Sahte Oprah Winfrey olarak gecenin son ödülünü sunmak benim için bir onur ve ayrıcalık. En yakışıklı genç adam ödülü.
So, it's a fake address.
Adres sahteymiş yani.
It's not a fake, it's his address.
Sahte değil, onun adresi bu.
You think it's another fake?
Sence bu da sahte mi?
You don't know it's fake.
Sahte olduğunu bilemezsin.
Is it illegal to sell fake art?
Sahte tablo satmak yasal mı?
- We're working with Interpol to try to track it down, but the plates were registered to a fake name. - "Mariposa."
- İnterpol ile beraber takip etmek için araştırıyoruz, ama sahte bir isime kayıtlı. - "Mariposa."
It was so dreary, they'd actually put fake backdrops in the windows.
Orası çok bunaltıcıydı çünkü camların arkasına sahte manzaralar koymuşlardı.
I always knew it was fake.
Sahte olduğunu her zaman biliyordum.
- Ohhh. It's totally fake.
Tamamen sahte.
He's pretty busy. Are you seriously angling for a job that you mocked as fake the whole time I had it?
Zamanında ben yaparken sürekli dalga geçtiğin bu işi gerçekten istiyor musun?
It was fake, but it felt real.
Bu bir düzmeceydi ama... Hissettiklerim gerçekti.
Playing dumb, messy signature, losing a video game- - it's way too complicated to fake.
Salağı oynamak, bozuk imza video oyununu kaybetmek - Numara yapılması çok zor konular.
- It's fake.
- Ne?
The cards are saying it right here : "You need to cut that fake plastic scrotum off the back of your trailer hitch."
İşte kartlar burada, şöyle söylüyorlar "Çekme kancası bağlantısının arkasındaki sahte plastik testis torbasını kesmelisin."
It was a fake? Phony?
- Çalınan teknoloji sahte miymiş?
It's a fake pitcher.
Sahte bir sürahi o.
It's a fake pitcher.
Sahte sürahi var.
The watch, the chest, the cipher, the Cantonese Bible, t-t-the tunnel cave-in - - well, it was a fake cave-in.
Saat, sandık, şifre, Kanton İncil'i tünel mağarası... - Aslında, o sahte bir mağara.
Yeah, they're just not buying this story that they broke in here and that they knew how to use your highly regulated drill that you just bought, and then use it to rob your fake, useless vault.
Şirket, adamların buraya girmelerini ve sıkı yönetmeliklere tabi sizin aldığınız matkabı kullanmalarını ve sonra onu sizin sahte işe yaramaz kasanızı çalma hikâyenizi yutmadı.
It's a fake pregnant belly for expectant fathers so they can feel what their wives are feeling.
Müstakbel babalar için sahte bir gebe karnı. Karılarının nasıl hissettiklerini anlayabilsinler diye.
God, I can't believe Ben would just take our fake relationship and throw it all away.
Tanrım, Ben'in olmayan ilişkimizi alıp onu bir köşeye atmasına inanamıyorum.
I know times are tough, but it doesn't make sense for anyone in the game to rob our vics for fake cash.
Kötü bir zamandayız, ama oyundaki hiç kimse böyle bir şey yapmaz. Kurbanlarımızı sahte para için soymazlar.
It's just, I'd rather run the fake campaign ads that I made when I was ten than become negative and cynical.
On yaşındayken yaptığım sahte kampanya reklamlarını yayınlamayı tercih ederim sadece sonra negatif ve küçümseyici olurum.
He wasn't happy at us telling him it was us who nicked it, and then trying to sell him a fake back instead of the real thing.
Ona hırsızların bizim olduğumuzu söylediğimizde ve ardından gerçek bir şey yerine sahtesini satmaya çalışınca mutlu olmadı.
Well, they found the painting in the house and it was fake.
Şey, evde buldukları resim sahteymiş.
- But by the time it got to Harry Holmes and his father-in-law, it was a fake.
- Katılıyorum. - Aynı zamanda o Harry Holmes ve kayınpederindeydi ve sahteydi.
If you were going to give Harry Holmes a fake, you're not going to risk him spotting it, are you?
Eğer Harry Holmes'e sahte bir tablo verecekseniz, bunu farketmesi riskine girmezdiniz, değil mi?
OK, right, well, the, er, the fake... so, when you'd finished it, did they collect it from here?
Tamam, tamam, ıııı, sahte... öyleyse, onu bitirdiğinde, onu buradan gelip aldılar mı?
Not even the fake kind, where the woman kinda secretly likes it, all right?
Hatta kadının gizliden hoşuna giden sahte tecavüzleri bile. Tamam mı?
I can do some follow up press and an e-vile tonight. You can use your fake name if you want, but it's here. It's all right here, at the press of a button, that Enter button.
Bu gece sahte adını kullanabilirsin hepsi burda
They made a top 10 pharmaceutical company using fake books to buy it cheap.
Ucuza kapatmak için 10 tane farklı isimle paravan şirket kurdular.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72