English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ F ] / Feel something

Feel something traducir turco

4,267 traducción paralela
No, I'd like you all to think of one moment where she made you feel something real.
Size gerçekten içten bir şeyler hissettirdiği bir anı düşünün.
It's kind of a desperate attempt to feel something, I suppose.
Birşeyler hissetmek için umutsuz bir çaba.
Yeah, I feel something, but I told you last night, this can't happen.
Evet, birşey hissettim, ama dün söyledim, bu olamaz.
Did you feel something?
Ne hissediyorsun?
It's working already, and I can feel something.
Şimdiden işe yaramaya başladı. Bir şeyler hissediyorum sanki.
I can feel something.
Bir şeyler hissediyorum.
Think something, feel something?
Birşey düşün, birşey hisset?
So it takes losing her to feel something?
Birşey hissetmek için onu kaybetmek mi gerekiyor?
I feel something too, but it's more like lunch passing.
Bende birşeyler hissediyorum ama daha çok öğle yemeğini kaçırmış gibi.
- I want to feel something. Anything.
- Bir şeyler hissetmek istiyorum!
Like all the times in my life when I was supposed to feel something, but I felt nothing.
Tıpkı hayatımın her anında, bir şeyler hissetmem gerekirken, hiçbir şey hissetmediğim gibi.
But I feel... something strong.
Ama güçlü birşey hissediyorum.
See, people always look at you funny when you say something that'cause they feel bad for you, or they...
İnsanlara böyle bir şey söylediğinde, sana hep böyle tuhaf tuhaf bakarlar çünkü sana acımışlardır, ya da...
Blake, I need to ask you something that may make you feel uncomfortable, might upset you.
Blake, seni rahatsız edebilecek, hatta kızdırabilecek bir şeyi sormam gerekiyor.
Something doesn't feel right.
Bu bana normal gelmedi.
No. And I feel like if Amber won't talk to me, then... obviously I did something wrong.
Amber'da benimle konuşmayınca yanlış bir şey yapmışım gibi hissediyorum.
And I try to swerve, but I can feel the car hit something.
Frene basıyorum ama bir şeye çarptığımı hissedebiliyorum.
- Does feel like something's missing.
- Sizcede birşeyler eksik gibi mi?
And just, I feel like we need, mmm... maybe we need, maybe we need somebody to come get us or something.
Ve yardıma ihtiyacımız var. Belki bizi buradan alabilecek birilerini gönderebilirsin.
I feel like something he loaded by mistake.
Sanki yanlışIıkla yanına aldığı bir şey gibi hissediyorum.
So how can something so right Feel so wrong tonight?
Bu kadar doğru bir şey, niye yanlış geliyor böyle?
How can something so right feel so wrong inside?
Bu kadar doğru bir şey, niye yanlış geliyor kalbime?
How can something so right Feel so wrong tonight?
Bu kadar doğru bir şey neden yanlış geliyor bu gece?
I feel like I'm still coming down from the drugs or something.
Sanki hala uyuşturucunun etkisinde gibi hissediyorum.
Something doesn't feel right.
Yanlış giden bir şeyler var.
I feel like I owe you something.
Sana borçlandığımı hissediyorum.
You might feel offended but.. ... If something like this happens after we're married.. ... I still won't tell you.
Kırılabilirsin, ama evlendikten sonra da böyle bir şey olursa yine sana haber vermem.
I feel like it's something I said.
Daha önce dediklerimin doğru olduğunu düşünüyorum.
I'm starting to feel like you don't like me or something.
Bence benden hiç ama hiç hoşlanmıyorsunuz.
- I feel that I should've wrote something... - Hello, gorgeous lady.
- Sanki birşeyler yazsam iyi olacaktı..
Something don't feel right. Fuck!
Siktir!
- I feel like I'm forgetting something.
- Sanki bir şeyi unutuyorum gibi geliyor.
AND EVERY TIME YOU SAY SOMETHING, I FEEL LIKE YOU'RE ATTACKING ME.
Ne zaman bir şeyler desen, bana saldırıyorsun gibi hissediyorum.
Do you, Misty, feel like you are something to yourself?
Kendin için bir şey olduğunu düşünüyor musun Misty?
Yeah, if something eats me here, feel free to say, "I told you so."
Evet, burada bir şey beni yerse, "demiştim" demekte özgürsün.
I feel like this is... this is one of those moments, a moment to really discover something, and it's happening to us, you and me.
Ama bu, o anlardan biriymiş gibi hissediyorum bir şeyleri gerçekten keşfetme anı ve bu bize oluyor, sen ve bana.
Now I feel like I have to get you something.
Şimdi benim de sana birşey almam gerekmiş gibi hissediyorum.
I guess I feel like there's something out of balance.
Ben denge dışında bir şey var gibi hissediyorum sanırım.
I'm sorry if you feel like you did something that you didn't wanna do but I would never have forced you to do anything.
İstemediğin bir şey yaptığını düşünüyorsan eğer üzgünüm. Ama ben seni herhangi bir şey için zorlamadım.
Well, the groove is something you feel. The groove is solid.
Gelenek, hissedebileceğiniz türden bir şeydir.
I feel like, right now, if I want to go do something, I can do it.
Bir şeyi yapmak istersem, yapabilirim.
I feel like it's something that God wants me to do. I can't just turn away from it, especially not now, now that I've started.
Bunu Tanrının benden yapmamı istediğine eminim özellikle şimdi buna sırtımı dönemem.
I feel like I should have a piece of cake or something.
Bir dilim pastayla kutlamalıyım.
I just feel like I'm not right in the head or something.
Sanki aklımı kaçırıyormuşum gibi hissettim.
I know. I could feel you about to say something.
Biliyorum, bir şey söylemek üzere olduğunu hissedebiliyorum.
It probably makes him feel guilty, as if he's exploiting me or something.
Belki de beni istismar ediyormuş gibi kendini suçlu hissediyordur.
I feel us at the edge of something here.
Burada bir şey kenarında bizi hissediyorum.
No, it's just something I think I want, and then later I feel awful about.
Hayır, sadece istediğimi sandığım ama sonra çok kötü hissettiren bir şey.
I'll find something to make you feel better.
Seni daha iyi hissettirecek bir şey bulurum.
There's something about shooting that makes a man feel fully alive.
Ateş etmek hakkında bilmen gereken bir şey var, insanı tamamen canlı hissettiriyor.
I felt sad, and I felt like our happiness used to be so easy and there used to be so much of it, and now I feel like happiness is something that we have to re-create.
Önceden çok ufak şeylerden mutlu oluverirdik, gerçekten mutluluk vardı. Şimdi mutluluğumuzu tekrar yaratmamız gerektiğini düşünüyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]