Something came up traducir turco
858 traducción paralela
I thought you weren't coming tonight. - Well something came up that I...
- Meksika'da gittiğimiz o lokantayı hatırlattı.
Something came up just as I left the office that pulls the rug right out from under that theory.
-... bu teoriyi destekleyen bir şey geldi.
- Something came up this afternoon.
- Öğleden sonra bir şey oldu.
- Frisbee, something came up.
- Frisbee, bir şey oldu.
What would you do if something came up and I had to leave you, and maybe we wouldn't be able to see each other again?
Biri gelir de seni bırakmak zorunda kalırsam ve bir daha birbirimizi görme şansımız olmasa ne yapardın?
Something came up. I don't want to talk about it. Why not?
- Konuşmak istemiyorum.
Something came up.
Bir işim çıktı.
Something came up.
Bir sorun çıktı, gelemedim.
Well, something came up, you know.
Neyse, bir şeyler oldu, biliyorsun.
Something came up.
Bie gelişme oldu.
Just in case something came up.
Bir sorun olursa ara demiştim.
- Something came up that's important.
- Çok önemli bir şey oldu.
He wanted to be here but something came up at the last minute.
Buraya gelmek istedi ama son anda birşeyler çıktı.
Something came up unexpectedly and he needs you.
Aniden bir şey çıktı ve sana ihtiyacı var.
I'm fine, but something came up.
Ben de iyiyim, ama bir işim çıktı.
Miss, the marquis called to say that something came up and he's stuck in town.
Bayan, marki bir sorun çıktığını ve şehirde sıkışıp kaldığını söylemek için aradı.
Something came up.
Biraz işim çıktı.
Something came up at the last minute.
Son dakikada bir şey çıktı.
Now, I don't want a screaming match, but the last time we were going to meet something came up, too.
Şimdi, tartışmak istemiyorum, ama geçen defa da tam görüşecekken bir şeyler olmuştu.
I'm sorry about last night, Madam Goren, but something came up.
Dün gece için üzgünüm, Madam Goren, fakat bir sorun çıktı.
Sasha, something came up.
Sasha, bir şey oldu.
Something came up. They'll be eating elsewhere.
Onlar yan odada karınlarını doyuruyorlar.
- Something came up.
- Bir şey gündeme geldi.
Did the gentleman say where he might be reached in case something came up?
Beyfendi bir şeyler olduğunda nasıl ulaşılabileceğini söyledi mi?
Something came up.
Bir şey var.
Something always comes up! Something came up three times for...
- Hep işin çıkıyor zaten.
I was gonna come down the other night and ask you to the Aces, but, I don't know, something came up.
Geçen gece gelip seni Aces'e çağıracaktım, ama işim çıktı.
- Sorry. Something came up.
İşim çıktı.
I know this is last minute but something came up.
Biliyorum son dakika ama bir şey çıktı. Bu gece yapamayacağım. Peki.
Something came up unexpectedly in here.
Beklenmedik şeyler oldu.
Something suddenly came up that I had to tend to.
Beklenmedik bir şey oldu.
[man # 4] Something came up.
Bir sorun çıktı.
Dr. Kramm came to look something up in a scientific book in my library.
Dr. Kramm kütüphanemdeki bilimsel bir kitaba bakmak için gelmişti.
I hate to bother you, but something very important came up.
Kusura bakmayın. Rahatsız ettim ama, önemli bir şey çıktı.
Something important came up.
Önemli bir işi çıktı.
Something very important came up.
Çok önemli bir işim çıktı.
I came up to tell you something, tiger.
Sana bir şey söylemeye geldim Kaplan.
Something probably came up.
Muhtemelen aniden bir şey çıkmıştır.
Something came up.
Bir şey çıktı.
Something unexpected came up.
Beklenmedik bir şey oldu.
She came out here - very unexpectedly - to discuss some mix-up about the children, and I merely suggested she put on something decent because you...
O aniden çıkıp geldi... .. beklenmedik bir şekilde. Bizim çocuklarımız hakkında karışık bir durumumuz varda ve bunu tartışıyorken ona öneriyordum..
Well... something important came up.
Şey... Önemli birşey oldu.
- Something important just came up.
- Önemli bir gelişme oldu.
Yes, I had a very hard day and something important came up.
Evet, zor bir gündü ve çok önemli şeyler oldu.
A white kid came in today that might shape up into something.
Bu gün gelen beyaz çocuk adam olabilir.
Something urgent came up.
Acil bir işi çıktı.
And... well he sits right next to me and... well... something went wrong with the... When we came out of hyper-drive his seat mechanism had blown up and he was dead.
Adama bir şeyler oldu... yüksek süratten çıktığımızda, koltuğu havaya uçtu ve adam öldü.
Something important came up at work.
İşimle ilgili bazı önemli gelişmeler oldu.
Something came up.
İşim çıktı.
Something unexpected came up.
Beklenmedik bir şey oldu da.
I got there at ten to six to pick something up, and then I came back 20 minutes later and...
Altıya on kala bir şeyler almak için oraya gittim. Ve 20 dakika sonra geri döndüğümde... Mrs. Fusco...
came up empty 20
up here 454
update 59
upper 104
upon 29
upset 163
uptown 38
upstairs 739
upright 26
upside 40
up here 454
update 59
upper 104
upon 29
upset 163
uptown 38
upstairs 739
upright 26
upside 40
uptight 38
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up against the wall 84
up to you 126
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up against the wall 84
up to you 126
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50