Feet in the air traducir turco
160 traducción paralela
That sucker jumped 3 feet in the air and come down stiff as a board.
O herif 1 metre havaya uçup ceset olarak yere yapıştı.
He's gonna take me up 10,000 feet in the air.
Beni yerden 3000 metre yukarıya çıkartacak.
Then he went over slowly, with his feet in the air.
Sonra yavaşça, ayakları havada, düştü.
It's 6,000 feet in the air.
1830 metre yüksekte, havadayız.
I suppose so. Now, Mr McLintock, what I wanted to say... Two-pound Stetson with a six-inch brim, 53 feet in the air, it's gotta be a record.
Umarım Bay McLintock, söylemek istediğim- - 900 gramlık kovboy şapkasını 2 metre yukarı atıyorsun.
More satisfying than 12 draped apostles and appropriate designs... on a curved surface 70 feet in the air.
20 metre yüksekte kavisli bir tavana 12 cüppeli havari ve gerekli süslemeler yapmaktan çok daha memnun kalacağım kesin!
I'll starve. You'll find me in the gutter with me feet in the air.
Cesedimi sokakta bulacaksınız.
That thing jumped about five feet in the air...
O alet yaklaşık 1,5 metre havaya fırladı...
In fact, it flew for a few minutes only, a few feet in the air.
- Aslında, biraz havalanıp birkaç dakika uçtu bile.
One minute you're flying 30,000 feet in the air next you are splattered all over the ground somebody's dachshund nipping at your pancreas.
850 metre yüksekte uçarken birden toprağa seriliverirsin ve birilerinin polis köpekleri gelip pankreasını çimdikler.
We were twenty feet in the air!
Havada 20 mil yukarıdaydık!
We're, like, 39 million feet in the air.
39 milyon fit yerden yüksekteyiz.
You jump out of a plane 20,000 feet in the air the chute doesn't open, I got news for you :
20,000 feet yükseklikte bir uçaktan atlıyorsun paraşüt açılmazsa, haberlerim var :
I'll be thousands of feet in the air in something shaped like a potato.
Pervaneli bir patatese benzeyen bir şeyin içinde, binlerce metre havada olacağım.
Who would have thought a bird could lift Bob Rooney 70 feet in the air?
Bir kuşun Bob Rooney'i 20 metre yukarı götürebileceğini kim tahmin edebilirdi?
Who told them to ride a bicycle 50 feet in the air?
Kim onlara 15 metre havada bisiklete binin dedi?
It's hard to cross the street in sneakers let alone six feet in the air on a jittery, glassy-eyed dinosaur.
Zaten caddeyi bir çift lastik pabuçla zor geçiyorsun bir de yerden 2 metre yüksekte huysuz ve camgözlü bir dinazoru karıştırma.
It bounced my car 200 feet in the air.
Arabamı 60 metre havaya zıplattı.
Well, how do you explain your enhanced sense of smell... your ability to run twice as fast or jump ten feet in the air?
Peki, bu kadar iyi koku almanı, iki kat daha hızlı... koşmanı ya da 10 metre sıçrayabilmeni nasıl açıklarsın?
Jumped five feet in the air, flew right into my lap. Oh, no!
Daha az duyarlı olmayı öğrenmelisin.
I once saw this woman, she could hang upside down from 20 feet in the air.
Bir keresinde 6 metre yukarıda baş aşağı asılı duran bir kadın görmüştüm.
You were really the person I was making love to in Naples and Florence and Venice, on the airplane 40,000 feet in the air...
Orada seviştiğim kişi aslında sendin. Napoli'de, Floransa'da, Venedik'te, uçakta, havada 15.000 metrede.
- Yeah, six feet in the air.
- Evet, havada altı metre.
Oh, we're 50 feet in the air.
15 metre yüksekte mi?
Sent me 156 feet in the air.
Beni 156 fit havaya uçurdu.
I am two, three feet in the air.
Bir metre havadayım.
Turn... Kevin thought that he was being pushed out of a helicopter a thousand feet in the air, but...
Kevin yerden metrelerce yukardaki bir helikopterden atıldığını sandı, ama...
And that means they're going to detonate at 800 feet in the air.
Bombayı yerden 240 metre yüksekte patlatacakları anlamına geliyor.
Lightning that tossed his body 30 feet in the air, impaling him on the school flagpole?
Yaklaşık 10 metreden gelip adamı vurduktan sonra, onu okulun gönderine asan bir yıldırım mı?
You just sneezed... and flew ten feet in the air. Really?
Sadece hapşırdın ama üç metre havaya uçtun!
- We're 1 2 feet in the air.
- Biz 4 metre yüksekteyiz.
The infantry walks now with the two feet in air.
Sağlı sollu dizilip hareket ediyorlardı.
If war doesn't start quickly, my feet will be in the air.
Eğer savaş hızlı bir şekilde başlamazsa benim ayaklarım havada olacak.
and a white sister at my feet, flapping her wings in the air.
Ayak ucumda beyazlar içinde bir hemşire. Rüzgarda kanatlarını çırpıyor. Kalmaya gelmiş.
Tom, you may be the best pilot in the air force, but you were born with two left feet... until tonight.
- Tom, hava kuvvetlerindeki en iyi pilot olabilirsin ama sakarın önde gideniydin... ta ki bu geceye kadar.
I got my feet up in the air like I'm in a space capsule.
Sanki bir uzay aracındaymışım gibi ayaklarım yukarıda duruyor.
How many of us would've believed if we were told 20 years ago that on a certain day we wouldn't be able to see 50 feet in front of us that we wouldn't be able to take a deep breath because the air would be a mass of poisonous gas.
Bir gün 15 metre önümüzü göremez olacağımızı... şöyle derin derin nefes alamayacağımızı... havanın zehirli bir gaz kütlesine dönüşeceğini... 20 yıl önce söyleselerdi buna kaçımız inanırdı ki?
Now, that temperature is controlled by the air conditioning coming in through an overhead duct, 30 feet above the floor.
Sıcaklık, yerden 2 metre yukarıdaki kanalda bulunan klima tarafından kontrol ediliyor.
I love to hang'em high and watch their little feet try to walk in the air while their faces turn blue
Yükseğe asılıp, küçük ayaklarını seyretmeye bayılırım Yüzleri maviye dönerken havada yürümeye çalışırlar
Hey, pal. We`re 30,000 feet up in the air.
Evlat. 30,000 feet yükseklikteyiz.
I work hard I get those planes up in the air Nobody asks how at 30,000 ft
Ben çok sıkı çalışırım, uçakların uçmasını sağlarım, Hiç kimse de, 30.000 feet yüksekliğe nasıl yükseldiğini sormaz.
Potentially the most damaging Blast pressure forces air outward in a shock front of up to twenty-nine thousand feet per second
Patlama basıncı, havayı şok dalgalarıyla saniyede 29.000 feet ile dışa doğru iter.
You open the door, and she sees your teeny, tiny apartment... one room and no closet space, and Jess'feet sticking up in the air...
Kapıyı açacaksın. Kızcağız senin minik daireni, bir göz odanı, ve Jess'in havadaki ayaklarını görecek.
The gust of flames reached a height of over 200 feet, lighting up a cloud of debris that was flung still higher in the air.
Alevlerin yüksekliği, havada savrulan enkaz bulutunu aydınlatarak 60 metreyi aşan bir yüksekliğe ulaşıyordu.
The Omnidroid's defenses necessitate an air drop from 5,000 feet.
Omnidroid'in savunmaları yüzünden havadan inmelisin.
The magnets keep the super-hot plasma contained at all times. Positive air flow keeps the room pressurized, and the walls here are six feet thick, which is two feet thicker than the walls in the pyramids of Giza.
Bu mıknatıslar aşırı sıcak plazmayı kontrol altında tutuyor, hava akımı odanın basıncını koruyor ve bu gördüğünüz duvarlar 2 metre kalınlığında.
What, are they gonna be getting 40 feet out of the pipe or 10 rotations in the air?
Borudan on iki metreye yükseğe mi zıplayacaklar? Ya da havada on kez mi dönecekler?
Uh, there's 50 cubic feet of air in the coffin.
35 belki 40 dakikadan beri yaklaşık bir buçuk metrekarelik.
The Global Hawk, Raytheon's Unmanned-aircraft-vehicle, completes its first flight over Edwards Air Force Base in California, at an altitude of 32000 feet, cruising altitude for a commercial jetliner.
Raytheon Şirketi'ne ait insansız-uçak, "Küresel Şahin", ilk uçuşunu ticari bir jet uçağının seyir yüksekliği olan, yaklaşık 9.750 metre bir yükseklikte, California'daki Edwards Hava Üssü'nde tamamlar.
With pawns that can leap from tree to tree 80 feet up in the air... and a queen wrestling with her next move.
Yerden metrelerce yüksekte zıplayan bu hayvanlar birer piyon ve onların sonraki hareketlerini tahmin eden bir vezir.
The 200,000 fans are on their feet, and the green flag is in the air.
200, 000 taraftar ayakta ve yeşil bayrak havaya kalkıyor.
in the air 54
the airport 62
the air 87
feet deep 20
feet tall 111
feet up 44
feet apart 19
feet high 56
feet per second 35
feet away 134
the airport 62
the air 87
feet deep 20
feet tall 111
feet up 44
feet apart 19
feet high 56
feet per second 35
feet away 134