Fill it up traducir turco
590 traducción paralela
Should I buy one beer for tonight, or can I fill it up as much as I want?
Yalnızca bu gece için bir tane mi alsam yoksa bir sürü alıp buzdolabını tıka basa doldursam mı?
- Fill it up!
- Doldur!
Fill it up.
Depoyu doldur.
Oh, fill it up with gas.
Benzin doldur.
I'll fill it up with gas and you can drive it out right now.
Benzin doldururum, biner gidersiniz.
Fill it up.
Doldur.
Signor Bragana, fill it up!
Bay Bragana, doldurun!
- Fill it up.
- Doldur.
I'll fill it up for you.
Sizin için doldururum.
Now if we can plug up this hole between Wharton's department store and the river, Fill it up with Rienzi...
Wharton ile nehir arasındaki boşluğu doldurursak Rienzi ile dolacaktır.
Eh, well, but I just want you to fill it up.
Sadece bunu doldurmanızı istiyorum.
But I'd just like you to fill it up.
Sadece bu şişeyi doldurmanızı istiyorum.
I want, I want to fill it up with wine.
Şişeye şarap koymak istiyorum.
Go ahead, fill it up.
Hadi, doldur.
- We must fill it up.
- Küveti doldurmalıyız.
Fill it up.
Cebini boşalt.
- Fill it up. That oughta make it rusty. - Very funny.
- Hadi doldur şunu, çavuş, belki içimizi paslandırır.
- Fill it up!
- Tamamen doldur!
Fill it up, please.
Doldur, lütfen.
Fill it up, will you?
- Depoyu tamamen doldurur musun?
Shall I fill it up?
Doldurayım mı?
Like a big, empty thing. All you want to do is fill it up with tears.
Göz yaşıyla doldurulmak istenen, boş bir çanta gibiyiz.
You fill it up with tears, and you're a goner.
Göz yaşıyla doldurursanız, bu bir son olur.
I fill it up with dreams.
Hayallerimle dolduruyorum.
And while you're at it, fill it up.
Elin deymişken tümüyle doldur.
Fill it up.
Doldur!
I can put 20 more L, should I fill it up?
Sanırım 20 litre daha kaldı. Ne düşünüyorsun?
Fill it up :
Doldur.
fill it up, please.
Depoyu doldurun lütfen.
Fill it up from this bottle.
Şu şişeden doldur.
But the question is, why did they fill it up again?
Tamam da, niye tekrar içini doldurdular?
Fill it up, Blackie.
Doldur, Blackie.
- Fill it up, please.
- Tam depo lütfen.
- Fill it up?
- Tam depo mu?
I'll fill it up for you, but it's difficult for us.
Tam depo doldururum, ama bizim için zor.
- Fill it up, please.
- Depoyu doldurun, lütfen.
Fill it up.
Doldur hadi.
Fill it up!
Doldur şunu!
Fill it up, I want to be happy.
Depoyu doldur, mutlu olmak istiyorum!
- Fill it up. - And hurry up.
- Doldur.
It stopped here for a fill up.
Depoyu doldurmak için durdu
Don't fill up yours it's too big
Sen beslenme çantanı doldurma çok büyük.
" Maybe if you took a long rest to let it fill up again...
" Belki uzun bir dinlenmenin ardında...
Just fill it right up to top.
Sonuna kadar doldur.
And we fill that up with formaldehyde and inject that in his veins and wherever else he needs it and that preserves him, you see?
Ve biz onu formeldehit ile doldurur damarlarına ve başka nereye gerekirse enjekte ederiz ve bu onu korur, anlıyor musun?
It'll fill up, you'll see.
İş yapacak. Eminim.
Fill mine up while you're at it, will you?
Başlamışken benimkine de doldur.
After it passes, fill up the road again. Here we go!
Geçtikten sonra tekrar yola doluşun.
Yes, I'd appreciate it very much if you'd fill these up with money.
Evet, bunları parayla doldurursanız size minnettar kalırım.
Fill it up.
Fulle.
They made for the waterhole at the old Brogan ranch because it was the last chance to fill up before they hit the desert.
Eski Brogan çiftliğindeki su kuyusuna uğradılar. Orası, kendilerini çöle vurmadan önce su ihtiyaçlarını karşılayacakları son yerdi.
uptight 38
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87