For god sake traducir turco
5,940 traducción paralela
For God sake, why?
Tanrı aşkına, neden?
I didn't ask you to be my fiancée for God sake. I asked you to be my wife.
Ben sana nişanlım olmanı teklif etmedim ki Tanrı aşkına sana eşim olmanı teklif ettim.
For God sake, Adrian.
Tanrı aşkına Adrian.
For God sake, Evelyn!
Tanrı aşkına Evelyn!
And if you're gonna go to a public pool, for God sake, shower shoes.
Allah aşkına, duş ayakkabıları için havuza gideceksiniz.
Joe. For god sake let them in.
Tanrı aşkına içeri al.
Oh, for God's sake!
- Tanrı aşkına!
Absolutely. Further to fall, then. Oh, for God's sake!
Onu ne zamandır tanırsın?
For God's sake, we're done.
Kurban olayım! Görüşmemiz bitti.
Oh, for God's sake.
Tanrı aşkına.
Oh, for God's sake!
Yok artık ya.
Oh, for God's sake.
- Tanrı aşkına.
For God's sake, Buster.
- Tanrı aşkına Buster.
For God's sake!
Tanrı aşkına!
For God's sake you're just a lesbian!
Allah aşkına! Sadece lezbiyensin!
- Oh, for God's sake.
Tanrı aşkına!
For god's sake, Barton.
Uzatma ama Barton.
Dan, pick up the phone for God's sake.
Dan, aç şu telefonu artık.
Will you please celebrate the moment, for God's sake.
Bir de şey var- - Tanrı aşkına, lütfen anın tadını çıkartabilir misin?
For God's sake. What?
- Tanrı aşkına.
Oh, for God's sake, Jess.
Tanrı aşkına Jess.
For God's sake, I quit smoking for this.
Tanrı aşkına, bunun için sigarayı bıraktım.
He's our expert, for God's sake.
Adam bizim bilirkişimiz zaten, Tanrı aşkına.
But he's dead, for God's sake.
Ama tanrı aşkına, öldü o.
You kidnapped a Russian diplomat, for God's sake.
Allah aşkına! Bir Rus Diplomatı kaçırdın,
What difference does that make, for God's sake?
Allah aşkına, ne alakası var bunun!
For God's sake, isn't that girl going to eat?
Çocuk yemek yemiyor mu?
That's normal, Sylvia, for God's sake.
- Uzun süreli evliliklerde normaldir.
Honey, for God's sake, your marriage is over, anybody can see that!
Hayatım, sizin evliliğiniz bitmiş. Çocuklar bile anlar bunu.
Rosa, for God's sake, how can you forget?
Rosa, böyle bir şeyi nasıI unutursun! ?
Oh, for God's sake!
Tanrı aşkına!
For God's sake, Flynn,
Tanrı aşkına, Flynn.
Leslie, for God's sake, you're the adult here.
Leslie, Tanrı aşkına, sen buradaki yetişkinsin.
For God's sake!
Allah aşkına!
Oh, for God's sake. I have to write hers, too?
İnanmıyorum, onunkini de mi ben yazacağım?
For God's sake, Saul, stop this detached routine.
- Tanrı aşkına Saul... Bu mesafeli tavrını bırak.
Pick her up, for God's sake!
Alın Carrie'yi oradan Tanrı aşkına!
- She and I haven't spoken in a couple of years, so this is kind of a big moment for us. Oh, for God's sake.
- Tanrı aşkına ya.
- For God's sake, Carl.
- Ne diyorsun sen, Carl?
For God's sake...
Tanrı aşkına- -
For God's sake, please.
- Tanrı aşkına, yardım edin!
Oh, for God's sake, please!
Tanrı aşkına, lütfen!
Oh, for God's sake, Finn, you monkey-faced prick, does he heck!
Tanrı aşkına Finn. Seni maymun suratlı piç, öyle mi?
For God's sake, Finlay is the small, well-intentioned monkey-ish little fellow. You...
- Ya Tanrı aşkına, Finlay işte cüce, maymun suratlı, iyi niyetli herif.
For God's sake!
Tanrı aşkına ya.
I fuckin'offered to buy you a Bounty bar, for God's sake. I was telling you the truth.
Sana Bounty çikolata ısmarlarken gerçeği söylüyordum ama sen...
For fuck's... God. For fuck's sake.
Vay amına koyayım be.
This is what happens when you base your future around a jumper, for God's sake!
Geleceğin bir kazağa bağlı olursa böyle olur işte anasını satayım.
I moved here to get away, for God's sake.
Tanrı aşkına, buraya uzaklaşmak için geldim.
Be feminine, for God's sake!
Feminen ol. Tanrı aşkına!
For God's sake, not now.
Tanrı aşkına, zamanı mı bunun!
for god sakes 216
for god's sake 2987
for god's sakes 427
for god 53
sake 100
for good reason 61
for good luck 32
for goodness sake 117
for goodness' sake 107
for good this time 18
for god's sake 2987
for god's sakes 427
for god 53
sake 100
for good reason 61
for good luck 32
for goodness sake 117
for goodness' sake 107
for good this time 18