For good this time traducir turco
535 traducción paralela
Tyson might expel him for good this time.
Tyson onu gerçekten kovabilirdi.
They fixed him for good this time, unless it was an accident like Big Mac says.
Bu sefer onu ebediyen susturdular. Tabii eğer bu kaza değilse. Koca Mac öyle diyor ya.
But what about Rosetta? She might as well kill herself for good this time...'cause there's no man left for her.
Bu sefer gerçekten kendini öldürse iyi olur çünkü ona erkek kalmadı.
Listen, Rinaldi has been had, for good this time.
Dinle, Rinaldi'yi bu sefer temelli haklamışlar.
Into the shithouse for good this time.
Artık sonsuza dek bu batakhanedeyim.
He's gone for good this time.
Bu kez temelli gitmiş.
You're going up for good this time!
Bu defa iyilik için çalışacaksın!
So, you and Mark broke up for good this time?
Sen ve Mark tamamen ayrıldınız mı?
I'm sure it'll be good news for you this time.
Eminim bu sefer senin için iyi haberler olacak.
Thank you so very much for your good wishes at this time.
Tüm iyi dileklerin için çok teşekkür ederim.
Greetings, compañero. Pardon me for intruding, Juanillo... but this is as good a time as any to keep your promise.
Selamlar, böldüğüm için üzgünüm, Juanillo... sözünü tutman için çok iyi bir zamanlama.
Maybe this is a good time for a man to speak his piece.
Belki de fikrimi söylemek için dogru an geldi.
I feel that this is a good time for looking backwards.
Bunun geriye bakmak için yılın güzel bir zamanı olduğunu hissediyorum.
This time, it's for good.
Bu sefer temelli gidiyorum.
I'm coming home to you, Bessie, this time for good.
Sana geliyorum Bessie, bu sefer kalıcıyım.
When the world is ready... for a new and better life... all this will someday come to pass... in God's good time.
Dünya, daha iyi ve yeni bir hayata hazır olduğunda tüm bunlar tekrar bulunacaktır Tanrı'nın güzel zamanlarında.
And when the world is ready for a new and better life, all this will someday come to pass... in God's good time.
Dünya, daha iyi ve yeni bir hayata hazır olduğunda tüm bunlar tekrar bulunacaktır Tanrı'nın güzel zamanlarında.
Now, this is as good a time as any to get our relationship straight, once and for all
Bence bu ilişkimizi açıklığa kavuşturmak için iyi bir fırsat, Harry.
And this time they'll be gone for good!
Bu defa temelli olarak gidiyorlar!
I have been an agent for a good many years, but this is the first time the client has ever managed me.
İlk kez bir müşterim beni yönetiyor.
I've had this for a long time, but never did any good by it.
Uzun zamandır bu rozet bende, fakat... hiç iyi bir işe yaramadı.
It's about time for the... pawnshop to open there on South Rampart Street... and I'm going down there and get my guitar out of hock... and I'm going to split out of this city... and go for good.
Güney Rampart Caddesi'ndeki rehinci açılmak üzeredir... Oraya gidip gitarımı rehinden kurtaracağım. Sonra da bu şehirden gidiş o gidiş hemen ayrılacağım.
Either you take me where I want to go, or you can forget where I live, and this time it's for good!
Ya beni istediğim yere götürürsün ya da beni sonsuza dek unutursun!
So they send him off in a canoe again, this time for good.
Böylece onu tekrar kanoya bindirip göndermişler. Bu sefer iyilik için.
There are good things in the bible for a time like this.
Böyle zamanlar için İncil'de iyi şeyler vardır.
We must go to sleep, and for good this time.
Şimdi en iyisi uyumalıyız.
Wouldn't this be a good time for him to come?
Gelmesinin tam sırası değil mi şimdi?
But I'm leaving for good, Ellie... and I mean it this time.
Ama temelli gidiyorum Ellie. Ve bu sefer ciddiyim.
This time it's not even so you can get a good recommendation for a lousy salesman job.
İşin aslı öyle olmasa da, bu dandik satıcılığından dolayı... iyi bir tavsiye mektubu alabilirsin.
I thought, this time Azem finds a good girl for himself, but you came empty handed.
Ne düşündün? Dedim ki Âzem kardeş bu sefer kendine münasip bir kız bulur.
I hope this time he left for good.
İnşallah bu sefer gidiş o gidiştir.
This time, I thought, they'll finish us off for good.
Bu sefer temelli olarak, işimizi bitirecekler diye düşündüm.
He'll cover for me for a couple of days. This is not a good time for family problems.
Aile sorunları için iyi bir zaman değil.
We got something good for you this time, girl.
Bu sefer sizin için güzel şeylerimiz var, kızım.
However... This might be a very good time for battle stations drill.
Ama, belki de bu, savaş istasyonları için iyi bir tatbikat fırsatı olabilir.
However... This might be a very good time for battle stations drill.
Ancak bu savaş istasyon delicisi için çok iyi bir zaman olabilir.
And this time for good.
Bu sefer temelli gidiyorum.
I realize this might be a difficult question for you to answer, but do you feel that we have in your words, a very good gardener in office at this time?
Bu soruyu cevaplamak sizin için güç olabilir... ama sizce, sizin ifadenizle... su anda baskanlik koltugunda çok iyi bir bahçivan... oturuyor mu?
Good match. Come on, Billy, this ain't broad time, for Christ's sakes!
Tanrı aşkına Billy, şimdi sırası değil.
That night I skipped out with all the money in the house, this time for good.
# O gece, evdeki tüm parayı alıp kaçtım... #... bu kez temelli gidiyordum.
Uh, well, you know, as you know, I've been working here for some time, Mr. Farlan, and I think I've done a pretty good job of making this operation look legit.
Şey... bildiğiniz gibi, bir süredir burada çalışıyorum Bay Farlan, ve bu işletmenin yasal görünmesi adına iyi bir iş çıkarttığımı düşünüyorum
It seemed a good idea to spend some time together, but this is more than I bargained for.
Birlikte zaman geçirmek iyi fikir gibi görünüyordu, ama bu kadarı bana yeter.
This time old Jase is gonna stop that boy for good.
Bu sefer yaşlı Jase bu çocuğun işini sonsuza kadar bitirecek.
I guess this probably isn't a very good time for you, either.
Sanırım şu anda sizin için de uygun bir zaman değildir.
Yes, well, this is hardly the time or place for a good-bye speech.
Evet, ama şimdi veda konuşması yapmanın ne yeri ne de zamanı.
Ladies, this is Ms. Fletcher, a good friend of mine, who from time to time I like to look to for advice.
Bayanlar, bu Bayan Fletcher, benim zaman zaman akıl almasını sevdiğim bir arkadaşım.
All this time it hasn't been good for you.
Bunca zaman katlanmana gerek yoktu.
Marisol's left me this time for good.
Marisol beni terk etti.
Good. I got some real tough ones for you this time.
Sor bakalım. Güzel. Bu sefer sana çok zor sorularım var.
I shall keep on doing my duty for when I get over on the other side I wanna use my influence to have the human race drowned again. This time drowned good.
Öteki tarafa gittiğimde görevimi yapmaya devam edeceğim çünkü gücümü, insan ırkının yeniden boğulması için harcamak istiyorum ama bu sefer sağlam boğulmalarını istiyorum.
At this time the air is good for you lungs.
Akşam havası ciğerlere iyi geliyor.