Forgive him traducir turco
1,314 traducción paralela
And I tried to teach her to forgive him.
Ben de ona, onu affettirmeye çalıştım.
Forgive him, Your Highness.
Bhuvan'ı affedin.
- Can you forgive him?
- Onu affedebilir misin?
Forgive him, milady. It's OK.
- Bağışlayın Leydim.
Please forgive him.
Affedin onu lütfen.
But isn't it your duty as an elder to forgive him for his mistake?
ama bir büyük olarak senin görevin onun hatalarını affetmek değil mi?
He begged our mother to forgive him.
Anneme kendisini affetmesi için yalvardı.
Or forgive him and become allies.
Ya da onu affet ve kölen olsun.
I can't forgive him for what he did.
Yaptığı şeyi affedemiyorum.
So all of us Lily fans will never forgive him.
Bu yüzden biz, Lily hayranları olarak onu asla affetmeyeceğiz.
Forgive him.
Onu affedin.
But if you can find it in your heart to forgive him for being who he's been all your life, which I would find impossible and could never do, then you should make a real effort.
Geçen bütün yıllar için bir gün babanı affedebileceğine inanıyorsan, ki ben olsam bunu asla yapamazdım gerçekten çaba sarf etmelisin.
I can kind of forgive him for it, but sometimes i kind of can't, you know?
Onu bağışlayabilirim ama bazen olmuyor.
Forgive him for what?
Neyi affedecektim ki?
Forgive him.
Kusuruna bakmayın.
Yes, he was attracted to someone, but you've got to forgive him for that.
Kenny seni seviyor. Bir başkasından hoşlandı ama lütfen onu bağışla.
If he thinks I'll forgive him...
Onu affedeceğimi sanıyorsa...
- But we forgive him.
- Biz onu bağışladık.
You know, I can almost forgive him for killing her.
Biliyor musun? Onu öldürdüğü için neredeyse onu affediyordum.
Go forgive him, Harry.
Hadi onu affet, Harry.
You need to forgive him too.
Sen de onu bağışlamalısın.
I longed for him and could forgive him anything. Money.
Onun için yatabilirdim ve her konuda bağışlayabilirdim.
I can't forgive him, but I don't hate him. Yeah, I'm sorry.
Nefret etmiyorum, ama onu affetmeyeceğim.
Forgive him, he's going through rough times.
Onu affedin. Çok kötü günler geçiriyor.
Please forgive him, sir.
Lütfen onu bağışlayın, efendim.
Maybe I should have told you about it before, but I was waiting for him to forgive himself. Or to forget about it.
Belki de bundan sana daha önce söz etmeliydim... ama bunu kendisinin unutmasını bekledim... ya da boş vermesini.
knowing that Hairy would never forgive him.
Hairy'nin kendisini asla affetmeyeceğini bilerek.
Can I forgive him? Yes.
Onu bunun için affedemem.
I can forgive him for what he did to us, but I cannot forgive him for having shot Geisa.
Geisa 20 yaşındaydı. Önünde koca bir hayat vardı.
I can't forgive him for that.
Hep yaptığımız gibi mülayim hayatımızı sürdürüyorduk.
For me, that way the blood is I forgive him.
Beni o şekilde kandırdığı için onu affettim.
If it turns out that Orrie killed her, i'll never forgive him.
Oradan başlayabiliriz. Abla. Bay Ballou'yla sonra ilgileniriz.
I still can't forgive him.
Onu hâlâ affetmiyorum.
Maybe the way to start forgiving yourself is by starting to forgive him.
Belki de kendini affetmenin yolu, onu affetmeye başlamandan geçiyordur.
How can i ever forgive him for that?
Bunu nasıl affedebilirim?
Well, of course, I'm not going to forgive him because, because men--and i don't mean to generalize- - are crap!
ve tabi ki.. onu affedemem çünkü erkekler... genelleme yapmak istemiyorum... pislikler!
He asked me to forgive him, and I did.
Onu bağışlamamı istedi ben de bağışladım.
Then he would beg us to forgive him. Bring us presents and promise he will never do it again.
Sonra onu bağışlamamız için bize yalvarır, hediyeler alır, bir daha yapmayacağına söz verirdi.
Forgive me for not teaching him the finer points of being scratched.
Ona kaşınmanın iyi yönlerini öğretmediğim İçin beni affet.
I wrote begging him to forgive me.
Beni affetmesi için ona yalvardığım mektuplar yazdım.
"Go immediately and ask him to forgive you".
"Hemen gidip, ondan af diliyorsun."
Do I need to forgive someone like him?
Böyle... böyle bir adamı affetmek zorunda mıyım?
HMM. And I prayed to God and I asked him... to forgive Svetlana for what she's done.
Ve Tanrı'ya yalvardım, ondan yaptığından ötürü Svetlana'yı affetmesini diledim.
You'll have to forgive what's left of him.
- Bu halinin kusuruna bakma.
Our Father in heaven, please watch over a poor soul who waits upon Your salvation Please forgive his sins We beseech You to bestow Your blessings upon him
Cennetteki babamız, lütfen ruhlarımızı koru, üzerlerinden merhametini esirgeme, günahlarını bağışla ; onu kutsamanız ve ruhunu şeytandan korumanız için yalvarıyoruz.
And forgive him For being as flawed as the rest of us.
Sen onu olduğu gibi kabullenip hepimiz gibi kusurları olduğu için affettiğin sürece.
I hope one day you will be able to forgive an old man's weakness which compels him to say these things in a letter.
Umarım bir gün yaşlı babanın zayıflıklarını bağışlarsın. Tüm bunları bu mektuba sığdıracak kadar zayıf babanı.
And she shall look on him with forgiveness, and everybody will forgive and love.
Ve o da ona affederek bakmalı ve herkes affetmeli ve sevmeli.
I promised him I'd be there. Forgive me?
Gideceğime söz verdim.
It's one thing to be some scared teenager afraid of his friends, his family afraid of what everybody he meets might say about him. I can forgive that. Hell, I can expect that.
- Bakın, dostlarından, ailesinden karşılaştığı herkesin hakkında ne düşüneceğinden korkan bir genç olmak zaten zor bir şey.
FORGIVE ME FOR BEING SO BLUNT. I'VE TRIED TO ACCEPT HIM FOR WHO HE IS, TO ACCEPT YOUR WORLD AND THAT HE'S PART OF IT.
Onun olduğu şeyi ve senin de parçası olduğun dünyayı kabullenmeyi denedim.
himself 154
himura 39
him again 23
him and me 36
him too 56
him or me 60
him who 26
forgive 81
forgiven 39
forgive me 3717
himura 39
him again 23
him and me 36
him too 56
him or me 60
him who 26
forgive 81
forgiven 39
forgive me 3717