Hand corner traducir turco
112 traducción paralela
- In my little black bag, in the right-hand corner.
- Küçük siyah çantamın içinde.
Page one, top left-hand corner :
Birinci sayfa, sol köşe.
Down here in the right-hand corner, see that little chap rather like a boy scout's badge?
Sağ alt köşede, izci çocukların brövesine benzeyen minik pütürü görüyor musunuz?
And... in the far right-hand corner of your coat of arms... you have a four-leaf clover on a cloth of gold.
ve... avucunuzun sağ köşesindeki çizgiler... altın işlemeli bir elbise üzerinde dört yapraklı bir yonca olduğu söylüyor.
... you see, down there in the lower left-hand corner.
Bakın, şurada. Sol alt köşede.
Take a look down at the bottom left-hand corner.
Sol alt köşeye bir bak.
There's a bit of an action going on in the right-hand corner.
Sağ köşede bazı çarpışmalar vardır.
"Make a detailed copy of spire as indicated in the lower left-hand corner."
"Sol alt köşede belirtildiği gibi kubbenin detaylı bir kopyasını çıkarın."
Questioned Documents found what looks like a partial number in the upp right hand corner.
Sorgulama belgesinin sağ üst köşesindeki, kısmi sayının neye benzediği tespit edildi.
In enhancing this particular quadrant, what became very evident to me was an anomalous crescent in the upper left-hand corner, just off the limb of lo.
İzlerken belirgin bir şey gözüme çarptı sol köşede tuhaf bir şekil io'nun yüzeyinde belirdi.
Across the courtyard, right-hand corner, up the stairs. Thanks.
Avluyu geçince, sağ üst köşe, merdivenleri çıkınca.
You recruits will report to your respective officers by the letter of your company in alphabetical order which is in the top left-hand corner of your muster sheet.
Kayıtlarınızı, içtima formunun sol üst köşesinde alfabetik sırayla yer alan bölüğünüzün harfine göre kendi sorumlu subayınıza yapacaksınız.
And if you look in the top right-hand corner...
Sağ üst köşeye bakarsan...
- Upper right-hand corner.
- En üstte, sağ köşede.
You see the dark blue coil in the upper right-hand corner?
Sağ üst köşedeki koyu mavi bobini görüyor musun?
In the upper right-hand corner, there's a water mark left by the careless resting of a champagne flute.
sağ üst köşede, bir leke vardı dikkatsiz bir şampanya kazasının sonucu.
It's the bottom right-hand corner.
Sağ alt köşede.
I would have someone from the neighborhood... pick up an early edition of The New York Times... write "Edmund" in the upper right hand corner of the Metro section... and drop it in front of Michael's apartment.
The New York Times'ın son baskısını alıp... kent haberleri sayfasının sağ üst köşesine "Edmund" yazıyor... ve Michael'ın dairesinin önüne bırakıyordu.
I've counted it, and I'm now marking the bills... in the upper left-hand corner in the second zero with a green felt-tip pen.
Saydım ve şimdi de banknotları işaretliyorum. Sağ üst tarafında ikinci sıfırın yanında yeşil bir kalemle işaret koyuyorum.
I clearly the canopy started cracking, the lower left hand corner.
Kanopinin sol alt köşeden çatlamaya başladığını hatırlıyorum.
I'll be there every day, in the back left-hand corner.
Her gün orda arka sol köşede olacağım.
In the end, when he was dying, he said, I'll meet you in the back left-hand corner of heaven.
Sonunda, ölürken, "Cennetin sol köşesinde seni bekleyeceğim," dedi.
Upper left-hand corner.
Sol üst köşedeki.
Right-hand corner.
- Bu o. - Sağ alt köşedeki.
Top right-hand corner.
Sağ üst köşede. Profili var.
There are two sets of numbers at the bottom right-hand corner.
Aşağıda sağda iki numara var.
Now, if there is a secret message, it'll probably be marked by a symbol in the upper right-hand corner.
Burada gizli bir mesaj varsa sağ üst köşede gizlenmiş bir sembolle damgalanmıştır.
You know on TV, you got a little ugly bird bottom right-hand corner, doing all this business?
Bilirsin ya TV'de küçük çirkin bir kuş..... alt sağ köşede, sürekli bunları yapar?
We have the X-ray machines, and all the frames are tagged in the bottom left hand corner
Röntgen makinemiz var. Bütün çerçeveler sol alttan bağlı.
Write your name in the right-hand corner of your answer sheets.
Adınızı cevap kağıtlarınızın sağ üst köşesine yazın.
Balance it right on the corner of that chair, the right hand corner.
Şu sandalyenin sağına doğru dengede tut, sağ köşesine.
Just get me down. The right-hand corner.
Beni sağ köşeye indirin.
Okay, swimmer requests aft right-hand corner.
Tamam. Yüzücü sağ köşeye inmeyi talep ediyor.
Aft right-hand corner.
Hedef sağ köşe.
Look at the bottom right hand corner.
Alt sağ köşeye bak.
Upper right-hand corner, above the first blue line :
sağ üst köşedeki, birinci mavi çizginin üzeri..
Upper right hand corner of the mirror.
Aynanın sağ üst köşesinde.
Flower doodle in the upper right-hand corner is excellent.
Sağ köşedeki çiçekler harika.
and write your name in the upper right-hand corner of your answer sheets.
ve kağıtlarınızın sağ üst köşesine adlarınızı yazın.
Go to the dirtiest little corner of the world, I'll be there, right behind you, with a rope in my hand.
Dünyanın en ücra köşesine de gitseniz orada, sizin arkanızda olacağım.
My employers would be on every street corner... looking for someone to hand their money to.
İşverenlerim her bir cadde köşesinde onlara para yardımı edebilecek birilerini arıyor olacaklar.
On the other hand it's not wise to sit in a corner all my life. Honest answer, Billy.
Diğer taraftan, hayatım boyunca bir köşede oturmak muhtemelen akıllıca olmayacak.
I just figured he tried his hand on the wrong corner and got dropped.
Anladım ki yanlış yerlerde yanlış işler yapıyor.
Take your corner by the hand Get adult videos on demand
Özel istek, dişlerin parlasın Görelim şu gülümsemeyi
Lf, on the other hand, you are, my car's parked around the corner.
Diğer bir yandan, arabamı köşeye park ettim.
No, I'm staying in because Frankie Wilde's at the right-hand bottom corner of the TV tonight doing the fucking hand jive.
Hayır. Muhteşem olacak. "
I stood out there on that street corner... pencil in one hand, paper in the other... trying to show people the numbers.
Şurada, caddenin köşesinde bir elimde kalem, bir elimde kağıt halka rakamları göstermeye çalıştım.
¶ On the corner was a man. ¶ ¶ On the corner was a man, a shotgun in his hand, ¶
Ayrıca siz aptalların kitabımı çoğaltıp dağıtmaya en kısa sürede son vermenizi de istiyorum.
Corner of my eye, I thought that was your hand.
Göz ucuyla, Senin elin sandım.
By the time I rounded the corner, ollie barnes was running away from me with a gun in his hand.
Köşeyi döndüğüm anda,... Ollie Barnes'ın elinde silahla kaçtığını gördüm.
In the upper right-hand corner Look familiar?
Sen gidince ışıkları daha da açıyorlar.
corner 43
corner of 22
hand it over 300
hand man 144
hand to god 58
hand side 81
hand in hand 35
hand it to me 30
hand them over 32
hand combat 47
corner of 22
hand it over 300
hand man 144
hand to god 58
hand side 81
hand in hand 35
hand it to me 30
hand them over 32
hand combat 47