Have traducir turco
1,851,104 traducción paralela
Glad to see you still have some fight left in you.
hala içinde savaşma gücü olduğunu görmek güzel.
But by the time we're through here, you'll have woken that tiger.
burada işimiz bitene kadar., kaplanı uyandırmış olacaksın.
You'll have given me everything I need. Uh-oh. That can't be good.
bana istediğim herşeyi vereceksin. bu iyi olamaz.
You have to bypass the control panel!
kontrol paneline baypass yapmalısın.!
Must have fried out our earpieces earlier.
daha önce kulaklıklarımızı kızarmış olabilir.
It's the emergency A.I. system. Back when we were together, we thought it would be funny to have him be the voice of it.
bu acil durum A.I sistemi eskiden beraberken onun sesinin olmasının komik olacağını... düşünmüştük. onu uzun zaman önce devre dışı bırakmıştım..
Hello. I have an unfortunate announcement.
Merhaba. kötü bir haberim var.
Clem's tank. We have to get down there.
Clem'in tankı. oraya inmemiz gerek.
Okay, you have five.
tamam 5 dakikan var.
Have him tear out my throat.
boğazımı parçalattır.
I have nothing to stop you.
onu durdurabilecek birşeyim yok.
After we determined that the hybrid spores were the cause of death, we scanned the area surrounding where the hikers have died.
ölüm sebebinin melez sporları olduğunu anladıktan sonra.. yürüyüşcülerin öldüğü bölgeyi taramadan geçirdik.
You have one duty as a parent that stands above the rest :
bir ebeveyn olarak.. her şeyin ötesinde bir görevin var..
50 years have passed.
50 yıl geçti.
I still have your robe.
Entarin hala bende.
Oh, and I have food.
Yiyecek de var.
I'm sorry for any inconvenience this may have caused you.
Bu durumun neden olabileceği her türlü rahatsızlıktan ötürü özür dilerim.
I mean, do you even have ears?
Senin kulağın var mıydı ya?
You shouldn't have followed me.
Peşimden gelmemelisin.
All these years, I have seen so many innocents fall victim to Aku... kind and decent people... my friends, my family...
Bunca yıl boyunca nice masumun Aku'nun gazabına kurban gittiğini gördüm.
All I have left are memories.
Geriye sadece, hatıralar kaldı.
So she must have... drank it?
O da şey yapmış olmalı içmiştir yani.
Sweetheart, you have to bring out your best to defeat him, and your best part is meeeee!
Tatlım, onu yenmek için elinden gelenin en iyisini yapmalısın. Ve senin en iyi halin bizzat benim!
You have to do it.
Bunu yapmak zorundasın.
Because, after all these years, I have captured Samurai Jack and the sword!
Çünkü geçen onca yılın ardından Samuray Jack'i ve kılıcını ele geçirdim.
Whaaaaa? Ashi, you have Aku's powers.
Ashi, Aku'nun gücüne muktedirsin.
You might have beaten me now, but I will destroy you in the future.
Şimdilik beni bozguna uğratmış olabilirsin. Ama gelecekte seni yok edeceğim.
Without Aku... I would have never existed.
Aku olmadan ben de var olamam.
He doesn't even have a mom.
Annesi bile yok.
Have fun with your dad today.
Bugün babanla eğlen.
- You have a beard.
- Sakalların var.
Do you... have something against leaders of the society?
Toplumun liderlerine karşı bir garezin mi var?
Shouldn't I be checking out anyone who may have grudges against me?
Bana karşı garezi olanları kontrol etmem gerekmez mi?
The side effects have not been established yet.
Yan etkileri henüz tespit edilmedi.
You have no idea.
Hiçbir fikrin yok.
Other patients have seen him in their dreams too.
Diğer hastalar da onu rüyalarında gördü.
We have a chance, so we should do whatever we can.
Bir şansımız var, yapabileceğimiz her şeyi yapmalıyız.
Have you tried that before?
Daha önce denedin mi?
Thanks but I have to go somewhere.
Sağ ol ama bir yere gitmem lazım.
I have a favor to ask, sir.
Bir iyilik isteyeceğim, efendim.
My boys have been finding people for 40 years.
Adamlarım 40 yıldır insanları buluyor.
Sir, I have a favor to ask you.
Bayım, sizden bir iyilik isteyeceğim.
I checked out everyone who may have grudges against me.
Bana karşı garezi olabilecek herkesi kontrol ettim.
It's a rare blood type and only about 20 people in Korea have it.
Bu gerçek bir kan grubu ve Kore'de sadece 20 kişi bu kan grubuna sahip.
People who have lucid dreams are drawn to each other.
Berrak rüya gören insanlar birbirlerine çekiliyor.
You must not have been educated.
Terbiye almadın galiba.
We have unique brainwave frequencies while dreaming.
Rüya görürken özel beyin dalga frekanslarımız olur.
I swear! I didn't have...
Yemin ederim!
Do I really have to do this?
Bunu gerçekten yapmak zorunda mıyım?
If I knew, I wouldn't have agreed to it.
Bilseydim bunu kabul etmezdim.
You have to die.
Ölmek zorundasın.
have some 140
haven 52
have a wonderful day 25
have a good day 670
have a nice day 823
have you eaten yet 24
have a nice weekend 44
have a good day at work 18
have a good weekend 70
have a good week 16
haven 52
have a wonderful day 25
have a good day 670
have a nice day 823
have you eaten yet 24
have a nice weekend 44
have a good day at work 18
have a good weekend 70
have a good week 16