Have you ever traducir turco
17,768 traducción paralela
Have you ever done it?
Hiç sikiştin mi?
Have you ever done anything like this?
Hiç böyle bir şey yaptın?
Foster, have you ever been to a wedding?
Böylece bana bakmayacaklar. Foster daha önce hiç bir düğünde bulundun mu?
Have you ever had a friend like that? Someone you can tell anything?
Hiç böyle bir dostun oldu mu, her şeyi söyleyebileceğin birisi?
Have you ever kept something from Patrick?
Sen hiç Patrick'ten bir şey sakladın mı?
If there are things you feel like you're holding on to... Have you ever tried to talk them through with your mother?
Tutunmayı hissettiğin bir şeyler varsa bunları hiç annenle konuşmaya çalışmadın mı?
Have you ever seen an action movie?
Hiç aksiyon filmi izlemedin mi?
Have you ever tried to take her to a hospital, to a doctor?
Hastaneye götürdünüz mü? Doktora gösterdiniz mi?
Have you ever heard of a place called Egypt?
Daha önce Mısır denen bir yer duydun mu?
Milhouse, have you ever thought a teacher was cute?
Milhouse, bir öğretmeni sevimli buldun mu hiç?
Have you ever spent any time inside a mascot outfit?
Maskot kıyafetinin içinde hiç zaman geçirdiniz mi?
Have you ever met a guy and felt totally bewildered?
Hiç biriyle tanıştın ve... Ve tamamen şaşkın hissettin mi?
Have you ever heard of, uh, of Rex 84?
Hiç Rex 84'ü duydun mu?
Have you ever thought that's why maybe people "poof and disappear"?
Belki insanlar bu yüzden gidiyordur, bunu hiç düşündün mü?
Have you ever seen this?
Bunu gördün mü?
Have you ever listened to what comes out of his mouth?
Bu adamın ağzından çıkanları dinliyor musun sen?
A ) Since when have you ever cared about my living situation, and B )
Öncelikle, ne zamandan beri ev sorunumu umursuyorsun?
Have you ever seen a therapist?
Sen hiç terapiste görünmüş müydün?
Have you ever considered that all of this excessive partying may be your attempt to fill a void?
Bu ayarsız partileri bir boşluğu doldurma girişimi olarak gördüğün oluyor mu? Girişim mi?
Have you ever mixed cocaine and Molly with Pop Rocks?
Kokain ve ekstaziyi patlayan şekerle karıştırdın mı hiç? Onunla alakası yok.
Have you ever seen a knife like this?
- Hiç böyle bir bıçak görmüş müydünüz?
Hey, have you ever seen The Twilight Zone?
Hiç Alacakaranlık Kuşağı'nı izledin mi?
- You a fucking moron? Have you ever heard of conspiracy after the fact?
Suçluya yardım ve yataklık diye bir şey duymadın mı?
[Clears throat] Have you ever seen this particular weapon before?
Bu silahı daha önce hiç görmüş müydün acaba?
You'll see me sitting at the defense table next to some dirtbag attorney who will ask you something like, "Detective Sykes, have you ever withheld information - from your commanding officer?" - [Elevator dings]
Beni, savunma masasında sana şunun gibi bir şey soracak olan pislik bir avukatın yanında otururken göreceksin, "Dedektif Sykes hiç amirinizden bilgi sakladığınız oldu mu?"
Have you ever- - have you ever heard of Brakebills?
Brakebills'i duymuş muydun?
- Have you ever heard of Brakebills?
- Brakebills'i duymuş muydun? - Hayır.
But have you ever had boyfriend, or no?
Hiç sevgiliniz oldu mu? Olmadı mı?
Have you ever had your dick not work?
Hiç sizin sikinizin çalışmadığı oldu mu?
Have you ever seen anything like that?
Böyle bir şey gördüğün oldu mu?
- Yeah! Have you ever met Harbard?
Harbard'la tanıştın mı?
Have you ever had feelings of wanting to harm yourself?
Hiç kendinize zarar vermek gibi istekleriniz oldu mu?
- So have you ever seen a dead body?
- Hiç ceset gördün mü
Did you ever have a girl out there by the name of Zhang Mei?
Burada hiç Zhang Mei adında bir kızınız oldu mu?
Did you ever have any contact with him?
- Hayır. - Hiç onunla bağlantı kurdunuz mu?
You don't have to talk about it, but if you ever want to, just know that there are - -
Bu konuda konuşmak zorunda değilsin, ama ne zaman istersen, bunu gerçekleştirebilirsin.
- I'll tell you what, I was a better Sid than my dad ever was, but... you, you're a better Sid than I could have ever been.
- Bak ne diyeceğim ben babamdan daha iyi bir Sid'dim ama sen benim hiç olamayacağım kadar iyi bir Sid'sin.
No, I'm who's sorry... to have to be the one to let you know that you're never going to be able to love anyone else, ever.
Hayır, başkasını asla sevemeyeceğini sana söylemek zorunda olduğum için üzülen benim asıl.
I'm seeing someone now, which is only part of the reason why I have zero interest in ever starting anything up with you ever again.
Bu aralar biriyle görüşüyorum ki bu da seninle tekrar bir şeyler yaşamaya dair zerre ilgim olmamasının sebebi.
Matt, you are the toughest son of a bitch I have ever met.
Matt, tanıdığım en sağlam adam sensin.
Because until we return your younger selves to the timeline, you... none of you will have ever existed.
Çünkü genç hallerinizi zaman çizgisine geri kazandırana kadar hiçbiriniz var olmamış olacaksınız.
You have no proof I've ever hurt anyone, your hands are tied.
Herhangi birini incittiğime dair kanıtın yok, elin kolun bağlı.
The truth is, I need you now more than I ever have.
Gerçek şu ki size şu anda her zamankinden çok ihtiyacım var.
Ms. Grant, I've known you for a while now, And I don't think you were ever going to send that letter. And another year of you missing him would have gone by like that.
Sizi bir süredir tanıyorum ve bana sorarsanız o mektubu hiç göndermeyip bir yılı daha onu böyle özleyerek geçirecektiniz!
I want you guys to know, if you ever have any questions about anything, you can come to your mom and I, right?
Bilmenizi istiyorum ki, herhangi bir sorunuz varsa bana veya annenize gelebilirsiniz, oldu mu?
I got way better secrets than you'll ever have!
Seninkinden çok daha iyi sırrımız var!
If you ever have a baby, don't invite me to it.
Eğer hiç bir bebeğiniz varsa, beni davet etmeyin.
I have to confess, this is my first-ever time teaching so it's new for me, it's new for you, but I think it's gonna be great.
Itiraf etmeliyim, bu benim ilk kez öğretimimdi. Bu benim için yeni, sizin için yeni, ama bence harika olacak.
- And, you know, the test scores have really been slipping this past month, ever since ( his rule breaking got started.
- Ve, biliyorsun, kurallar yıkılmaya başladığı aydan beri test puanları gerçekten düşüşte.
We have more money than you could ever dream of.
Hayal edebileceğinden bile fazla paramız var.
I have loved you more than I thought ever possible.
Seni hayal edebileceğimden çok daha fazla sevdim.
have you ever seen 18
have you ever tried it 24
have you ever heard of 17
have you ever been 22
have you ever been in love 69
have you ever been married 32
have you ever been there 26
have you ever done it 17
have you ever been arrested 19
have you ever killed anyone 17
have you ever tried it 24
have you ever heard of 17
have you ever been 22
have you ever been in love 69
have you ever been married 32
have you ever been there 26
have you ever done it 17
have you ever been arrested 19
have you ever killed anyone 17
have you eaten yet 24
have you eaten 167
have you seen this man 54
have you been here before 40
have you got it 61
have you seen my 26
have you been there 61
have you been 50
have you lost your mind 347
have you seen my keys 18
have you eaten 167
have you seen this man 54
have you been here before 40
have you got it 61
have you seen my 26
have you been there 61
have you been 50
have you lost your mind 347
have you seen my keys 18