He'll be gone traducir turco
296 traducción paralela
It'll be better to tell me where he's gone!
Nereye gittiğini söyleyin!
- So it becomes necessary for me to appoint somebody... to fill out the unexpired term. He'll be gone permanent.
Kendisi temelli gitmiştir.
He'll be very glad to see you, but... he's gone out to the golf course on business.
Sizi gördüğüne çok sevinir fakat iş için golf sahasına kadar gitti.
I bet you he'll be gone by the time we get back.
Eminim biz döndüğümüzde gitmiş olacaktır.
Now that he's gone, I'll be a new man, Fettes, and a better teacher.
Artık o olmadığına göre yeni birisi olabilirim Fettes, ve daha iyi bir öğretmen.
He'll be gone by Sunday. Or he'll be dead.
Pazara kadar gitmiş ya da ölmüş olacak.
He says the men he left behind--1 0 of them- - Have been commanded to hold on and fight to the death, but they're pretty well gone now, and he rather guesses they'll be willing to surrender.
Arkada bıraktığı on adamın ölümüne savaşmaları emrini aldıklarını söyledi, ama şu anda oldukça bitikler ve tahminine göre pes edecekler.
He's probably gone by now, but he'll be easy to trail.
ªimdiye kadar çoktan gitmiºtir ama takip etmesi kolay.
I'll be gone when he gets back.
O döndüğünde ben gitmiş olacağım.
Now that's he's gone, I reckon I'll be better off without him.
Artık o olmadığına göre, daha rahat olacağım sanırım.
Of course. He'll be gone hours before they get here.
Onların buraya gelmesi uzun sürer.
No doubt you'll be quite well fixed after he's gone.
Kuşkusuz o öldükten sonra durumun oldukça iyileşecek.
Once he's gone, I'll be safe.
Ancak o öldüğünde güvende olurum.
He'll be here at the end of the day. - I'll be long gone by then.
- O gelene dek ben çoktan gitmiş olacağım.
He ain't here He'll be gone by now.
Burada değildir. Çoktan gitmiştir.
He'll be gone in the morning.
Sabaha gitmiş olacak.
He'll be gone till tomorrow.
Yarına kadar dönmez.
He'll be gone tomorrow, and it will be forgotten.
Sanırım yarın buradan gider ve her şey de unutulur.
It'll be right with us again... when he's gone, Hester. You'll see.
O gittiği zaman, yeniden bizimle olacaksın Hester.
He'll be gone.
Gitmiş olacak.
In a few minutes, he'll be gone.
Bir kaç dakika içerisinde ölmüş olacak.
He'll need someone after I'm gone to love and be loved by in return.
Ben gittikten sonra sevip sevilecek birine ihtiyacı olacak.
He'll be gone by tomorrow morning.
Yarın sabah gitmiş olacak.
When we get back, he'll be gone.
Geri döndüğümüzde çoktan boğulmuş olacak.
If he could, and if the dentist comes, by the time he gets here, we'll be gone.
Bulabilse ve dişçi gelse bile, o buraya vardığında biz gitmiş oluruz.
He'll be gone all week next week.
Önümüzdeki hafta hiç olmayacak.
He'll be gone in a minute.
Az sonra gider.
In a year, he'll be gone.
Bir yıl içinde...
He'll be gone for a month, at least.
En az bir aydan önce dönmez.
I'm sure he will be happy once I'll be gone.
Eminim, ben gittiğimde mutlu olacak.
He's growin'up so fast, he'll be gone before I even know it.
O kadar hızlı büyüyor ki, farkına bile varamadan gitmiş olacak.
By the time he wakes up, we'll be long gone.
Uyandığı zaman çoktan gitmiş olacağız.
Daddy wants his little Snookie-ookums to be especially good this weekend while Daddy is gone or he'll be very angry.
Babası, bu haftasonu yok ve küçük Snookums'cığının özellikle uslu durmasını istiyor. Yoksa babacık çok kızacak.
Within six months he'll be gone.
Altı ay sonra gider.
Besides, we'll be long gone before he sees it.
Üstelik, bunu gördüğünde biz zaten gitmiş olacağız.
But he'll be gone at least four days.
Ama en az dört gün şehir dışında olacak.
If everything goes the way I plan, we'll be gone before he realises he's been hit.
Herşey planladığım gibi giderse, o soyulduğunu anlamadan önce biz çoktan gitmiş olacağız.
He'll say, "Hurry", and when I get back he'll be gone.
"Çabuk ol" diyecek ve döndüğümde gitmiş olacak.
He'll be gone by the tug-of-war, sir.
Halat çekme oyunundan hemen sonra gidecekler, efendim.
And with King Richard gone he'll be after the throne.
Kral Richard ortadan kadırılınca tahta o geçecek.
Box is empty, but by the time he finds out, I'll be full and gone.
Kutu boş ama o fark edene kadar ben karnımı doyurup çıkmış olacağım.
Well, tomorrow or the day after he'll be gone.
İşte, yarın veya öbür gün gitmiş olur.
He'll be gone tomorrow.
Yarın gidiyor.
He'll be gone by then.
O zamana kadar gitmiş olacak.
By this time tomorrow, he'll be gone.
Yarın bu saatlerde gitmiş olacak.
Ohh. He'll be long gone by then.
O zamana dek çoktan gitmiş olur.
I do have a boyfriend and he'll be here any second, so your ass better be gone.
Var. Her an gelebilir. - O yüzden git artık
He'll be gone all day long.
Bütün gün evde olmayacak.
Anyway, he'll be gone in the morning.
Her neyse, merak etme Ted. Sabaha gitmiş olur.
He'll be gone.
O çekip gidecek.
And when we come back, he'll be gone.
Geri döndüğümüzde, orada olmayacaktır.
he'll be here soon 63
he'll be back 211
he'll be back soon 57
he'll be right back 30
he'll be home soon 18
he'll be right out 17
he'll be dead 16
he'll be 42
he'll be fine 505
he'll be there 70
he'll be back 211
he'll be back soon 57
he'll be right back 30
he'll be home soon 18
he'll be right out 17
he'll be dead 16
he'll be 42
he'll be fine 505
he'll be there 70
he'll be okay 98
he'll be ok 29
he'll be here in a minute 20
he'll be alright 16
he'll be here 200
he'll be here any minute 35
he'll be all right 179
be gone 134
gone 1510
gone with the wind 52
he'll be ok 29
he'll be here in a minute 20
he'll be alright 16
he'll be here 200
he'll be here any minute 35
he'll be all right 179
be gone 134
gone 1510
gone with the wind 52
gone forever 35
gone where 80
he'll come around 90
he'll 89
he'll do it again 29
he'll come back 75
he'll listen to you 41
he'll get over it 88
he'll know 72
he'll never know 33
gone where 80
he'll come around 90
he'll 89
he'll do it again 29
he'll come back 75
he'll listen to you 41
he'll get over it 88
he'll know 72
he'll never know 33
he'll understand 132
he'll kill me 113
he'll turn up 43
he'll show 38
he'll do it 68
he'll do 26
he'll kill us 28
he'll come 79
he'll kill her 37
he'll tell you 66
he'll kill me 113
he'll turn up 43
he'll show 38
he'll do it 68
he'll do 26
he'll kill us 28
he'll come 79
he'll kill her 37
he'll tell you 66