He's just a traducir turco
10,620 traducción paralela
There probably is a Pradeep who runs a convenience store, and I have nothing against him, but why can't there be a Pradeep just once who's, like, an architect, or he designs mittens or does one of the jobs Bradley Cooper's characters do in movies?
Mutlaka mahalle bakkalı işleten bir Pradeep vardır ve kendisiyle hiçbir derdim yok ama neden Pradeep bir kere bile mimar falan olmuyor, eldiven tasarlamıyor ya da ne bileyim filmlerde Bradley Cooper'ın karakterinin yaptıklarını yapmıyor?
And if not, he's just some good samaritan giving them a ride.
Eğer değilse yollarına gitmesi için onlara merhamet gösteriyor.
We've been plannin'this for months, and now we're gonna go up on a lark just'cause he said so?
Bu işi aylardır planlıyoruz. Şimdi sırf o söyledi diye şaka gibi bir plana mı uyacağız?
He's just a boy!
O sadece bir çocuk!
He just had a few sleepless nights after he got out of the mental hospital.
Deliler hastanesinden sonra uyuyamamış birkaç gece.
The world thinks he's a lunatic but he just needs glasses... and won't admit it.
Dünya onun deli olduğunu sanıyordu ama onun sadece gözlüğe ihtiyacı vardı ve bunu kabul etmiyordu.
Even if he's just a kid.
Sadece bir çocuk olsa bile.
He's just a dirty old bounty hunter.
Sadece pis yaşlı bir kelle avcısı.
He looks big and intimidating. But inside, he's just a soft, little, fluffy little teddy bear.
Kendisi büyük ve korkutucu gözükebilir ama aslında içi yumuşak bir oyuncak ayı.
I've just told you, I know it's not him, because right now he's out with a friend.
Size söyledim, o değil, biliyorum çünkü o şu anda arkadaşıyla birlikte.
I will say, you know, Kyle used to be just like us, hanging out, drinking and stuff, but he seems happier now that he's settled down, in a way.
Kesinlikle. Kyle da eskiden bizim gibiydi. Dışarı çıkar, bir şeyler içerdi.
Next thing you know, he's looking at a bunch of photos of me and her, just like, uh, uh, uh, uh, uh.
Sonra bir bakmışsın, karısıyla benim fotoğraflarıma bakıyor... Sonra da : " İşte bu.
Malvado, he's a businessman, he's just like you.
Malvado, o bir iş adamı, aynen senin gibi.
- Yeah, he's just a creeper.
- Evet, sadece yılışığın teki.
He's a corporate robot just like the rest of them.
O da diğerleri gibi bir şirket robotu.
Ah, boy, that one's just a barrel of laughs, isn't he?
Vay anasını, bu herif çok eğlenceliymiş, değil mi?
So he's not just a rapist.
Adam sadece tecavüzcü değilmiş.
You really want your little girl growing up without a father just because he wouldn't take a risk?
Sırf babası bir risk almadı diye küçük kızının babasız büyümesini mi istiyorsun?
I think El Brujo was tryin to give me a sign from, wherever he is, or just tryin'to burn the hell out me,'cause this thing is still really hot.
Sanırım Büyücü, her neredeyse, bana bir işaret vermeye çalışıyordu ya da beni yakmaya çalışıyordu çünkü bu şey hayvani sıcak.
He'd just discovered 8th graders don't need a hall pass to go to the bathroom, which, for Brick, meant a license to read without interruption.
Lavabonun sekizinci sınıfların yanında olduğunu fark etti ve bu Brick için kesintisiz okuma anlamına geliyordu.
And if the double has a seat in another section of the aircraft he's just gonna look like any other passenger.
Benzeri, uçağın başka bir bölümünde oturuyorsa herhangi bir yolcudan farkı olmayacaktır.
Gogo's more than just a designer, he's an artist.
Gogo bir tasarımcıdan fazlası, o bir sanatçı.
He's just a guy trying to do the right thing.
O sadece doğru şeyi yapmaya çalışan biri.
It's like just sitting there still and all of a sudden he starts doing this shit and the quarters start lifting up, right? And they start separating.
Orada öyle otururken bir anda bu numarayı yapmaya başladı... ve eşyalar havalanıp sağa sola dağıldılar.
He's just a kid.
O daha çocuk.
I'm just... saying he's a good guy.
- Evet, ne hoş. Yani o iyi biri diyorum.
- I would just like to submit to you that, although I agree that mangy hound is a bit of an eyesore... doesn't smell very good either... but he's got as much right to be in here as you do.
- O çirkin hayvanın biraz göze battığının ben de farkındayım. Hatta kötü de kokuyor. Ama en az senin kadar onun da burada olmaya hakkı var.
Just because he kept Simmons warm for a few months... with fire... doesn't mean he's someone you should save.
Simmons'ı birkaç ay sıcak tuttu diye ateşle. Kurtarman gereken biri olduğu anlamına gelmiyor.
It's just, um, a little complicated, but he is living with me.
Bu birazcık karışık ama o benimle yaşıyor.
Is that misdirection, or is he just a...
- Yanlış yönlendirme mi yoksa...
How do we know he's not just looking for exploits to get into our system when it goes back to being a black hat?
Tekrar suçlu olduğunda sistemimize girmek için bundan faydalanmayacağını nereden bileceğiz?
Last night the artist Niclas Rosén died from a heroin overdose. - in the Gallery Lövholmsbrinken where he had just had an opening.
Geçtiğimiz akşam Niclas Rosén açılışını yeni gerçekleştirdiği Galeri Lövholmsbrinken'de aşırı dozda eroinden hayatını kaybetti.
Maybe he's just going to Clear-Line for a visit, you know, check out the merchandise.
Belki sadece Clear-Line'a ziyarete geliyordur. - Ürün kontrolü için.
You just get riled up every time he comes into town because, you know, he's this big star and it makes you feel like a side character.
Sadece sinirlendin Biliyor musun? Şehre her geldiğinde o büyük yıldız ve seni yan karakter gibi hissettiriyor.
You know, I thought... with all that's at stake, just maybe we might have a chance of making peace. But, even now, he still wants to shut me out.
Bilirsin işte, düşündüm ki tüm bu tehlikede belki de barış yapma şansımız olabilirdi ama şimdi bile beni hâlâ dışlamak istiyor.
He's just a senile old man.
Bunak ihtiyarın teki işte.
See, honey, he's not just a silver fox.
Yalnızca kır saçlı bir yakışıklı değilmiş.
Uh, he went to brush his teeth and then he just fell. The nurse, she came out and she said it's not a stroke.
Hemşire geldi ve kriz geçirmediğini söyledi.
He's just a natural.
O kadar doğal ki.
Or I tell Arthur he just welcomed the Dark One into his... what's that, sis?
Yoksa Arthur'a az önce ülkesine Karanlık Olan'ı aldığını... Ne oldu, kız kardeşim?
He's just a man!
- O basit bir adam.
Oh, he's just a little woozy.
Bu aralar biraz huysuz.
Just don't come crying to me when it turns out he's still a jerk.
Ama onun bir pislik olduğunu görünce bana ağlayarak gelme.
If you really think something's wrong with him, then lock him in a pen for tonight so he just doesn't hurt himself.
Eğer gerçekten onda bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorsan kendini incitmemesi için onu bir kafese kapat.
He's just a regular, normal guy from another universe.
Diğer evrenden gelen sıradan, normal biri sadece.
Uh, Scooter? - Mm-hmm. - Mm-hmm-hmm. Well, you know, Kermit and I have known each other for so long, he can just give me a subtle look and I know that's my cue...
Scooter? Biliyorsunuz ki Kermit ve ben birbirmizi uzun zamandır tanıyoruz, o bana sadece anlaşılması güç bir bakış attı ve ben bu bakışın ona ne almana geldiğini sormam için
Niklaus, please tell your creepy friend that just because he's good-looking doesn't mean I won't turn him inside out and hang what remains from a pole.
Niklaus, lütfen korkunç arkadaşına bunu anlat çünkü sırf yakışıklı olması onun içini dışına çıkarıp geriye kalan parçalarını bir direğe asmayacağım anlamına gelmiyor.
how he has all that shit all over his face, but he's just a human in a costume, you know?
Hani yüzlerinin her tarafı böyle olan, ama o aslında kostüm içindeki bir insan.
I mean, thank you so much for helping end the festival, but I have a boyfriend, and, uh, he's just - -
Yani, festivale son vermede yardım ettiğin için çok teşekkürler ama sevgilim var işte ve o...
He's still just a boy.
Hâlâ sadece bir çocuk.
He's a little cranky because he just got adult braces.
Yetişkin diş telleri yüzünden biraz huysuz.
he's just a guy 18
he's just a boy 79
he's just a baby 21
he's just a man 33
he's just a kid 156
he's just a friend 69
he's just a little boy 21
he's just a child 32
he's just gone 19
he's just scared 23
he's just a boy 79
he's just a baby 21
he's just a man 33
he's just a kid 156
he's just a friend 69
he's just a little boy 21
he's just a child 32
he's just gone 19
he's just scared 23
he's just 316
he's just kidding 23
he's just jealous 18
he's just sleeping 16
he's just fine 17
he's just like you 17
he's just doing his job 19
just answer the questions 19
just a little 454
just a man 25
he's just kidding 23
he's just jealous 18
he's just sleeping 16
he's just fine 17
he's just like you 17
he's just doing his job 19
just answer the questions 19
just a little 454
just a man 25
just a joke 49
just answer me 27
just answer the question 165
just a reminder 42
just a second 863
just a moment 860
just a sec 327
just asking 127
just ask 167
just a minute 1540
just answer me 27
just answer the question 165
just a reminder 42
just a second 863
just a moment 860
just a sec 327
just asking 127
just ask 167
just a minute 1540