He comes traducir turco
9,172 traducción paralela
Here he comes.
İşte geliyor.
Here he comes. Oh, fuck.
İşte geliyor! " Kahretsin!
Dumbass hoes like this? He comes home every night smelling like cheap perfume and you don't say anything.
Her gece eve ucuz parfüm kokarak geliyor ama sen gıkını çıkarmıyorsun!
What if he comes to the film launch and exposes the truth?
Ya gala gecesine gelip gerçeği söylerse?
Oh, here he comes. He's coming. He's coming.
Bak, işte geliyor.
I'm merely advising my son until he comes of age and chooses a Hand for himself.
Sadece, reşit olup kendine El seçinceye kadar oğluma danışmanlık yapıyorum.
Here he comes.
Geliyor.
Reimbursement receipts show he comes in for a coffee every day around this time.
Ödeme makbuzları her gün bu saatlerde gelip kahve içtiğini gösteriyor.
We do that, we don't know when he comes back and what he does to them.
Öyle yaparsak ne zaman geri geleceğini ve onlara neler yapacağını bilemeyiz ama.
"He comes to Your threshold with a heavy heart."
# Elleri kalplerinde, geldiler sana.
All day I'm locked in this room and every night he comes...
Bütün gün bu odada kilitliyim ve o her gece gelip...
M-my son goes off to another country to fight, then he comes home to America, and he gets killed by somebody from another country.
Oğlum savaşmak için bir başka ülkeye gidiyor, sonra evine Amerika'ya dönüyor, ve başka bir ülkeden birisi tarafından öldürülüyor.
I mean, a week later, a couple weeks later, h-he comes back around.
Bir hafta sonra, birkaç hafta sonra, tekrar geldi.
He comes to me Sunday.
Pazar günü bana geldi.
- Uh, here he comes.
- İşte geliyor.
- Oh, here he comes.
Baba!
Well, I'll talk to him when he comes down.
- Aşağı indiği zaman konuşurum o zaman.
When he comes to ye deep and pours himself inside ye and that throbbing begins...
Derinlerine gelip kendisini senin içine akıttığı zamanki gibi çarpmaya başlar.
He comes along and turns the dull settings into fantastical worlds complete with anthropomorphic animals and magical beings.
Salonun donuk havasını, fantastik hayvanlar ve büyülü varlıklar ile değiştirdi.
Unfortunately for the both of them, the thief figures it out, he comes back and he kills'em both.
İkisi için de yazık ki, hırsız bunu çözer. Adam geri gelip ikisini de öldürür.
Here he comes again!
Bruce, burada yine geliyor!
The next time he comes, I want you to do something for me.
Bir dahaki gelişinde benim için bir şey yapmanızı istiyorum.
- Was he? I can't control whether or not he comes to a party, Christian.
Onun hangi partiye gelip gelmeyeceğini kontrol edemem, Christian.
You can wait in here till he comes back and tells you it's clear.
O dönüp size haber verene kadar burada bekleyebilirsiniz.
I don't want to be here when he comes back with reinforcements.
Takviyeyle birlikte geldiğinde burada olmak istemiyorum. - İğrenç.
Check this out, he comes up here the other day, walks right up to me, I'm working on an engine, gets all up in my face, he fucking threatens me.
Bak şimdi, geçen gün buraya geliyor ben motorun üzerinde çalışırken bana yaklaşıyor suratıma vuruyor ve beni tehdit ediyor lan.
He who is called the Messiah... The Mahdi, the Christ... He comes from us.
Mesih denilen kişi Mehdi, Mesih bizden geliyor.
The Iraqi War vet who was discharged for covering the American embassy with the graffiti that he used to make him a famous Philly street artist, and when he comes home crippled with PTSD, it's only his love of hip-hop that can save his life?
Şu ünlü Philly sokak sanatçısının grafiti çizdiği travma sonrası stres bozukluğu yaşayan Irak Savaşı veterineri Amerikan Elçiliği tarafından serbest bırakılmış onun sevdiği Hip-Hop onun hayatını kurtarır mı?
The pack will protect hope if he comes, but I'm not gonna let you use them just to settle your old scores.
Eğer gelirse sürü Hope'u koruyacak. Ama kendi özel işlerin için onları kullanmana izin vermeyeceğim.
Also, when he comes to, tell him I've been officially confirmed as DOD General Counsel.
Bir de uyanınca ona, Savunma Bakanlığının resmi Baş Hukuk Müşaviri olduğumu söylersin.
Here he leaves the motel with a travel mug. but here, when he comes back 45 minutes later,
Motelden yanında bir seyahat bardağıyla ayrılıyor, ama burda 45 dakika sonra geri geldiğinde,
When he comes back, he's got the travel mug again.
Geri dödüğü zaman bardak gene yanında.
Here he comes.
İşte geliyorlar.
Here he comes, people.
İşte geliyor millet.
He comes in the guise of a mentor, but it's distress that excites him.
O bir akıl hocası kılığında gelir fakat onu heyecanlandıran şey, endişedir.
If a photographer comes up or someone that wants an autograph, all Hernando has to do is stand up and glower at them, and I guarantee everyone in this room will believe he's your new bodyguard.
Bir fotoğrafçı gelirse veya biri imza isterse Hernando'nun tek yapması gereken ayağa kalkmak ve ters bakış atmak. Ve garanti veriyorum, herkes yeni koruman olduğuna inanır.
Barnes says when he was the speaker of the Texas House... in'68 during Vietnam... Sid Adger, this big oilman, comes into his office... and asks for help getting George Bush... into the National Guard as a pilot.
Barnes'ın dediğine göre, 1968'de Vietnam sırasında Teksas Meclis Başkanı iken önemli bir petrolcü olan Sid Adger ofisine gelmiş ve genç George Bush'u, Milli Muhafız Teşkilatı'na pilot olarak sokmak için yardımını istemiş.
If it comes to the time when he's past the point of healing...
İyileşme amacını geride bıraktığında o an gelirse...
He wants the Iron Throne, and the road to King's Landing comes right through Winterfell.
Demir Taht'ı istiyor ve Kralın Şehri'ne giden yol da Kıştepesi'nden geçiyor.
He always comes back.
Her seferinde geri geliyor.
This new bloke comes to AA and we get talking, turns out that he teaches applied physics at the Metropolitan.
AA'ya gelen yeni bir herif var. Ve konuşuyoruz Metropolitan'da uygulamalı fizik öğrettiğini öğrendim.
He goes off. Dude comes back.
Gitti, sonra geri geldi.
He's stabilized for now, but he needs more stitches, and if this clamp comes loose, he'll bleed out in seconds.
Şimdilik durumu stabil. Ancak daha fazla dikiş atılması gerek. Tampon gevşerse saniyeler içinde ölür.
- And he always comes in at the same time?
- Hep aynı saatte mi gelirdi?
Like, when it comes to his music, he's usually so punctual, so I'm sure he's, like, about to get here.
O konu müzik olduğu zaman çok dakiktir yani eminim buraya geliyordur.
- No, he is just a neighbor who... he just comes to check on me now and then.
- Hayır, o sadece bir komşu. Arada bir kontrol etmek için uğrar.
He always comes back. Even if it takes 100 years.
100 yıl da sürse Prens her zaman geri döner.
... And then arnold comes and he shoots you in your face!
- Aynen. Sonra da Arnold geliyor ve seni yüzünün ortasından vuruyor.
He goes to plant hokk and comes back before Harvest. But this year he hasn't.
Hokk ekmeye gidiyor ve hasattan önce dönüyor ama bu sene dönmedi.
And then he just comes in, he starts D'avin-ing all over it.
Birden o gelip her şeye karışmaya başlıyor.
He's taken care of everything, so when the time comes, you won't have to make any arrangements.
Tüm bu işlerle o ilgilendi. Yani zamanı geldiğinde herhangi bir düzenleme yapman gerekmeyecek.
he comes back 19
he comes and goes 18
he comes in 22
comes 19
comes to mind 27
comes with the territory 27
comes and goes 20
comes around 23
comes from 24
he couldn't have 37
he comes and goes 18
he comes in 22
comes 19
comes to mind 27
comes with the territory 27
comes and goes 20
comes around 23
comes from 24
he couldn't have 37