He said something traducir turco
1,871 traducción paralela
This morning he said something strange.
Bu sabah tuhaf bir şey söyledi.
He said something about water.
Su ile ilgili bir şey olduğunu söyledi.
No, he said something was bothering him at work.
Hayır, işyerinde canını sıkan bazı şeyler olduğunu söyledi.
He said something strange...
Garip bir şey söyledi.
- He said something to you?
- Sana bir şey mi dedi?
He said something on that call that tells Hotch where to go. Reid, what did he say, exactly?
O aramada Hotch'a gideceği yeri söylemiş olmalı.
He said something about Frienchies importing a laptop.
Fransızların dizüstü bilgisayar ithal ettiğini duymuş.
But then, he said something I will never forget.
Ama sonra, hiç unutamayacağım birşey söyledi.
He said something about Patton and a bad plan.
Patton ve kötü plan gibisinden bir şey dedi.
Reception's like major shit out here,... but he said something about some murders.
Sinyal büyük boka falan batmış gibi burada, ama cinayet falan filan dedi.
And with his dying breath, he said something to me... that I never forgot.
Dövüşten sonra sonra nefesini verirken, asla unutmayacağım bir şey söyledi :
Just thought he might have said something since you two are so close.
Belki çok yakınsınız diye sana söylemiştir dedim. Hiçbir şey söylemedi.
He always said you'd end up doing something with your hands.
Her zaman ellerini kullanacağın bir iş yapacağını söylerdi.
He said, there has to be something on her, and he's gonna find it.
Onda kesin bir şeyler olduğunu ve bunu bulacağını söyledi.
Said he needed my help with something.
Bir isi düstü yine.
He saw you here, probably smirked and said something very clever, made you feel... small.
Adam seni burada gördü ve muhtemelen pişmiş kelle gibi sırıtıp dalga geçerek kendini küçük hissettirdi.
Well, he said he had to do something else.
Başka bir şey yapması gerektiğini söyledi.
He said something about a murder.
Bir cinayetten bahsetti.
He must've said something like, " could you do me a favor?
Şöyle bir şeyler söylemiş olmalı, "Bana bir iyilik yapar mısın?"
After a lifetime of greed, he said he'd finally found something more important than money.
Açgözlülükle dolu bir hayattan sonra paradan daha önemli bir şey bulduğunu söyledi.
He said that there was something pulling him away.
Bir şeylerin onu paçasından çektiğini söyledi.
So, you know, Albert, he was supposed to go on a field trip to Seaworld or something, and he didn't go'cause he said he couldn't get on the bus, for - - for no reason.
Albert, onun Seaworld gezisindeki bir alana ya da başka bir şeye gitmesi gerekiyordu gitmedi çünkü bir nedenden dolayı otobüse binemediğini söyledi.
Why would he have done that if you hadn't said something to him.
Sen ondan istemesen niçin böyle bir şey yapsın ki?
He sat with me, he said all the right things, he knew all the right answers, but there's something there.
Benimle oturdu, doğru laflar etti doğru cevaplar verdi ama bir terslik var.
Damon said something, didn't he?
Damon bir şeyler söyledi, değil mi?
But he said that he needed to do something and that he loves her.
Ama, onu sevdiğini söyleyip veda etti.
I showed some of Matthew's drawings to one of our therapists, and he said that it looked like he might have witnessed something disturbing, seen something very violent.
Rahatsızlık verici bir şeylere şahit olmuş olabileceğini fazlaca şiddet içeren bir şeyler görmüş olabileceğini söyledi.
He said, "you're supposed to use that brain of yours for something, " not be dragged down into the muck By stupid bastards like me. "
Bana ; "O kafayı iyi bir şeyler için kullanman gerek benim gibi salak herifler tarafından pisliğe çekilmemelisin." dedi.
He basically said something about how there are more things there than... there are actual things that you can see with your eyes.
Temelde, gözünle görebileceğinden çok daha fazla şeyin çıplak gözle görülemediği ile ilgili bir şey demişti.
Well, he should've said something. He just took off.
birşey söylemeliydi.
Only he said that people who believed in ghosts were still living in the Dark Ages. Or something like that.
Dediği tek şey, hayaletlere inanan insanların hâlâ Ortaçağ'da yaşadıkları ya da öyle bir şey işte.
HE SAID HE NEEDED SOMETHING FROM ME.
Benden bir şey istediğini söyledi.
He said he needed to show me something.
Bana bir şey göstermek istemiş.
He said there was something I was supposed to do for him, But I don't know what that is.
Onun için yapmam gereken bir şey olduğunu söyledi ama ben ne olduğunu bilmiyorum.
He said there's something he wanted me to do
Yapmamı istediği bir şey olduğunu söyledi.
He said he had something special planned.
Özel bir şeyler planladığını söylemişti.
'cause jim said that he was poking around the hospital, Asking a bunch of questions about dylan, And if he had done something, wouldn't he have known?
Çünkü Jim Ramsey'in hastanede dolaştığını söyledi etrafta Dylan'la ilgili sorular soruyormuş eğer ona bir şey yapmış olsaydı, bunu bilmez miydi?
But, he said, obviously, if something happens before then we wouldn't ignore it.
Ama dedi ki, eğer ondan önce bir şeyler olursa o zaman karşı koymamalıymışız.
Jake just said he saw something awful. That's it.
Jake sadece, korkunç bir şey gördüğünü söylemişti.
He must have said something that proves it.
Mutlaka bunu kanıtlayacak bir şey söylemiş olması lazım!
He said he was a God Slayer or something...
İlah Avcısı gibi bir şey olduğunu söylemişti.
He said it's something he owes you.
Bunu sana borçlu olduğunu söyledi.
Then is it true that he said he would show you something that night?
Yani o zaman size bir şey göstereceğini söyledi, öyle mi?
I'm just wondering if he might have said something.
Bir şey söyleyip söylemediğini merak ediyorum.
Doug said something, didn't he?
Doug bir şeyler dedi, değil mi?
He said he wanted me to see something, the destruction of my home planet.
Ana gezegenimin yok oluşunu.
I thought you said he was going to do something really embarrassing. I don't know.
Bana onun utanç verici bir şey yapacak olduğunu söylemiştin.
He was starving, so I had to go and feed him but something you said about...
Acıkmıştı, o yüzden gitmemiz gerekti. Floransa'yla ilgili bir şeyler söylemiştiniz.
We saw something similar Yellowstone and said he was a wolf.
Yellowstone'da bunun gibi bir şey görmüştük ve sen ona kurt demiştin.
Mike said he'd discovered something new.
Mike yeni bir şey keşfettiğini söylemişti.
- Dean said something right before he died.
Dean ölmeden önce bir şeyler söyledi.
he said 3206
he said nothing 22
he said to me 71
he said yes 66
he said he was sorry 19
he said he would 25
he said no 115
he said it 77
he said he 18
he said that 324
he said nothing 22
he said to me 71
he said yes 66
he said he was sorry 19
he said he would 25
he said no 115
he said it 77
he said he 18
he said that 324
he said so 39
he said he'd be here 25
he said he was 19
he said what 31
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
he said he'd be here 25
he said he was 19
he said what 31
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something's wrong 881
something is wrong 141
something's wrong here 34
something wrong 855
something's coming 64
something bad 90
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something's wrong 881
something is wrong 141
something's wrong here 34
something wrong 855
something's coming 64
something bad 90