Here's one traducir turco
8,966 traducción paralela
Other one's right here...
Diğeri tam burada..
It's not often we get SFPD out here looking out for one of our own.
SFPT'nin buraya gelip de bizden birine göz kulak olmasına alışkın değiliz.
And in about an hour, Chelsea and all of her grade-one class are gonna be here for a little tea party.
Yaklaşık bir saat içinde de, Chelsea ve onun sınıf arkadaşları küçük bir çay partisi için burada olacak.
Well, there's one on here she played 468 times.
Burada onun 468 kere dinlediği bir parça var.
You guys are being a bunch of racist, homophobic golf cops, and I for one think this weekend's gonna be even more fun because Holt is here.
Siz de bir grup ırkçısınız, homofobik golfcü dedektifler gibi ve bana göre bu hafta sonu Holt burada olduğu için normalden daha keyifli geçecek.
- Look, there's one on sale here on eBay.
- Bak, eBay'de satışta olan bir tane var.
Well, if you're concerned he's here, There's one way to know for sure.
Eğer burada olduğundan endişeliysen emin olmanın sadece bir yolu var.
Bellamy's the only one that knows she's here.
Rachael'ın nerede olduğunu bilen tek kişi Bellamy...
There's an estate one day's ride south from here.
Burada bir günlük mesafede bir ev var.
I've had the same job, which I love, for going on 15 years, and I think meeting Michelle, here, is probably one of the best things that's happened to me in a very long time.
Bayıldığım şu anki işime on beş yıldır devam ediyorum ve sanırım Michelle ile tanışmak uzun zamandır başıma gelen en güzel şeylerden biri oldu.
No one's vacuumed under here for months.
Kimse aylardır süpürmemiş bunun altını.
It's more like... a long time ago, I walked through a door, and I found myself in a room with other doors, and I walked through one of those, and on and on and on and on, until... here I am... married to my ex-husband... seeing... two married men.
Daha çok... Uzun zaman önce bir kapıdan girdim ve kendimi başka kapılarla dolu bir odada buldum o kapılardan birine girdim, sonra bir başkasına, sonra yine bir başkasına ve işte buradayım. Eski kocamla evliyim.
The Dark One - - he's here for more than just the author.
Karanlık Olan tek istediği Yazar'ı bulmak değil.
The Dark One... He's here for more than just the Author.
Karanlık Olan tek istediği Yazar'ı bulmak değil.
There's no one here.
Hiç kimse yok.
Well, that's what the residents call this place, but I've yet to see a rooster around here, and I wouldn't know a poot if I stepped on one.
Burada yaşayan insanlar buraya bu adı takmış. Gerçi henüz ortalıkta bir "horoz" göremedim. Hatta "osuruk" kelimesinin anlamını bile bilmiyorum.
Look, I don't know what happened, but one minute I'm working laundry, the next I'm in here, and they tell me I got shot outside the prison.
Ne oldu bilmiyorum ama bir dakika önce çamaşırhanede çalışıyordum sonra birden kendimi burada buldum ve hapishanenin dışında vurulduğumu söylediler.
But here's one door that can only be broken from the other side!
Ancak, sadece diğer taraftan yok edilebilen tek bir kapı kaldı!
I am standing here, listening to you tell me that God only gives me one choice, and you telling me that I should forgo God's choice.
Burada durmuş Tanrı'nın bana tek bir seçim şansı verdiğini söylemeni dinliyorum.
Lucy... here's a better one.
Lucy daha iyi bir tane sorayım.
Shepherd thought he was the one behind the attacks here at the GSC, not the hybrids.
Shepherd, GSC saldırısının arkasında onun olduğunu düşünüyordu. Melezlerin değil.
My husband dragged us here and now he's gone, and no one will tell me where you're sending his check.
Beni buraya kocam sürükledi, şimdi kayıp ve kimse bana maaşını gönderdiğiniz yeri söylemeyecek.
Here's my plus one.
- İşte benim "artı bir" im.
She's spoken one word in the three months she's been here, and that word was "murder."
Burada bulunduğu üçüncü ayda sadece tek bir kelime söylüyor ve o da "cinayet".
Here's the file, sir.. the one you asked for yesterday.
efendim... dün istediğiniz.
Here's my number one rule :
Ben sana kendi kuralımı söyleyeyim...
Here we see substantial fracture on one arm and both legs, which were healed wrong.
Bir kolda ve iki bacakta yanlış kaynamış önemli kırıklar göze çarpıyor.
His brother's one of the men lost down here.
Kardeşi kaybolan çalışanlardan biri.
I'm here for one reason, and that's to get your child back to the family.
Burada olmamın tek sebebi var. O da çocuğunu aileye geri teslim etmek.
There's no intercom down here, so I'm building one.
- Burada iç haberleşme cihazı yok ben de yenisini yapıyorum.
I tell you one thing : this here baby in my sweetheart's belly?
Size bir şey söyleyeyim. Bir tanenim karnındaki bebeği görüyor musunuz?
You come here behaving like one of those second generation Nazis without any kindness or respect while I am being polite.
Buraya ikinci nesil Nazilerin dayranışıyla geldiniz.. her hangi bir iyi niyet ve saygı göstermeksizin.. ancak ben kibar davranıyorum.
Here's one that's allowing 12 users on a single line.
- Buradaki tek hatta 12 kişiye izin veriyor.
If no one's been in or out, then that murder weapon is still inside here.
Eğer içeri giren veya çıkan olmadıysa cinayet silahı hala burada olmalı.
You'll be able to enter through here and then look out through any of the 32 holes, one for each of the students.
Şuradan girip 32 delikten dışarı izleyebileceksiniz. Her öğrenci anısına bir tane.
- We have over a hundred disciples who have paid a great deal to be here, so I can assure you, no one's holding anyone captive.
- Biz yüzün üzerinde müritleri var. Kim, büyük bir anlaşma burada olması ödemiş Bu yüzden ı, kimsenin elinde esir kimse sizi temin ederim.
- Is my mom really here, or is this just another one of Enos'lies?
- Gerçekten burada annem ıs Veya eNOS'yalan bu sadece bir tanesidir?
So here's the thing, I was watching it the other night, and there's this one moment that really stunned me.
Şimdi olan şu, geçen gece izliyordum. Bir şey yaşandı ve afalladım.
Only one way out of here now...
Buradan tek kaçış var.
For instance, here's one that Hollywood doesn't want you to know.
Mesela bak Hollywood'un bilmeni istemediği bir tane söyleyeyim.
Who's the sick one here?
Asıl hasta olan kim acaba?
He may not have been a violent guy when he got here, but this place certainly turned him into one.
Buraya geldiğinde şiddet yanlısı değilmiş, ama öyle birine dönüşmüş.
There's no one here.
Burada kimse yok.
It might behoove you to recall that everyone here witnessed you actually murder someone, a fact that's one anonymous phone call away from being a juicy little segment on the local news.
Hatırlatmam gerekebilir... Buradaki herkes, senin birini öldürdüğüne tanık oldu. Yerel haberlerde haşlanmaya bir isimsiz telefon ihbarı kadar uzaksın.
No one's here.
Burada kimse yok.
- No, no one's here.
- Hayır, burada kimse yok.
She said there's no one of that name working here.
Öyle birinin burada çalışmadığını söyledi.
I would go on, but you get the picture... there's no one here you would invite to high tea.
Devam ederdim ama gördüğünüz gibi içlerinde beş çayına davet edeceğiniz türden birisi yok.
! I am sitting here trying to mentally prepare for one of the most important moments of my life, so can you please just shut up?
Burada oturmuş hayatımın en önemli anlarından birine ruhen hazırlanmaya çalışıyorum.
Give me one reason why Sammy should stay here tonight instead of with us.
Neden Sammy bu akşam bizimle kalacağına sizinle kalmalıymış? Tek bir sebep söyleyin.
I'm here for one reason, and that's to get your child back for the family.
Burada olmamın tek sebebi var. O da çocuğunu aileye geri teslim etmek.
here's one for you 39
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33