Human beings traducir turco
2,492 traducción paralela
All human beings must be wiped out of existence.
insanoglunun soyunu ortadan kaldirmak...
Human beings must be brought to justice!
İnsanlar adalete teslim edilmeli!
Not even magical creatures shall be forgiven, for siding with human beings.
Büyülü yaratıklar da olsanız insanların tarafında olduğunuz için affedilmeyeceksiniz.
They can change shapes, taking the form of human beings.
Şekillerini değiştirebiliyorlar, insan şeklini alıyorlar.
They use human beings as hosts. That's what Ra did.
İnsan vücudunu konukçu olarak kullanıyorlar.
Venus is a terrible place for human beings.
Venus insanoğlu için çok berbat bir yer.
In the earlier labours he has to slay beasts that are ravaging the countryside and he's trying to protect human beings or to promote civilisation.
Daha önceki görevlerde, kırsal bölgeleri harap eden canavarları öldürüyor, insanları korumaya çalışıyor yada medeniyet getirmeye çalışıyordu.
They have faults, they have strengths, they have weaknesses, they have all the things that normal human beings would.
Onların da hataları, güçlü ve zayıf yanları vardır, sıradan insanlara özgü her şeye onlar da sahiptirler.
So in different tales, we hear of Zeus turning into an eagle, turning into a swan, turning into a bull, turning into all these different shapes, turning into human beings to mimic a woman's husband's face, to trick the women as best he can into having a union with him.
Değişik efsanelerde, Zeus'un kadınları kandırmak için bir kuğuya, bir boğaya, bir kartala, her türden farklı biçimlere, hatta bir kadına ulaşmak için o kadının kocasının şekline dönüştüğünü duyarız.
But it will be human beings who bear the brunt of his wrath.
Fakat öfkesinin ceremesini çekecek olanlar insanlardı.
In fact, identification of eating human flesh is something that you would attribute to wolves or dogs but hardly to human beings.
Aslına bakarsanız, insan eti yemek insanlarla değil, kurtlarla yada köpeklerle özdeşleştirilebilecek bir durumdur.
I said, "these human beings are flawed, murderous."
Dedim ki "İnsanlar zarar verir, öldürür."
They say we'll all have them inside us and they'll turn every one of us into perfect human beings.
Dediklerine göre onları bizden biri olarak görmeliymişiz ve bu sayede mükemmel insanoğlu olarak bize geri döneceklermiş.
In the myth, all human beings must eventually succumb to Hades'command.
Efsaneye göre, tüm insanlar er yada geç Hades'in önünde diz çökeceklerdir.
So plants withered and died, human beings no longer gave birth, the earth descended into the deepest of winters.
Bu yüzden bitkiler çürümüşler ve insanoğlu daha fazla üreyememiştir, dünya yaşadığı en büyük kışlardan birine sürüklenmiştir.
You can imagine that his heart is pounding, his adrenaline is pumping, he's covered with the muck and blood of this dead beast and all of the other human beings that this beast has ingested over the years.
Kalbinin nasıl çarptığını, adrenalininin nasıl yükseldiğini tahmin edebilirsiniz, üstü başı ölü canavarın pisliğine ve bu canavarın yıllardır yediği insanların kanına bulanmıştır.
- Human beings can't die of -
- İnsanlar bu yüzden...
Because even if tyler did take the drugs, They're designed to work on computer systems, Not on other human beings.
Tyler ilacı almış olsa bile ilaç insanlar için değil bilgisayar sistemleri için tasarlandı.
Stop trying to amuse yourself and start thinking about what makes actual human beings laugh.
Oyalanmayı bırak ve gerçek bir insanoğlunu neyin güldüreceğini düşünmeye başla.
The point being, human beings like intoxication.
Kısacası, insanlar kafalarının iyi olmasından hoşlanırlar.
Before I agree to this "you have to promise to turn my men back into human beings, " and you have to promise no more funny business,
Beni buna razı edebilmen için öncelikle adamlarımı tekrar insana dönüştüreceğine, daha fazla yalan dolan olmayacağına, bizden hiç kimseyi bir hayvana dönüştürmeyeceğine dair söz vermelisin. " der.
It's not that easy to get human beings to turn on each other.
İnsanları birbirine düşürmek bu kadar basit değil.
But now that you have recovered, we would love for you to play for the Human Beings.
Fakat artık iyileştiğine göre "İnsanlar" için oynamandan büyük onur duyarız.
The team's name is the Human Beings?
Takımın adı "İnsanlar" mı?
If we are the Human Beings, you know, and we have a white guy as a mascot, what message are we sending?
Eğer "İnsanlar" da oynasaydık ve maskotumuz beyaz bir adam olsaydı... Ne mesaj gönderirdik?
We are the Greendale Human Beings.
Bizler Greendale insanlarıyız.
Human beings didn't look forward to the kind of salvation and heaven at the end of time that's promised in the Christian stories.
İnsanlar Hristiyanlık'ta vaat edildiği şekilde ölümden sonra bir çeşit kurtuluş ya da cennet umut etmemişlerdir.
The contours of fossil skulls allow reconstructionist Viktor Deak to reveal the faces of early human beings.
Fosil kemiklerinin yapısı Viktor Deak gibi rekonstrüksiyon ile uğraşanlara ilk insanların yüzlerini oluşturma olanağı verir.
But the principles can be applied to any two human beings in a relationship.
Ama ilkeler herhangi iki insanın ilişkisine uygulanabilir.
Go, Human Beings.
Bastırın "İnsan Evlatları!" Harika.
I'm about to bring Kylie in, so I need you all to act like normal human beings.
Kylie'yi almaya gidiyorum. Yani hepinizden normal insanlar gibi davranmanızı istiyorum.
So, we human beings sit at the very centre of the universe, with the rest of the universe rotating around us.
Yani, geri kalan kainat etrafımızda döner iken.. .. biz insanlar kainatın tam ortasında oturuyoruz.
As such, I want both defendants to answer as honestly as possible as two human beings.
Her iki sanıktan mümkün olduğu kadar dürüstçe iki insan gibi cevap vermelerini istiyorum.
Let's look at how and why a form of law that has fashioned governed corporations, businesses and vessels, has imposed its rules over natural human beings.
Yönetici kuruluşları, işletmeleri ve gemileri yöneten bu yasanın ; kurallarını doğal insan hakları üzerine neden ve nasıl kabul ettirdiğine bir bakalım..
Because I'm aware what tremendous feats human beings are capable of once they abandon dignity.
Zira insanoğlunun onurundan vazgeçtiği an ne kadar büyük başarılar gösterebileceğinin farkındayım.
If human beings are unable or unwilling to sacrifice individual desires... for the greater good of your species, you will have no chance for survival.
Eğer insanlar, türünüzün iyiliği için bireysel arzularını feda etmeyi başaramıyor ya da bu arzulardan vazgeçmeyi istemiyorlarsa hayatta kalma şansınız da yok.
You really don't give a damn about human beings.
İnsanları hiç umursamıyorsun.
It's a disgrace that we have reduced human beings to mere vessels for blood supply.
Kan akışı için insanoğlu kaynağını aza indirmemiz rezalet bir durum.
She's got her hands inside human beings every day... is a machine to her, you know.
Elleri her gün insanların içinde ona birer makine gibi geliyorlar.
She does not realize that Human beings are warm.
İnsanların sıcakkanlı olduğunu fark edemiyor...
Cause you do not have a relate to other human beings.
Çünkü diğer insanlarla nasıl iletişim kuracağını bilmiyorsun.
They're human beings.
Bunlar insan.
We're human beings, we're not tacos.
Biz insanız, cips değil.
I'm nature of all human beings.
ben bütün insanların doğasıyım.
But shouldn't we try to understand them as human beings?
Ama onları insan yerine koymamız gerekmez miydi?
As I am sure you all know, bog bodies are the naturally-mummified remains of human beings, preserved in the mineral-rich waters of peat bogs.
Bataklık cesetlerinin mineralce zengin bataklık kömürü sularında korunmuş doğal mumyalar olduğunu eminim hepiniz biliyorsunuz.
They're trafficking in human beings, usually for the sex trade.
İnsan ticareti yapıyorlar, genelde de fuhuş için.
You were always the tenderest of human beings to her and comfort her so on all occasions.
Onun insancıl duygularına karşı hep narin oldun ve sürekli ona fırsatlar yarattın.
So we can live like human beings.
İnsan gibi yaşamamız için.
Human Beings, Human Beings!
İnsanlar, insanlar!
It seems human beings are weak, after all.
İnsanlar zayıftır.
human 499
humanity 59
humans 251
human resources 22
human sacrifice 18
human nature 24
human trafficking 29
humans and aliens 26
humans like me 35
human blood 20
humanity 59
humans 251
human resources 22
human sacrifice 18
human nature 24
human trafficking 29
humans and aliens 26
humans like me 35
human blood 20