I'm good at this traducir turco
835 traducción paralela
I don't know how good I'm gonna be at this.
Bunda ne kadar iyi olacağımı bilmiyorum.
Be quick about it because I'm not very good at this legal business.
Hızlı olun çünkü bu yasal mevzularda pek iyi değilim.
Hold this, Inglés, till I get a good kiss at him.
Tu bakalım şunu, İngiliz, onu öpene kadar.
I'm good at this sort of thing.
Bu tür işlerde iyiyimdir.
I'm not very good at this sort of thing.
Ben böyle şeylerde hiç de iyi değilim.
I'm not very good at this. Neither am I.
- Pek iyi değilimdir.
This is a sampler I'm makin'. I'm not very good at it.
Bu yaptığım örnek bir model, pek becerdiğim söylenemez ama.
I'm not very good at this kind of conversation.
Bu tür konuşmalarda pekiyi değilimdir.
Don't be nervous, Jim. You're well covered. I never was much good at this play-acting.
enideşelenme jim, iyi korunuyorsun bu oyunda hiç bukadar iyi olmamıştım
Sir, I can assure you. I'm really good at this.
Efendim, sizi temin ederim ki, gerçekten bu işte iyiyim.
I'm not in favor of this modern mania... for turning bad people into good people... at a moment's notice.
Kötü insanları iyi insanlara çevirme konusundaki bu modern çılgınlığa taraftar değilim.
Also, I had a good look at this Joe and, well, I'm only being honest with myself when I say that in my opinion, he's even better-looking than I am,
Ayrıca, Joe'ya iyice baktım ve tamamen dürüstçe söylemem gerekiyor ki benim fikrime göre, o benden çok daha yakışıklı.
I'm not very good at this.
- Bunu yapmakta pek iyi değilim.
I suppose I oughta sell this place... put it to corn and cotton, go get a job like everybody else... but I wouldn't be any good at it.
Sanırım burayı satmalıyım pamuk ve mısır ekmeliyim, herkesinki gibi bir işe sahip olmalıyım. Ama bundan iyi olmayabilirim.
All this talking around in circles may be the civilized way, but I'm no good at fencing with words.
Bütün bu dönüp dolaşıp aynı yere varan konuşmalar uygar bir tarz, fakat ben kelimelerle oynamakta iyi değilimdir.
- I don't think I'm very good at this.
- Bu işte iyi olduğumu sanmıyorum.
You and I and your mother drive to California this summer, take a look at the countryside. Good idea?
Tüm aile bu yaz Kaliforniya'ya gidip güzel bir tatil yapalım, nasıl fikir ama!
And Jim said he didn't care too much for it neither so we both skedaddled down out of there and to this day I ain't never had a good look at the Rocky Mountains.
Jim ise abartılacak bir şey olmadığını söyledi sonra ikimiz de oradan ayrıldık ve bugüne kadar da Rocky Dağları'na hiç ısınamadım.
I'm new at this job, but it's not good to talk that way to a US senator, even if he is an idiot.
Sayın bakan, ben bu işte henüz yeniyim, Ancak bir senatörle bu şekilde konuşmak doğru değil - adam aptal olsa bile.
Anyway, I'm glad I got a good look at this side of her.
Her neyse, iyi ki onun bu tarafını da gördüm.
I'm not good at this.
Ben bu işlerde pek iyi sayılmam.
Well, I'm not very good at this.
Bize katılmaz mısınız, Bay Talman?
- Well, I'm not very good at this.
- Bu konularda çok iyi değilimdir.
- I'm not very good at this, sir.
- Bu işlerde iyi değilimdir efendim.
I'm good at this.
Güzel masaj yaparım.
I drew my fortune at the temple to see whether this is a good time to start a trip.
Tapınakta falıma baktırdım..... bu yolculuğun iyi bir karar olup olmadığını öğrenmek için.
I'm very good at this.
Bunda çok iyiyimdir.
- Not so good, I'm better at this.
Sanırım kısa sürede üstesinden gelebilirim.
Oh, God, I'm no good at this, either.
Tanrım, bunu da becerebileceğimi söyleyemem.
Hey, I'm not good at this running.
Ben pek iyi koşamam Bertha.
Look I'm no good at being noble. But it doesn't take much to see that the problems of three little people... don't amount to a hill of beans in this crazy world.
Asi olmayı beceremem ama üç kişinin sorunları bu çılgın dünyada pek önemli değil.
I - I decided to come back to the reality of an Francisco, uh, to regain my perspective and my humility... a-and spend more time at the one thing in this world that I'm really good at :
Görüş açımı ve alçak gönüllülüğümü geri kazanmak ve iyi olduğum tek şey olan borsada daha fazla zaman geçirmek için...
Take a good look at me... because I'm going to be on the front... of every newspaper in this country tomorrow.
Bana iyi bakın... çünkü ben yarınki gazetelerin hepsinin... manşetlerinde olacağım.
I'm pretty good at this.
Bu konuda iyiyim.
Of course, I redouble my efforts to look professional... cutting and snipping for all I'm worth... mainly because I know that if those two others so much as suspect my distress... and the implied doubt that this repetitive and smelly work... is doing any social good at all... then I'd be next over the stone.
Tabii ki, Profesyonel görünmek için, iki misli çabalıyorum. Benim için tek önemli olan, parçalamak ve kesmek... çünkü biliyorum ki, eğer diğer iki rahip rahatsızlığımdan kuşkulanırsa... ve ben herhangi bir şekilde, bu tekrarlanan, kokuşmuş işin... hiç bir iyi tarafı olmadını ima edersem... bir sonraki kurban ben olurum.
And I'm quite good at this sort of thing.
Ve bu tür işler için oldukça iyiyimdir.
I'm not very good at things like this.
Bu tür şeylerde çok iyi değilimdir.
If I'm good at this part, my career is severely limited.
Eğer bu rolde başarılı olursam, kariyerim büyük ölçüde sınırlanacak.
Look, I'm good at this.
Dinleyin, bu işte iyiyim.
Frosty, I'm no good at this.
Frosty, ben bu işte pek iyi değilim.
I think I'm good at this.
Galiba iyi beceriyorum.
Captain, I'm not very good at this.
Kaptan, bunu pek beceremem.
Only American wise guys with guilt end up in this bar sooner or later. I am not really getting very good at this game.
Bu oyunda çok ustalaştım artık.
I'm no - I'm no good at this kind of stuff.
Ben bu tarz olaylarda iyi değilimdir.
I'm not very good at this.
Pek iyi sayılmam.
I'm not too good at this.
Bu işte pek iyi değilimdir.
Kermit, I'm not good at this.
Bu konuda iyi değilim.
So given all this at once even I cannot fail to deduce that you are have quarreled with our good housekeeper and sought refuge in the sanity of the barbershop.
Tüm bu verilere bakılırsa, iyi ev sahibimizle kavga ettikten sonra kaybettiğin huzuru berber koltuğuna sığınarak aramaya çalıştığın çıkarımını yaparsam asla yanılmış olmayacağım.
I'm not too good at this.
Pek iyi beceremem.
I'm not good at this.
Bu işlerde iyi değilim.
I don't know that I'd be any good at this... but how would it be if I kept a few things with you?
Bu işleri becerebildiğimi pek sanmıyorum ama... bazı eşyalarımı burada seninle bıraksam nasıl olur?
i'm good 4884
i'm good at it 65
i'm good either way 17
i'm good here 30
i'm good to go 71
i'm good now 27
i'm good at my job 18
i'm good with it 16
i'm good at that 22
i'm good at what i do 20
i'm good at it 65
i'm good either way 17
i'm good here 30
i'm good to go 71
i'm good now 27
i'm good at my job 18
i'm good with it 16
i'm good at that 22
i'm good at what i do 20
i'm good for it 53
i'm good with that 53
at this stage 63
at this point 786
at this rate 278
at this age 20
at this very moment 61
at this time 248
at this moment 173
at this time of day 16
i'm good with that 53
at this stage 63
at this point 786
at this rate 278
at this age 20
at this very moment 61
at this time 248
at this moment 173
at this time of day 16
at this time of night 45
at this 20
at this hour 158
i'm going home 825
i'm gonna fuck you up 17
i'm going out tonight 18
i'm going to sleep 71
i'm gonna kill you 458
i'm glad to see you 135
i'm gonna die 222
at this 20
at this hour 158
i'm going home 825
i'm gonna fuck you up 17
i'm going out tonight 18
i'm going to sleep 71
i'm gonna kill you 458
i'm glad to see you 135
i'm gonna die 222
i'm going to work 99
i'm great 475
i'm going to die 127
i'm going to take a shower 34
i'm going crazy 146
i'm going to kill you 225
i'm going to bed 414
i'm going to bed now 24
i'm going home now 31
i'm going to school 41
i'm great 475
i'm going to die 127
i'm going to take a shower 34
i'm going crazy 146
i'm going to kill you 225
i'm going to bed 414
i'm going to bed now 24
i'm going home now 31
i'm going to school 41