English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / At this

At this traducir turco

91,011 traducción paralela
Oh, look at this lady who dressed her cat in a freaking bathing suit.
Şuna bakın, kadın kedisine mayo giydirmiş.
I'll go through the main duct, take a left at this L-bracket, this vent opens into the engine room, where I can flip the breaker.
Ana kanaldan geçeceğim buradan sola döneceğim, bu delik makine dairesine çıkıyor. Orada şalteri indirebilirim.
Because I'm the one in this situation, at this moment...
Çünkü şu anda bu durumda...
Alana, take a look at this.
Alana, şuna bir baksana.
You look at this, a strong company.
Buna bakınca güçlü bir şirket görüyorsun.
Do you realize that at this number, I'm worth close to a quarter of a billion dollars?
Bu rakamlara göre net değerimin neredeyse çeyrek milyar dolar olduğunun farkında mısın?
Rudy, I've brought you in last because when I look at this on a purely results-based model, that's where you stand... last.
Rudy, seni en son aldım çünkü..... sonuçlara dayalı bir modelde sonuncu geliyorsun.
This will be a brief statement and we aren't taking any questions at this time.
Kısa bir açıklama yapacağız. Ve şu an herhangi bir soru almayacağız.
And check to see who else lives at this address, 212 Leighton.
Ve başka kim Leighton'da bu adreste yaşıyormuş bakın.
Now, Mike, I know this might potentially be putting yourself at risk, but would you be prepared at this time to do a mean impression of Josh getting a boner at that clarinet recital?
- İğrenç. Mike, bunun seni riskli bir duruma sokabileceğini biliyorum ama şu anda Josh'ın klarnet resitali sırasında ereksiyon olmasını tasvir edebilir misin?
I'd like to thank my informant, who at this time I will not name... because I'm blanking on it, uh, but it's Josh's girlfriend.
İsmini şimdi vermeyeceğim kaynağıma teşekkür etmek istiyorum. Çünkü açığa çıksın istemiyorum ama Josh'ın kız arkadaşıydı.
The fact that you are here at this emergency meeting on such short notice tells the American people that you are as concerned about their safety as I am.
Bu kadar kısa süre içinde bu acil durum toplantısına gelmeniz, Amerikan halkına, güvenliklerinden benim kadar endişe ettiğinizi gösteriyor.
Look at this city!
Şehrimize bir bak!
Tell me again what happened at this ritual.
tekrar söyle ne oldu o ritüelde.
You guys, look at this.
Şuna bakın.
And she has a statement that she'd like to make at this time.
Ve şu anda bir açıklama yapmak istiyor.
Let's take a look at this bad boy.
SATILIK
Look, look at this stupid book they gave me.
- Bana verdikleri aptal kitaba bakın.
Oh, wow, look at this place.
Vay be, mekâna bak.
You suck ass at this game.
Bu oyunda çok kötüsün.
I am shocked at your grammar. You can't say, "This is Count Olaf."
Dil bilgine şaşırdım. "Kont Olaf bu" denir mi hiç?
"Violet, Klaus and Sunny : By the time you read this note, my life will be at it's end."
"Violet, Klaus ve Sunny, eğer bu mektubu okuyorsanız benim hayatım sonu bulmuştur."
It is impossible to go back and tell them anything at all, just as it is impossible to put Aunt Josephine's house back on top of this cliff.
Geri gidip onlara bir şey söylemek imkânsız, tıpkı Josephine'in evini, bu tepeye geri koymanın imkânsız olduğu gibi.
Hey, Winn, I need you to look at the people on this flash drive.
Winn, flash diskteki insanlara bakmanı istiyorum.
We shall settle this at the point of our swords.
Bu işi kılıçlarımızla çözeceğiz.
Amaya, I know you're following JSA protocol at whatever cost, but this is seriously screwed up.
Amaya, ne pahasına olursa olsun JSA kurallarını takip ettiğini biliyorum ama bu durum gerçekten çok kötü.
I've always wanted to try country line dancing, so I made us this reservation at a club.
Hep yerli halk oyunu denemek istemişimdir, bu yüzden bende bizim için bir kulüpte rezervasyon yaptırdım.
This did not used to happen at CatCo.
CatCo'dayken bunlar olmuyordu.
At least this way, they have a chance.
En azından bu yolla, bir şansları var.
Right and there's this moment at the end where I am right now, where they're about to run away together and to live happily ever after.
Şu sonundaki an, şu anda olduğum an, birlikte kaçmak üzere oldukları ve sonsuza dek mutlu yaşayacakları yerde.
This is gonna take me till at least eight o'clock, and I fully intend on crashing afterwards.
Bu en az saat 8'e kadar sürer, ve sonrasında tamamen kafayı vurup yatma niyetindeyim.
You see, we have 118, and this would be categorized at 260.
Bizde 118 tane var ve bu 260'ta sınıflandırılabilir.
Ladies, if I wanted to listen to this adolescent macho-posturing, - I would have stayed in D.C.
Böyle çocukça atışmalar izlemek isteseydim başkentte kalırdım.
Yes, she was my RA at Radcliffe, and I'm having this vague memory of walking into the dorm bathroom and seeing E.T. in a bathrobe and I thought it was the pot brownies, but now I'm realizing that it was actually E.T.
Evet, Radcliffe'te yurt başkanımızdı. Hatırlıyorum da bir keresinde yurt banyosunda bornozlu bir uzaylı görmüştüm o zaman kafam iyi sanmıştım. Ama şimdi fark ediyorum ki gerçekten uzaylıymış.
I asked my father, and he said to project that I'm not at all worried about this.
Babama sordum ve bu konuda hiç endişelenmiyormuşum gibi davranmamı söyledi.
You're gonna have a shitload of FBI at your disposal, and this is how I suggest you deploy them.
Elinin altında bolca FBI olacak. Onları şöyle kullanmanı tavsiye ederim.
White male, forties, dumped sometime last night or early this morning.
40'lı yaşlarda beyaz erkek, dün gece ya da sabah erkenden atılmış.
Fraser worked at the store where we believe Katie bought this.
Fraser, bize göre Katie'nin bunu satın aldığı dükkanda çalışıyormuş.
I'm afraid it's rare for a family as international as this to be gathered in the same place at the same time.
Ailenin bir araya toplanması... genelde çok nadir oluşan bir... - durum.
Well, at least this one doesn't have imaginary blood.
En azından bu seferkinde hayali kanlar yok.
But to sever the spirit's link, you're gonna have to bury the beads at the root of this creature's power.
Fakat ruh bagini kurmak için, bu boncuklari gömmen lazim bu yaratigin gücünün kökenine.
My daughter needs the Hollow to be purged from this earth.
Kızımın, Hollow'un bu dünyadan atılmasına ihtiyacı var.
If the serpent at the LaForge House represents the Hollow herself, then this must be some sort of totem she's using to magnify her power and protect herself.
LaForge Malikanesi'ndeki yılan Hollow'u simgeliyorsa o zaman bu da bir tür totem olmalı. Bunu gücünü arttırmak ve kendisini korumak için kullanıyor.
This is the vision of me that keeps you up at night, the fear of what you know to be inevitable.
Geceleri seni uyutmayan kaçınılmaz olduğunu bildiğin hâlimin hayalinin korkusu bu.
At least until we see this through.
En azından bu iş sonlanana kadar.
Hey. - This all has to be perfect. - Look at me.
- Her şey mükemmel olmalı.
You think this person might be at your party?
Sence bu kişi partinizde olacak mı?
Scattered reports this morning that Judy King has been taken hostage at Litchfield Penitentiary in what appears to be a possible terror situation.
Bu sabah, Judy King'in Litchfield Cezaevi'nde olası bir terör olayı nedeniyle rehin alındığı haberleri elimize ulaştı. - Yuh!
Clay left this at the hotel the night of his accident.
Clay, kaza gecesi otel odasında bunu bırakmış.
He left this at the hotel.
Bunu otelde bırakmış.
There's more than six of us at this table.
Masada 6 kişiden fazla var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]