I feel good traducir turco
3,731 traducción paralela
I feel good.
İyi hissediyorum.
And I feel good about it.
Ve beni güzel buluyor.
But I feel good.
Ama iyi hissediyorum.
I feel good, you know? And it's real, too.
Kendimi iyi hissediyorum.
I don't have to say I feel good when I feel like shit.
Bok gibi hissederken iyi olduğumu söylemek zorunda değilim.
What do you mean? I feel good.
Nasıl yani, gayet iyiyim.
i didn't feel good while lying to grandma.
büyükannem için yatarken ben iyi hissetmedim.
Ha, I feel so good!
Ha, çok lezzetli.
Yeah, I mean, do you feel good in that?
Evet de onun içinde rahat hissediyor musun?
I mean, I know it doesn't feel as good, but... Gee whiz, it feels a hell of a lot better than dying at 30.
Yani, şey kadar güzel olmuyor, biliyorum ama... 30 yaşında ölmekten daha güzel olduğu kesin!
You feel good about that? Aye, I do.
- Yaptığını beğendin mi?
And Victor is one of those good guys that never get a break, and I feel bad for him, I really do.
Victor da, bu iyilerden biri ve hiç şansı dönmüyor. Ona acıyorum. Gerçekten.
I just feel like... you know, your stuff is so good, and... and I know you have a lot of followers online, but...
Ben sadece yaptığın işler çok iyi.
Wendy, I don't feel so good.
Wendy, kendimi iyi hissetmiyorum.
I don't feel so good.
İyi hissetmiyorum.
Yeah, yeah, I feel pretty good.
Evet, gayet iyiyim.
When I feel a sensation, that's the way I just react, whether it's good or bad.
Bir şeyler hissettiğimde böyle tepki veririm, iyi ya da kötü.
It's a shame he can't feel this, I'm pretty good at massage.
Ne yazık ki hissedemiyor, masajda üstüme yoktur.
No, I feel lucky I got a good one.
Ben iyi birini bulduğum için şanslıyım.
I always feel so good after we've spoken.
Konuşmalarımızdan sonra kendimi çok iyi hissediyorum.
- Yeah. Oh. I feel weird, but I wanted to look good for Ryan, so...
Tuhaf hissediyorum ama Ryan için güzel görünmek istedim...
I said to Kent, "Can you make me feel good about this somehow?"
Kent'e dedim ki "bir şekilde beni iyi hissettirebilir misin bu konuda?"
I not feel good.
İyi hissetmiyorum.
- Aye, he can boogie. You had a good feel for him. - Yeah, I thought it were gonna be a bit hard, but it came back quite nicely.
- Biraz garip hissederim saniyordum ama gayet iyi geçti.
You're such a good teacher, I feel like I - I got so much to learn from you.
O kadar iyi bir öğretmensin ki senden öğrenecek çok şey olduğunu düşünmüşüm.
- You know, I feel I'm pretty good at picking up signals, but... but from her, it's just...
Ben aslında gelen sinyalleri anlamakta çok iyiyimdir, ama ondan... yani...
I don't feel so good.
Çok iyi hissetmiyorum.
I feel good.
Hem de gerçekten.
I don't feel good.
- Kendimi iyi hissetmiyorum.
I don't feel too good about this.
İçimde kötü bir his var.
I don't feel good about it.
Bunun için iyi hissetmiyorum.
I don't feel good.
Kendimi iyi hissetmiyorum.
I don't feel too good.
İyi hissetmiyorum.
I feel... Good.
Ben kendimi iyi hissediyorum.
I don't feel so good.
Pek iyi hissetmiyorum.
I feel so much. He's in good hands now.
İyi yerlerde olduğunu hissediyorum.
Whenever I look at you... I feel like being good.
Ama, sana bakınca iyi olduğumu hissediyorum.
I'm cold, I'm, tired, and I don't feel so good right now.
Geç oldu. Üşüdüm, yoruldum ve şu an kendimi pek iyi hissetmiyorum.
I'll win, and it won't feel good for either of us.
Ben kazanırım ve ikimiz de iyi hissetmeyiz.
No, I don't feel so good.
İyi hissetmiyorum.
I don't feel good about the way we left it last night.
Geçen gece yarım bıraktığımız konu hakkında içim rahat değil.
I don't feel good.
Hiç iyi hissetmiyorum.
Now I feel really good about this.
Şimdi çok iyi hissettim.
They teach me so much, and that I can provide a little comfort, well, it sure makes me feel good.
Bana çok şey öğretirler. Onları biraz olsun rahat ettirebilmek de kendimi iyi hissettiriyor tabii.
Well, since you asked, I feel like the good lord himself picked me up in his bare hands, laid me down on a bed of rusty nails, pinned my ankles behind my ears, and just stuck it in.
Madem sordun kurtarıcı, beni çıplak ellerine almış, paslı çiviler dolu bir yatağa yatırmış ve bileklerimi kulaklarımın arkasında birleştirmiş de sokmuş gibi hissediyorum.
♪ Well, I feel so good, everything is getting higher ♪
# Harikayım, her şey daha iyi oluyor #
And it felt amazing. I mean, letting go of this big secret made me feel so good.
Yani büyük bir sırrın yükünü üstünden atmak... harika bir histi.
I'm good, I... I feel... ready.
İyiyim ve kendimi hazır hissediyorum.
I thought that would feel good, but it felt awful.
Kendimi iyi hissederim sanmıştım ama bir tuhaf oldum.
Well, if it makes you feel any better, I think it looks rather good on you.
Kendini iyi hissettirecekse bence gayet güzel oldu.
I don't feel good.
"İyi hissetmiyorum."
i feel nothing 63
i feel your pain 36
i feel you 138
i feel like shit 51
i feel like dancing 23
i feel fantastic 19
i feel the same way 123
i feel sorry for you 124
i feel bad 209
i feel great 244
i feel your pain 36
i feel you 138
i feel like shit 51
i feel like dancing 23
i feel fantastic 19
i feel the same way 123
i feel sorry for you 124
i feel bad 209
i feel great 244