I know it's you traducir turco
22,089 traducción paralela
I know it's a, uh, a big, general question. How are you?
Bunun çok genel bir soru olduğunun farkındayım ama nasılsın?
Look, I don't know why they want you, but they want you, and in my experience, when they're being dodgy about what they want, it's because they want it for dodgy purposes.
Bak, neden seni istiyorlar bilmiyorum ama seni istiyorlar ve tecrübelerime göre, bu sadece tehlikeli nedenlere odaklaklandıklarında gerçekleşen bir şey.
I know it's not a lot to go on, but I'm hoping we can put together enough so that you guys can prove your effectiveness.
Biliyorum devam edebilmek için çok az bir bilgi ama beraberce bir şeyler.. yapabilir ve siz de bu sayede ne kadar.. efektif olduğunuzu kanıtlamış olursunuz.
I'm even more furious with you, because I know what a huge decision you had to make, and you made it without me.
Şimdi daha iyi anlıyorum neler hissettiğini ama buna bensiz karar verip bensiz yapmış olman daha da sinirlendiriyor beni.
- I think it's better if we just, you know...
En iyisi sadece...
Well, I assume you also know when someone suffers a stroke during surgery... frankly, it's a miracle he's even breathing.
O zaman, ameliyatta felç geçiren birinin doğrusu nefes almasının bile bir mucize olduğunu da biliyorsunuzdur.
- You know, I feel like it's something I was put on this Earth to do, you know?
Dünyaya geliş amacım bence bu.
It's hard to believe you haven't heard anything about that drug operation'cause I know how much time you spent cozying up to your Tooth Fairy friend.
Şu uyuşturucu operasyonu hakkında bir şey duymadığına inanmak zor. Çünkü Diş Perisi arkadaşınla yakınlaşmaya ne kadar zaman ayırdığını biliyorum.
I know you said you were okay about what happened at Hunts Point last night, but... it's all right not to be okay.
Dün gece Hunts Point'te yaşananları sorun etmediğini söyledim ama sorun edersen de sıkıntı değil.
You know, I know this is a really strange situation and all, but it's also really amazing, you know?
Bu durum garip olduğu kadar harika da değil mi?
You know, every second that I've spent subordinating myself to Lucifer, it's been a torment.
Lucifer'ın kontrolde olduğu her saniye benim için bir eziyet.
Hey, you know, if you want, I'll even do that, uh, "Win a date with Colt Bennett" thing, as long as it's rigged and I get to pick the winner.
Hatta... istersen "Colt Bennett'la randevu kazanın" olayına da girebilirim.
You know, when I take my truck in and there's nothing wrong with it, they don't charge me.
Kamyonetimi servise götürdüğümde bir sorun yoksa... benden para almıyorlar.
I always pictured it'd be with a baby instead of an adult man, but, wow, God's plan, you know?
Bu büyüme yetişkin biriyle değil de bebekle olur diye düşünüyordum ama Tanrı'nın işi işte.
I know we joke around and everything, but it's really great to see you again.
Şakalaşıyoruz falan ama seni tekrar görmek gerçekten güzel.
I just... when that, you know, "All rise" hits, it's go time.
Ben sadece... şeyken, bilirsin, "Ayağa kalkın" ı duyunca kendime geliyorum.
I wasn't sure if it was gonna be anything real, and, you know, with everything that's going on with you, it just...
Gerçek bir şeylerin olacağından emin değildim, bilirsin ya, seninle aramızda olan şeyden bahsediyorum, sadece...
- Is it? 'Cause, you know, sometimes I wish that he would leave me a voice-mail, but, right, he's dead.
Bilirsin çünkü, bazen ben de onun bana sesli mesaj bırakmasını isterdim.
Maybe it's because you're afraid that I'll really know who you are - and not like him.
Belki de aslında kim olduğunu öğrenirim ve ondan hoşlanmam diye korktun.
Maybe it's because you're afraid that I'll really know who you are and not like him.
Belki de aslında kim olduğunu öğrenirim ve senden hoşlanmam diye korktun.
Look, I know it's exciting to care about things when you're young, but trust me, one day, you're gonna be me.
Gençken böyle şeyler heyecan verici olur ama güven bana bir gün ben olacaksın.
You know, Sue, I really appreciate the offer, but, uh, it's getting late, and I just...
Sue, teklifin için gerçekten teşekkür ederim ama geç oldu...
Look, I know it sucks losing a girl you really like, but it's not like you're the first guy it's ever happened to.
Gerçekten hoşlandığın bir kızı kaybetmek berbattır ama bunu yaşayan ilk erkek değilsin.
Okay, I guess what's unnerving is that every time that I, you know, come for an evaluation, you guys just want to act like everything is cool, you know, and it's like, the test for me is if I can act, you know, calm and cool
Beni geren şey ; değerlendirme için buraya her gelişimde her şey yolundaymış gibi davranmak istiyorsunuz. Benim de sakin, düzgün ve her şey yolundaymış gibi davranmam sınanıyor gibi hissediyorum.
I mean, but you do it because you know, there's always, you know, some potential.
Ama devam ediyorsun çünkü her zaman bir ihtimal vardır.
And so, as sort of a father, I would say... it's not the worst, you know, to be a dad.
Bir nevi baba olarak şunu söyleyebilirim ki o kadar da kötü değil yani baba olmak.
It's been amazing getting to know you. I mean, it's crazy.
Seni tanımak harikaydı.
I am, too, but, yeah, you know, all this... It's... It's gonna blow over.
Düzeleceğiz.
I know it's important to you, and to others, to get the closure that you... feel you need.
Huzura ermenin, hissetmeye ihtiyacın olanın senin ve diğerleri için ne kadar önemli olduğunu biliyorum.
I mean, it's one day, you know?
Sadece bir gün yani...
I know you wish it would, but it's not, and the more you're dishonest with her, the worse it's gonna get.
Öyle olmasını dilerdin biliyorum ama hayır, ona karşı dürüst olmadığın sürece bu daha da kötüye gidecek.
You know, now that I'm used to it, it doesn't look half bad. Boom.
Aslında alışabilirim, normal halinin yarısı kadar kötü görünmüyor.
Oh, you know what, I forgot to ask, but maybe it's because I don't give a shit.
Biliyor musun? Sormayı unuttum ama belki de götümde olmadığındandır.
You know, it's not like I'm really doing anythi- -
Benim aslında pek bir şey yaptığım yok yani.
But this one... you know, I'm not 100 % sure, it's been ages, but I think I knew this guy.
Ama bu... Yüzde yüz emin değilim yanılıyor da olabilirim ama sanırım ben bu adamı tanıyorum.
Look, I know it's been hard for you...
- Bak, senin için zor olduğunu biliyorum...
- I know you're lying. It's time.
- Yalan söylediğini biliyorum.
And you know what? If I do have issues with women, it's not my fault.
Kadınlarla sıkıntım varsa sorunun bende olmadığı ortada.
And if I've learned one thing, it's you never know what's gonna change history and have massive consequences.
Ve öğrendiğim bir şey varsa o da nelerin tarihi değiştirip ağır sonuçlar doğuracağını asla bilmediğindir.
I know you want vengeance for Laurel, but it's not that simple.
Laurel'ın intikamını almak istediğini biliyorum ama bu o kadar basit değil.
I know it's been really hard for you, seeing Jesse with speed.
Jesse'nin hızı olduğunu görmek senin için zordu, biliyorum.
I know you want this more than anything, but you have to face the fact that it might not happen.
Bunu her şeyden çok istediğinin farkındayım ama hiç olmaması ihtimaline de kendini hazırlamalısın.
Um... So, I know that you think that I shouldn't use my powers, and it's not that I'm nothing without them, but they are a part of me now, you know?
Güçlerimi kullanmamam gerektiğini düşündüğünü biliyorum tüm kişiliğimi onların oluşturmadığını da ama sonuçta benim bir parçam onlar.
I just--you know, whenever I read your reports, it's clear that your evidence collection techniques are far superior to mine.
Raporlarını okuduğumda anlıyorum ki senin delil toplama yöntemlerin çok daha iyi.
I know you want this more than anything, but you have to face the fact that it might not happen.
- Bunu çok istediğini biliyorum. ... ama hiç olmayabileceğini de göz önünde bulundurmalısın.
Yeah, I know, but it's been tying up traffic, you know?
- Evet, biliyorum. Fakat trafik oldukça fazlaydı, bilirsin işte.
I been where you are, ok, and I know it's not easy, but if we talk about this and go through it step by step...
Senin yerindeydim ben de. Kolay olmadığını biliyorum ama bunu konuşursak ve adım adım ilerlersek...
No. I didn't want to make it a thing, you know, until it was something...
Sadece sen ve ben birlikte çalışıyoruz ve ben sadece bir olay çıkartmak istemedim ortada gerçek bir şey olana kadar.
You know, um, when you and Laurel were, kids, you know, teenagers, I... well, let's face it. I didn't like you much. Heh.
Laurel ve sen çocukken ergenlik zamanlarınızda...
Oliver, I don't know if these are memories or feelings, but I think you're a hero, and I don't think it's because of any boat.
Oliver, bunlar anı mı, his mi bilmiyorum ama bence sen bir kahramansın ve bunun bir yat yüzünden olduğunu sanmıyorum.
Yes, I know that, but, you know, when you're out there doing it, it's different.
Evet farkındayım ama bu işin içine girdiğin zaman her şey farklı.
i know 63170
i know you can do it 61
i know you don't like me 31
i know that 3661
i know you will 227
i know who you are 1036
i know you 1720
i know everything 279
i know you can 181
i know you don't know me 17
i know you can do it 61
i know you don't like me 31
i know that 3661
i know you will 227
i know who you are 1036
i know you 1720
i know everything 279
i know you can 181
i know you don't know me 17
i know how you feel 379
i know you're tired 50
i know it 1515
i know it's been a while 32
i know you're scared 181
i know her 343
i know that's right 19
i know what it is 314
i know what you mean 503
i know the feeling 206
i know you're tired 50
i know it 1515
i know it's been a while 32
i know you're scared 181
i know her 343
i know that's right 19
i know what it is 314
i know what you mean 503
i know the feeling 206