I know this one traducir turco
2,383 traducción paralela
Whoa whoa, no, I know this one! Here.
Dur dur, bunu biliyorum.
Oh, I need to get a new one of these things, you know, this one looks like the lock's gone.
Oh, bunlardan yeni bir tane almaliyim, bilirsin, bunun kilidi bozuk gibi gozukuyor.
You know, after Mia was born, I... I imagined we would one day be this, uh, amazing threesome.
Mia doğduktan sonra günün birinde muhteşem üçlü olacağımızı hayal ettim.
- Yeah. You know, if I told you how many times this one here ran away from home...
- Evet. kaç kere evden kaçtığını söyleseydim- -
You know, of all the horrible things I imagined about doing a TV show here... I never saw this one coming.
Burada dizi çekerken binbir şeyin olabileceğini düşündüm de bunu hiç düşünmedim.
Okay, okay, I know she can be a little controlling at times, but let's just give her this one, okay? Her mother is a little controlling.
Annesi biraz kontrolcü de.
I don't know, mom, I feel like I've been pushing Mike since day one of this relationship.
Bilmiyorum anne, sanki bu ilişkinin ilk gününden beri Mike'ı ben taşıyormuşum gibi hissediyorum.
You know, I think we actually owe it to Max to trust our guts on this one.
bence biz bunun yapılmasını uygun bulmamamızı Max'e borçluyuz.
So, if I said there were two ghosts in this flat and one of them wants to do serious harm but I don't know why, you wouldn't take me seriously?
Yani bu dairede iki tane hayalet var ve bir tanesi sebepsizce ciddi zarar vermek istiyor deseydim beni ciddiye almaz mıydın?
You know, I can't-I can't wait to hear this one.
Hayır, bunu duymak istemiyorum.
I know that record will be broken one day but let me tell you this No one can touch baseball fans hearts the way that Sang-nam has
Evet, biliyorum bu rekor da bir gün kırılacak ama diyorum ki atletimiz Kim'in Koreli Beysbol severlerin kalbindeki yerine kimse dokunamaz.
I don't know what to do with this one.
Bununla ne yapacağımı bilemiyorum.
But I have all my information here, people know this address... and I use this one to work with the bank.
Ama tüm bilgilerim burada, insanlar bu adresimi biliyor ve banka içinde bunu kullanıyorum.
Now I know this was just one little, tiny crack in the great wall that stood between the negro and the Promised Land.
Bunun, Vaat Edilmiş Ülke'yle siyahlar arasında bulunan duvarda açılan küçük bir çatlak olduğunu biliyordum.
I know this is very difficult for you, but I just have one more question.
Sizin için bunun ne kadar zor olduğunu biliyorum,... ama bir sorum daha var.
I don't know this one.
- Bunu bilmiyorum.
Okay, people, good work last night. I know it was a long one, but this monster problem is getting worse and worse.
Biliyorum bu uzun süren bir şeydi ama bu zombi problemi gittikçe kötüye gidiyor.
You know, I wish I could play for you the phone call I got from ADA Bernstein this morning, asking me why one of my detectives is going directly to a judge to obtain an illegal wiretap!
Keşke bu sabah savcı yardımcısı Bernstein'la yaptığım telefon konuşmasını size dinletebilseydim. Nasıl olur da dedektiflerimden birinin yasal olmayan bir gizli dinlemeyi geçerli kılmak için bir hâkime gidebildiğini soruyordu!
I don't know who the hell cooked up this contract division bullshit, but we've got 1,372 plots to get through and on every single one I want the same thing- - six inches.
Bu saçma kontratı kim düzenledi bilemem ama kazmamız gereken tam 1372 parça yer var ve hepsinin aynı derinlikte olmasını istiyorum 15 cm.
I don't know this girl or the other one.
Ne bu kızı ne de diğerini tanıyorum.
You know, you might be a hard-ass, Grandpa, but I'm in lockstep with you on this one.
Evet, sen sert herif olabilirsin ama bu sefer sana katılmıyorum.
Only one thing I know of could cause this.
Benim bildiğim tek şey buna neden olabilir.
- Look, I know you like this one, and Hans wants me to put one more in the show.
Bunu sevdiğini biliyorum, ama Hans bir tane daha koymamı söyledi sergiye.
You know that just because I was right about this one fighter doesn't make you any less of a man?
Bir dövüşçü konusunda haklı çıktım diye daha az erkek olmuyorsun, farkındasın değil mi?
You know, one sentence in, and I already hate this conversation.
Bir cümlesi bile bu konuşmadan nefret etmemi sağladı.
I know I might not be the kind of Uniter you were hoping for, but this is the one you've got.
Sizin umduğunuz türde bir Birleştirici olmadığımın farkındayım ama elinizde bu var işte.
You've made the callback list. This is not a game to me, you know. I want this so bad, and it's just one step closer.
Mckynleigh Hannah Marissa üçünüzün daha gidecek yolu var.
I know you know this one.
Bunu bildiğinizi biliyorum,
I don't know this one.
Bunu bilmiyorum.
- I don't know this one.
- Bunu bilmiyorum.
I don't know this one either.
Bunu da bilmiyorum.
And I know he would agree that in our interim chief, the torch has passed to a worthy leader, one who will guide us through this next and even more difficult transition.
Biliyorum ki geçici şefi o da onaylayacaktı,.. ... meşale, bize sonraki ve belki de daha zor yolculuğumuzda rehberlik edecek saygın bir lidere devredildi.
I know this is a sensitive one, Tom,
Bu konuda hassas olduğunu biliyorum Tom.
So I'm feeling like I don't know if either one of us is getting anything out of this.
İkimizin de bundan hiçbir şey anlamadığını düşünüyorum.
But what am I supposed to do with this one, you know?
Ama bununla ne yapmam gerekiyor?
You know what, Dad? I think I'm going to go with Wade Boggs on this one. Why?
Ne var biliyor musun, baba, sanırım bu sefer Wade Boggs'u dinleyeceğim.
I know this is difficult to talk about, but I want to go through it one more time, okay?
Bu konuda konuşmanın zor olduğunu biliyorum ama bir kere daha gözden geçirmek istiyorum, tamam mı?
You know, I'm the one that found this house.
Sen Batı Hollywood'a taşınalım istedin.
I know you like this one, Em.
Bunu sevdiğini biliyorum, Em.
You know, I gave you a chance when no one else would, and this is how you repay me.
Kimsenin yapmayacağı iyiliği yaptım sana. Karşılığını böyle ödüyorsun demek.
I don't know why a big deal out of this one.
Bu sefer ki neden bu kadar önemli bilmiyorum.
I know this town has a lot of human aberrations. I am one.
Bu kasabada bir sürü anormal insan olduğunu biliyorum.
Great, but tell me this one- - how am I supposed to keep being Sutton when I know nothing about her?
Harika, ama bana bir şeyi söyle- - onun hakkında hiçbir şey bilmezken nasıl Sutton olmayı sürdüreceğim?
I know I might not be the kind of Uniter you were hoping for, but this is the one you've got.
Sizin beklediğiniz gibi bir birleştirici olmadığımı biliyorum,... ama elinizde ki tek birleştirici benim.
No one knows this matter except those 4 guys I don't know how he has written that
Kimse bu konuyu bilmiyordu bu adamlar hariç. Bunu kimin yazdığını bilmiyorum!
I know this must be very stressful, but until we know what it is, I'm afraid no one's going anywhere.
Çok stresli bir durum olduğunu biliyorum ama bunun ne olduğunu öğrenene kadar maalesef kimse bir yere gidemez.
I had to tell someone, and you're the only one who can know this ever, ever happened.
Birine anlatmam gerekliydi ve bunu bilebilecek tek kişi sensin.
Now, I know we've all been through hell because of this damn witch hunt, but these questions imply that one of us is cooperating with the Baylors'attorney.
Bu lânet cadı avından çok çektiğinizi biliyorum ama, bu sorular içimizden..... birinin Baylor'ın avukatıyla işbirliği yaptığını ima ediyor.
I freaked today and I know this is complicated, but I guess what I'm trying to say is, I can see how complicated it is for you too, so one day at a time.
Bugün bir garip oldum çünkü karmasik oldugunu biliyorum ama sanirim, senin için de ne kadar karmasik oldugunu görebiliyorum yani bulmusuz, bunmayalim.
Okay, I know this is hard, but I'm not the one in that picture, you are.
Bak, bunun zor olduğunu biliyorum, ama o resimdeki ben değilim, sensin.
Look, I know that this is hard for you to accept, but I was the one who was there for Marla at the end, and she wanted me to have the money.
Bak, kabul etmekte zorlandığının farkındayım..,... ama Marla'nın son zamanlarında onun yanındaydım. O da bana para bırakmaya karar verdi.
i know 63170
i know you can do it 61
i know you will 227
i know you don't like me 31
i know that 3661
i know everything 279
i know who you are 1036
i know you can 181
i know you 1720
i know you don't know me 17
i know you can do it 61
i know you will 227
i know you don't like me 31
i know that 3661
i know everything 279
i know who you are 1036
i know you can 181
i know you 1720
i know you don't know me 17
i know how you feel 379
i know you're tired 50
i know it 1515
i know it's been a while 32
i know you're scared 181
i know her 343
i know what you mean 503
i know what it is 314
i know that's right 19
i know what i saw 201
i know you're tired 50
i know it 1515
i know it's been a while 32
i know you're scared 181
i know her 343
i know what you mean 503
i know what it is 314
i know that's right 19
i know what i saw 201