English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I like this guy

I like this guy traducir turco

1,165 traducción paralela
I like this guy's lack of style.
Bu adamın tarzını beğendim.
- I like this guy.
Matt " i seviyorum.
Come on, I like this guy.
Onu sevdim.
Adrian, you know how much I like this guy, Dr. Vezza, right?
Adrian, bu adamdan ne kadar hoşlandığımı biliyorsun, Dr. Vezza'dan, değil mi? - Uh-huh. - Tamam.
He's just this guy that Becky and I like to torture.
Becky ve benim işkence yapmayı sevdiğimiz bir çocuk sadece.
Look, all right, I know I screwed up... but it's not like this guy is some innocent civilian.
Bak, tamam, hata yaptığımı biliyorum, ama bu adam da masum bir sivil değildi.
That's funny. You look a lot like this guy I used to know.
Komik ama tanıdığım birine benziyorsun.
I don't like this guy.
Bu herifi hiç gözüm tutmadı.
I felt like this guy's really hurting me.
Bu dostun beni kırdığını hissettim.
In any case, the reason I called you was you're one guy I can trust in a situation like this.
Her durumda, Seni aramamın nedeni böylesi bir durumda güvenebileceğim tek erkektiniz.
You think I'm gonna have less anger and feel like more of a man if you start dating this guy? !
Bu adamla çıkmaya başlarsan daha az kızgın olacağımı ve daha fazla erkek gibi hissedeceğimi mi düşünüyorsun?
I mean, here's this guy in my office what is he, thirty-five years old - - and he goes like that.
Yani, ofisimdeki bu adam nedir ki, otuzbeş yaşında - - böyle olacağını.
I wanna know, are we just gonna fight this guy, or, like, are we gonna kill him?
Bu adamı dövecek miyiz yoksa öldürecek miyiz, bunu bilmek istiyorum?
I've been hanging out with him for like, only a couple of days. I've seen this guy do shit that you wouldn't fucking believe.
Yalnızca bir kaç gündür takılıyoruz ama, bu herifi öyle şeyler yaparken gördüm ki, ağzın açık kalırdı.
I guarantee you've never met anyone like this guy.
Eminim onun gibi bir adamla tanışmamışsındır.
And I was testifying to a congressional subcommittee... and there's this guy... in sandals and, like, ragged-ass cutofs.
ve Temsilciler Meclisi alt komitesinde ifade veriyordum... O ise sandaleti ve eski püskü tişörtüyle.. karşımızdaydı.
Did you think I'd abandon you like this guy?
Bu adam gibi seni bıraktığımı düşünmedin, değil mi?
And this guy yelled so loud. I came out here just to check it out. - He said something like...
Adam o kadar bağırdı ki, ne oluyor diye çıkıp baktım.
I really like this guy. Well, he'll certainly get that impression.
- O da senden hoşlanacaktır.
- Look not that this serves as an absolution, but it seems like I have a habit of picking the wrong guy and....
- Bak... Bu değişmez bir hakikat değil ama sürekli yanlış kişiyi seçmek gibi bir alışkanlığım var.
Says here I could look like this guy just by working out 15 minutes a day.
Günde on beş dakika çalışarak bu adam gibi görünebileceğim yazıyor.
Hey! I am nothing like this guy.
Ben bu adam gibi değilim.
You're like this 27-year-old guy who's hanging out mostly with college students, inventing things that don't work, spending your time making this worthless documentary, and then finding God and deciding, " Oh, I'm gonna have a bar mitzvah.
Çoğunlukla üniversite öğrencileriyle takılan..... çalışmayan şeyler icat eden beş para etmez bir dokümanter için vakit harcayan ve Tanrı'yı bulup "Bar Mitzvah partisi vereceğim" diyen 27 yaşında birisin.
Uh, you know who else does a really good job is our guy over at I.P.S., Eddie, and I bet you he'd charge, like, half of this.
- Güzel iş çıkaran biri daha var. IPS'teki Eddie. Ve eminim bunun yarısı kadar fatura çıkaracaktır.
I WAS FUCKING THIS GUY FOR A WHILE, CEO OF A BIG CORPORATION. HE USED TO LIKE TO WEAR DIAPERS WHEN I SPANKED HIM.
Şu büyük şirketin işletmecisini becerdiğimde, kıçını şaplaklarken o da bebek bezi kullanıyordu.
- I don't look a thing like this guy.
- Bu adam gibi gözükmüyorum.
It seems to me that... you don't like him very much, but I'm not saying this only because he's my friend, but Sang-hyuk's really a good guy.
Anladığım kadarıyla onu pek sevmiyorsun. Arkadaşım diye söylemiyorum ama gerçekten iyi birisidir.
I guess this guy is the closest thing I have... to anything like that.
Geri dönmek için bu adamı kullanın.
I'm really happy that we got this cleared up... because the guy that I like is your friend Dave.
Bu sorunu hallettiğimize gerçekten sevindim... çünkü hoşlandığım çocuk, arkadaşın Dave.
I don't like this guy.
Bu heriften hoşlanmadım.
For the first time I've looked at a guy and felt something... but this can't be love, Love can't happen like this
İlk defa bir erkeği görünce içimde bir şeyler kıpırdadı. Ama bu aşk olamaz. Aşk böyle değildir.
He talked about how he loved Phil... and how he loved me... and how he always wanted a girlfriend just like me and to be a guy like Phil and to be a guy like Phil to this imaginary girl like me who he never found.
Phil'i ve beni ne kadar sevdiğinden ve ne kadar benim gibi bir kız arkadaş istediğinden ve benim gibi hayali bir kıza karşı nasıl Phil gibi olmak istediğinden bahsetti.
That's what I was thinking, but now I'm hearing all this crazy stuff. You seem like a smart guy.
- Öyle düşünüyordum ama bu deli şeyleri duyunca
That's what I like about this guy he isn't afraid to dig his own grave, and then jump right in
Bu adamı bu yüzden seviyorum işte. Kendi mezarını kazıp içine atlamaktan korkmuyor.
I was married for 12 years to this man... who much like Jeremy, was a pretty good guy.
Tam 12 yıllık evliydim, kocam da tıpkı Jeremy'e benziyordu, gayet iyi biriydi.
I was at the airport, and I met... like, in the food court, I met this guy, um... and then he sat next to me on the plane... and we just hit it off.
Havalanındaydım, ve ben... sırada, bu adama rastladım, um... ve sonra uçakta yanıma oturdu... ve öylece kaynaştık.
Today, when I saw you dressed up like the crazy, hairy guy at that moment, I really thought you were this pathetic, insane, absurd spastic little man.
bugün, seni giyinmiş gördüğümde deli gibi, kıllı adam şimdi, senin gerçekten gülünç, deli, aptal olduğunu düşünüyorum gerizekalı küçük adam.
If you don't like this guy, I can find you a better one.
Bu adamı beğenmediysen daha iyisini bulabilirim.
I'll tell you one thing, if this guy kills again... we'll see a community uproar out there like nothing we've seen.
Sana birşey söyleyeceğim, eğer bu adam bir daha öldürürse... burada daha önce hiç görmediğimiz, bir topluluk gürültüsü duyacağız.
I mean, it doesn't seem like this guy had any... connection to anybody.
Demek istediğim, adamın sanki hiç kimseyle bağlantısı yokmuş gibi.
This guy came into the store where I work and accused me of following him around, and then had, like, a little freak-out fit.
Bu adam çalıştığım yere geldi ve beni onu takip etmekle suçladı ve sonra da resmen, çılgına döndü.
I don't even like this guy.
Bu adamdan hoşlanmıyorum bile.
I gotta admit, I never really pegged you as a guy who would come into a place like this alone.
Kabul etmeliyim Jack. Bu tür yerlere yalnız gelecek tipte biri olduğunu sanmazdım.
I sure wish I could meet a brave fella like the guy in this book.
Keşke bu kitaptaki gibi cesur bir adamla karşılaşsam.
Oh yes, because you and I usually have so much fun with Latin. So what do we call this guy, alumnus Darren, you know, like you'd say farmer John or the butcher Lazar Wolf?
- Bu adama ne diyeceğiz?
I mean, you know, younger people. In fact, like, for instance, this guy that I talked to for quite awhile, he was...
Mesela orada bir süre konuştuğum bir adam epey gençti.
Well, you know, I only saw this guy once for like ten minutes and the lighting was only so-so and I hadn't eaten anything, and, like, what if I'm remembering him a lot cuter than he was?
Bu adamı on dakikacık gördüm. Işık da çok iyi değildi. Hiçbir şey yememiştim.
- I'm sick of this! I'm sick of everyone treating me like I'm a mindless idiot... - led around by a guy.
- Herkesin bana bir erkeğin oyuncağı olmuş bir aptal muamelesi yapmasından bıktım artık!
Hey, well, as long as people let their teeth go to hell like this guy, I make a nice living.
- İnsanlar bu adam gibi dişlerinin canına okuduğu sürece ben de aç kalmam değil mi?
THAT THIS GUY IN THIS PICTURE, WHO I DOESN'T EVEN LOOK LIKE ME, IS MY DAD.
Ama resimdeki, baban dediğin bu adam bana benzemiyor bile.
I'm telling you... this guy, he looked... he was, like, deranged.
Sana söylemek istediğim... bu adam, görünüşü, bir serseri gibiydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]