English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I look around

I look around traducir turco

2,683 traducción paralela
I look around, and everyone knows where they're headed or at least what they want.
Etrafıma bakıyorum, herkes nereye gittiğini biliyor ya da en azından ne istediğini.
# You mind if I look around?
Etrafa baksam rahatsız etmiş olur muyum?
And I will tell you, I look around here.
Etrafa şöyle bir bakıyorum da kendine dikkat etmen lazım...
I arrive here, I look around and I think... this?
Buraya geldim, etrafa baktım ve düşündüm. Bu mu?
I look around me, and I see all these federal marshals... Sent here by people up in Washington who think we're nothing but a bunch of violent, bloodthirsty hillbillies.
Etrafıma bakıyorum da Washington'da oturup bizlerin vahşi, kana susamış bir dağlı yığınından başka bir şey olmadığımızı düşünen insanlar tarafından gönderilmiş federal güvenlik güçlerini görüyorum.
Every time I look around this place, all I think about is her.
Buraya her baktığımda, tek aklıma gelen o.
The Doctor is a living, breathing man, and as I look around this room I know one thing... We're sure as hell going to fix that.
Doktor, yaşayan, nefes alan bir adam,... bu odaya göz gezdirdiğimde, tek bir şeyi biliyorum ki biz bunu düzelteceğiz.
Just... I'm around most of the time, and I'm a whole lot hotter than I look.
Öyle işte, çoğunlukla oralardayım ve göründüğümden çok daha ateşliyim.
Look around, George. I'm a pig in shit.
Etrafınıza bir bakın, bokluk bulmuş domuz gibiyim.
Then I'm gonna take that cash money and I'm gonna turn around and I'm gonna blow that smug superior look off your fucking face.
Sonra parayı alıp geri döneceğim..... ve senin bu kendini beğenmiş kahrolası yüzünü patlatacağım.
Look, I gave her a shot around midnight.
Bakın, geceyansiydı iğne yaptım ona.
I'm gonna take a look around and see what else I can find.
Etrafa bakacağım, belki bir şey bulabilirim.
I'm wondering if we can just step inside real quick and take a look around.
Merak ediyorum da, içeri girip etrafı biraz kolaçan etsek.
I had one of those moments, you know, that happen at some point once or twice during every TT fortnight, when I just stand and look around and everything you see, the bikes, the overalls, you know you hear that siren, pit-entry siren.
Benim başıma da geldi her TT yarışında 1 2 sefer karşılaşıyorum Etrafımda olanlara baktığımda ; motorlar zaman tablosu, pit sirenlerini duyuyorum
Look, the one thing that gets me through is-is knowing that when the night rolls around, I can just have a few drinks and kick back.
Bak, beni kendime getiren tek şey gece etrafımda akarken, birkaç içki içmek.
- I was just ironing my robe, taking a look around.
- Bornozumu ütülüyordum da etrafa bir bakış.
Look, I would love to sit around and talk to you guys all day about vampires and zombies.
Bak Sizinle burda tüm gün oturup Vampiler ve zombiler hakkında konusmak isterdim Bu çok heyecan verici
I'm going to go look around.
Etrafa bir bakacağım.
I'll look above. - I'll go around the house.
- Ben yukarı tarafa bakacağım.
Uh, give me five minutes. I want to take another look around.
Bir beş dakika daha verin, tekrar bakmak istiyorum.
I wake up and look around
Kalkıp etrafa bakıyorum.
Look i am warning you stop roaming around with that divya.
Seni uyarıyorum. Divya'nın etrafında dolanmaktan vazgeç artık. - Ne?
And some days when things were crazy - - which was most days - - I'd look out, and I'd watch those kids run around, and I'd think, "that's no way to play."
Bazen, işler kötü gittiğinde ki çoğu zaman öyle oluyordu dışarıya bakar ve o çocukların etrafta koşuşturmalarını izlerdim ve "Oyun oynayacak yer bile yok." diye düşünürdüm.
Yeah, look, I need someone who knows their way around a camera, a couple of kids and two or three birds, have to be lookers.
Tamam, bak simdi, bir kamera, bir kac cocuk, iki uc tane de hatun bulabilecek birisi lazim, kizlar guzel olmali.
- Why did you just walk off? I went to look at something, and then I turned around and you were gone.
Bir şeye bakmaya gittim, döndüğümde sen yoktun.
Would you mind terribly if I just took a little look around?
Etrafa göz atsam kabalık etmiş olur muyum acaba?
Look, just because I can't see you doesn't mean I want other people to think I'm walking around with some pathetic schlub, alright?
Bak, seni göremiyorum diye insanların acınası bir aptalla dolaşıyor olduğumu düşünmesini istemiyorum, tamam mı?
- I want to take a look around.
- Çevreye bir göz atmak istiyorum.
I know I told you you could look around, but take it easy.
Biliyorum, etrafa bakabileceğinizi söylemiştim ama yavaş olun.
Look, man, when I was a kid, there were no other guys around.
Bak, adamım, Ben çocukken etrafımızda hiç erkek yoktu.
Hey, look, it's none of my business, but... All the sneaking around? I don't think it's helping your cause, man.
Beni ilgilendirmez ama sinsice etrafta dolaşman sana pek yardımcı olmuyor.
Velma, Daphne and I will look around upstairs.
Velma, Daphne ve ben üst kata bakacağız.
Okay, I'm gonna need you guys to look around for witnesses.
Pekâlâ, görgü tanığı var mı diye çevreyi bir araştırın.
I think that's something our grandchildren will look back on with total disbelief.'You people knew you were dealing with a finite commodity... how could you possibly have build your economy around something which was going to disappear?
Bence bu torunlarımızın geriye dönüp baktığında inanamayacakları bir şeydir. "Siz insanlar, sınırlı madde ile idare ettiğinizi biliyordunuz Nasıl oldu da ekonominizi yok olmak üzere olan bir şeyin üstüne kurabildiniz?" diyecekler.
I'd like you to look around at the people in this room.
Bu odadaki insanlara bakmanı istiyorum.
You know, if he'd stop doing laps around the car, I could get a better look at him.
Arabanın etrafında dönüp durmasa, ona daha iyi bakabilirdim.
I look up, and around the corner comes these kind of big dudes.
Kafamı kaldırdım ve köşede kocaman adamların bana doğru geldiğini gördüm.
Well, if he's not here, you know, I'm just gonna have a look around.
Burada değilse etrafa bir göz atıp gideceğiz.
Shut up for a couple minutes, I'm gonna look around.
Birkaç dakika çeneni tut, etrafa biraz bakınacağım.
Look, honey, I don't want that guy Poking around in your drawers.
Bak, tatlım, o adamın çekmecelerini kurcalamasını istemiyorum.
Look, I know you moved around a lot as a kid, so I want you to feel like you always have a home, in my arms.
Bak, birçok çocuğun arasında dolanıyorsun ben de benim kollarımda bir evin varmış gibi hissetmeni istedim.
Now, as I continue rapping, I want you to look around,'cause we got some more wedding entertainment, me and my mates.
- Öyle mi söylediler? - İyi olacağını söylediler. Bu rahatlattı.
I'm gonna look around, see what's worth grabbing.
Etrafa bir bakınayım, almaya değer şeyler varsa alırım.
- Look, I don't plan to stick around. - OK.
- Fazla kalmayacağım abi, kaçarım birazdan.
I'd really like to have a look around.
Çevreye bakmak istiyorum.
I was at a drinks party, I had a cursory look around.
Ickili bir partideydim, gelisi guzel ortaliga baktim.
Feel free to look around, and I'll see you have full access to our facility.
Etrafa istediğiniz gibi bakmakta serbestsiniz ve tesisimize... tam ulaşım sunuyorum size.
Until I can grab my hands around his throat, and look into his beady eyes, and strangle the truth out of him, I remain neutral.
Ellerimi boynuna dolayıp şeytani gözlerine bakıp boğup doğruyu söyletene kadar tarafsız kalacağım.
You were right. Get a C.T. to be safe, and I'll stick around to look at the results.
Haklısın, emin olmak için BT çektirelim sonuçlara bakmak için burada olacağım.
I er.. Um, I'm going to look around for opportunities sir.
Ben.. ımm, etraftaki fırsatları kollayacağım bayım.
Maybe I'll just take a look around, in case he slipped through the cracks.
Şöyle etrafa bir baksam... Belki bir yerden sızmıştır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]