English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I lost them

I lost them traducir turco

732 traducción paralela
You may say it's only fair but the fact is... my cars, jewels, paintings, houses... I lost them all!
Bunun gayet manidar olduğunu söyleyebilirsiniz ama arabalarım, ziynet eşyalarım, pahalı portreler ve evler hepsini kaybettim!
I lost them when we made that last river crossing.
Onları son nehir geçişimizde kaybettim.
Once a man gave me a pair of gold earrings. But I lost them.
Bir keresinde biri iki altın küpe vermişti ama onları kaybettim.
- I lost them on the way.
- Ben onları yolda kaybettim.
The night I thought I lost them, I went up to get a pair of gloves, and my earrings must have fallen among the gloves.
O gece onları kaybettiğimi sandığımda bir çift eldiven takmak için yukarı çıkmıştım sonra da eldivenlerin arasından küpeler düşmüş olmalı.
- I lost them.
- Kayboldular.
- Then I'm sorry i lost them.
- Kayboldukları yazık olmuş.
The same way I lost them, I'll get them back again.
Onları nasıl kaybettiysem, o şekilde geri kazanacağım.
Listen, Marcia, I lost them. But all I gotta do is talk with them one more time.
Dinle, Marcia, onları kaybettim ama tek yapmam gereken onlarla bir kez daha konuşmak.
There were a lot of things that used to belong to me and somehow I lost them.
Eskiden bana ait olan birçok şey vardı ve ben onları bir şekilde kaybettim.
Oh God! I lost them, what am I going to do now?
Anahtarları kaybettim!
I lost them on purpose.
Bilerek onları kaybetmiştim.
I lost them.
Kaybettim.
I think I lost them.
Bağlantı koptu galiba.
I lost them.
Onları göremiyrum artık.
My friends who were wounded and fell in battle... all the people that I've lost... there's no way I'll ever forget them!
Savaşta yaralanıp düşen arkadaşlarım. Kaybettiğim bütün insanlar. Onları unutmam mümkün değil!
You know, I'm quite lost without them.
Anlarsın, onlarsız kaybolurum
I was delivering them and I lost my way.
Birine götürüyordum ama yolumu kaybettim.
- I guess we lost them.
- Galiba izimizi kaybettirdik.
Damn, I've lost them!
Kaybettim!
- I think we lost them.
- Galiba, onları kaybettik.
- I'm lost without them.
Onlarsız bir hiçim. Tamam, doktor!
If our father's ships hadn't been lost in the storm, then perhaps I could enjoy myself like them.
Eğer babamızın kayığı fırtınada kaybolmasaydı, belki o zaman ben de onlar gibi eğlenebilirdim.
Ezry I thought I'd lost them all.
Ezry Onu tamamen yitirdiğimi düşünmüştüm.
I lost contact with the audience, couldn't warm up to them.
Seyirciyle ilişkimi kaybettim. Onları çoşturamadım.
This genius directed Man in a Mousetrap... The Lost Nymph, and did them both while starring in Oedipus Rex.
Bu üstün yetenek, "Man in a Mousetrap" i yönetmişti The Lost Nymph'i de, üstelik bu iki filmi Oedipus Rex'te başrol oynarken çekmişti.
I just lost them.
Onları kaybettim.
But when they lost their mother, I thought it might be best to come home and try to make it up to them.
Ama annelerini kaybettiklerinde, eve dönüp, zararı telafi etmeye çalışmak en iyisi olur dedim.
If I lost control over them, what would happen in battle?
Onların kontrolünü kaybedersem, savaşta ne yaparız?
This... yeah, this is how it happens, but you ain't lost your marbles yet, and i mean to see that you keep them.
Evet, olan bu ancak henüz keçileri kaçırmadın aklının hâlâ yerinde olduğunu görüyorum.
I've lost them now.
Şimdi onları kaybettim.
There was berlin to worry about and indochina, and algeria and all the other myriad problems, major and minor that somehow had lost their incisive edge of horror because we were so familiar with them.
Berlin, Çinhindi ve Cezayir'i düşünebilirdik. Ve irili ufaklı sayısız diğer sorunu. Ama bir şekilde hepsinin belirgin korkuları geçmişti.
I must have lost them while I was in here.
Buradayken kaybetmiş olmalıyım.
I've lost four of them since the season started.
Sezonun başından beri dört tane çakmak kaybettim.
I'll be lost without them.
Onlar olmadan ben ne yaparım?
The three crowns have been lost for many years but I feel, sire, that if we organized a proper expedition it would be quite possible to find them.
Bu üç taç, yıllardır kayıpmış. Ben diyorum ki, majesteleri, uzun bir sefer ayarlayabilirsek onları bulmamız mümkün olabilir.
I followed but lost them after a while.
Gözlerin güvenilemeyecek derecede bozuk.
I'm leaving you all, but don't let them know, or they'll call it off again and all will be lost.
Ayrılıyorum sizlerden. Ama bunu bilmesinler yoksa düğünü iptal ederler ve her şey heba olur.
So I got them to the Valley Gil brought the Lost.
Bu yüzden Vadiye Gol getirip onları Kaybeden getirmiştim.
For one moment, I dared hoped we'd lost them.
Bir anlığına onları kaybettiğimizi umut ettim.
Nejim had me followed when I left the house but I thought I'd lost them.
Nejim evden ayrıldığımda beni takip ettiriyordu ama kaybettiğimi sanmıştım.
I've probably lost them.
Sanırım onlardan kurtuldum.
They were in my pocket and I've lost them both.
Cebimdeydiler ama ikisini de kaybettim.
I think we've lost them.
Sanırım izimizi kaybettirdik.
I've lost them too.
Onu da kaybettim.
I'm just saying you reach a time when all them things are lost to you.
Bir yaştan sonra iş işten geçiyor diyorum.
I couldn't phone you earlier. I would have lost them.
Daha önce telefon edemezdim, onları kaybederdim.
I can't do that, sir. I've lost contact with them.
Yapamam, efendim İrtibatı kaybettik.
- I don't see how we lost them.
Nasıl oldu anlamadım.
I had two friends with me who are lost in another time period. I must find them.
Yanımda iki arkadaşım vardı, başka bir zaman diliminde kaldılar.
I go to a counter and I tell them I've lost mine and may I please have another one?
Gişeye giderim, biletimi kaybettiğimi söylerim. Yeni bir tane alabilir miyim, derim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]