I should've known better traducir turco
117 traducción paralela
I should've known better than to deal with a punk like you.
Senin gibi bir serseri ile iş yapmamam gerektiğini bilmeliydim.
I should've known much better, but by chance...
Tahmin etmeliydim aslında. Biraz da şanssızlık işte!
I should've known better.
İyi bilirim.
I should've known better.
Böyle olacağını tahmin etmeliydim.
I should've known better.
Böyle bir şeyin olmayacağını tahmin etmeliydim.
Darling, I'm sorry. I should've known better, but he just sounded so convincing.
Sevgilim, özür dilerim, daha dikkatli olmalıydım ama o kadar ikna edici konuştu ki.
Having lived through the reigns of three Caesars, and seen the depths to which Rome has sunk beneath them, I should have known better than to believe a fourth could be different.
Üç ayrı Caesar döneminde yaşamış ve Roma'nın ne kadar dibe battığını görmüş biri olarak dördüncü Caesar döneminin daha farklı olmayacağını çok iyi anlamalıydım.
I should've known better than to worry about you.
Senin için endişelenmemem gerektiğini bilmeliydim.
I should've known better.
Yapamayacağımı bilmeliydim.
I should've known better.
Bunu tahmin etmem gerekirdi.
I should've known better.
- Tahmin etmeliydim.
I should've known better than to play poker with an assassin.
Bir suikastçi ile poker oynayacagimi hiç bilemezdim.
I should've known better than to hire a one-legged lawyer.
İki bacaklı bir avukat bulmalıydım.
I should've known better than to bring it up to someone like you.
Bu konuyu seninle asla konuşmamalıydım.
Yes, it is! I should've known better by now.
Benim suçumdu.
I should've known better.
Bunu bilmeliydim.
I should've known better.
Daha iyi bilmeliydim.
I should've known better than to underestimate him.
Onu küçük görmek yerine daha iyi tanımalıymışım.
I should've known better than to try fooling the four of you.
Siz dördünüzü kandırmanın zor olduğunu bilmeliydim.
22. I should've known better.
Akıllı davranmalıydım.
I should've known better than to take the advice of a human.
Bir insandan öğüt aldığım anda anlamış olmalıydım.
I mean, I should've known better, but...
Tanrım. Yani böyle birşey yapmamam gerektiğini bilmeliydim.
I should've known better- -
Birinin sözüne güvendim. Bunu düşünmeliyim.
I should've known better than listen to those shitheels.
Onları dinlememeliydim.
I should've known better than to get involved... with country bumpkins!
Bu işi iki budala köylü çocuğunun yapamayacağını bilmem gerekirdi.
I should've never came to this place, better known as "Man Hell."
'Erkek cehennemi'olarak bilinen bu yere asla gelmeyeceğim.
- But I should've known better.
- Ama hatırlamam gerekirdi.
Me, I should've known better.
Ben, benim bilmem lazımdı.
Yes, perhaps I should've known better than to flirt in German.
Almanca flört etmek güzel olmazdı gerçi.
- I should've known better.
- Tahmin etmeliydim.
I should've known better
Ne salakmışım.
I should've known better than to take your promises at face value.
Senin sözlerinin sadece yüzeyde göründüğü şekilde olmadığını bilmeliydim.
I should've known better.
Daha mantıklı davranmalıydım.
I should've known better.
Bunu anlamalıydım.
I mean, you're the one person in my life who actually gets me, and... I should've known better.
Yani, hayatımda bana gerçekten ulaşan tek insan sensin ve daha iyi biliyor olmalıydım.
I should've known better than to think one of you would try and run away.
Birinizin kaçmayı deneyeceğini düşünmeliydim.
As a former naval officer myself, Mike, I should've known better.
Eski bir deniz subayı olarak, bunu anlamalıydım, Mike.
I should've known better than to try to get that word past a fellow math geek, huh?
Matematik delisi bir arkadaştan bunu duyacağımı bilmem gerekirdi, değil mi?
Sara, I'm tempted to say you should've known better.
Sara, şunu söylemeliyim ki ; sen bu durumlara düşmemeliydin.
I should've known better.
Başından bilmem gerekirdi.
I should've known better than to give so much responsibility To a child.
Bir çocuğa bu kadar sorumluluk verilmeyeceğini bilmem gerekirdi.
I should've known better.
Bunu düşünmeliydim.
So when a sleveen like yourself comes along and thinks he can cross me, well, then, that's when I get angry, Mr. Blake. And Grimes... you should have known better.
Oysa sizin gibi zıpırlar çıkıp beni alt edebileceklerini düşündüğünde işte o zaman gerçekten çok sinirleniyorum, Bay Blake ve Grimes bunu en iyi senin bilmen gerekir.
# I guess I should've known better
Sanırım bilmeliydim
I was warned of your stubbornness and impertinence, and I should have known better when you were called the "governess of last resort."
Bayan Pettigrew, dik başlılığınız ve münasebetsizliğinizden dolayı sizi uyarmıştım ve size "son çare bakıcı" dendiğinde anlamalıydım.
I should've known better.
Bunu bilmem gerekirdi.
I should've known better than to accept her invitation for tea.
Çay teklifini kabul etmeden önce daha iyi düşünmeliydim.
I should've known better not to use the phone in the house.
Evdeki telefonu kullanmam gerektiğini bilmeliyim.
It was a dead man's run. I should've known better.
Bu yolculuğa çıkmamalıydım, bunu tahmin etmeliydim.
I should have known better than to go over there But he seemed all sweet this morning Talking with you, and I thought maybe
Oraya gitmeden önce bilmeliydim fakat bu sabah seninle konuşurken çok sevimli görünüyordu ve ben de babama bir şans daha vermeliyim diye düşündüm.
So yeah, i should've known. And if i were a better cop, i would've.
Bu yüzden, evet bilmeliydim ve eğer daha iyi bir polis olsaydım bilirdim.
i should've listened to you 31
i should've told you 70
i should've 99
i should've seen it coming 18
i should've called 31
i should've known 138
i should've been there 32
i should've said something 19
i should've seen this coming 19
i shouldn't have said that 115
i should've told you 70
i should've 99
i should've seen it coming 18
i should've called 31
i should've known 138
i should've been there 32
i should've said something 19
i should've seen this coming 19
i shouldn't have said that 115
i should have seen it coming 28
i should have known 261
i should have known better 55
i shouldn't have asked 40
i should have said 28
i should go 978
i shouldn't have told you 34
i shouldn't 226
i shouldn't have done that 93
i should tell you 63
i should have known 261
i should have known better 55
i shouldn't have asked 40
i should have said 28
i should go 978
i shouldn't have told you 34
i shouldn't 226
i shouldn't have done that 93
i should tell you 63