I told you traducir turco
79,262 traducción paralela
I told you, I don't even know her.
Onu tanımadığımı söylemiştim.
I told you.
Sana söylemiştim.
I didn't schedule you. I told you.
Programında belirtmedim ama söyledim.
I told you it was worth the wait.
Beklemene değeceğini söylemiştim.
I told you once this happened again, I don't work for you anymore.
Bu bir daha olursa, artık seninle çalışmayacağımı söylemiştim.
Well, what if I told you I know a place where they won't give you that look?
Peki sana o şekilde bakmayacak bir yer bildiğimi söylesem?
There's a real world out there, and like I told you, there's an experienced lawyer on the other side looking to exploit our mistakes.
Hayal dünyasında değiliz, söylediğim gibi karşı tarafın deneyimli avukatı hatamızı yakalamaya çalışıyor.
But I told you that I wouldn't stop looking for a way to keep her in her home, and I think I found one.
Ama, onu evde tutmak için bir yol aramaya devam edeceğimi söylemiştim ve sanırım buldum.
- I told you he'll lose.
- Sana söyledim, kaybedecek.
I gotta figure out how- what if I told you i have a way to get you into the bar?
Şimdi zamanı değil Nasıl hareket edeceğimi - Baroya girmenin bir yolu var desem ne dersin?
- And what if I told you Ms. price signed off this?
Bu fiil, Gayrimenkul Kanunu'nu da ihlal etmektedir. Peki size Bayan Price'ın bunu onayladığını söylesem?
Oh, dip! Eleanor, I told you that first night that we were in a prank show.
Eleanor daha ilk gece sana bir şakanın içinde olduğumuzu söylemiştim.
Do you remember what I told you when you predicted you could do this for 1,000 years?
Bunu bin yıl sürdürebilirim dediğinde sana ne dediğimi hatırlıyor musun?
I told you, we're gonna do everything the right way.
Sana söylediğim gibi, her şeyi doğru yoldan yapacağız.
I told you, it's in a safe place.
- Güvenli bir yerde dedim sana.
- I told you not to bring any cops!
- Polisi bulaştırma demiştim sana!
I told you a bunch of times, okay?
Kaç kere dedim ya?
I told you not to talk about that. I know.
- Sana bundan bahsetme demiştim.
Haven't I told you?
Sana söylemedim mi?
I know. I told you, you were going places.
Biliyorum. cok yukseleceksin dedim ya.
- I told you.
- Demistim.
I told you about her last night.
Dün gece ondan bahsetmiştim.
I told you about him a few months ago.
Birkaç ay önce ondan bahsetmiştim.
- I told you.
- Bunu söyledim.
- I told you about this last week.
- Bunu sana geçen hafta anlatmıştım.
I told you what we need to do.
Sana ne yapacağımızı söyledim.
I told you, we're partners.
Sana söyledim bu işte ortağız.
You know, I always told Oliver he was wrong about you.
Biliyor musun, her zaman Oliver'a senin hakkında yanıldığını söyledim.
I told them it was ego and hubris that got you fired.
Ego ve gurur yüzünden kovulduğunu söyledim.
The woman with the fishbone, I was told you're the surgeon to consult while she's in surgery?
Boğazındaki kılçık yüzünden ameliyat olan kadınla ilgili size danışmam söylendi.
You're the only person I've told.
Senden başka kimseye söylemedim.
I told him I'm here, so, you know, fuck it.
Ona burada olduğumu söyledim, yani... Aslında var ya, siktir et.
I didn't even know about it till you just showed up here and told me.
Sen ortaya çıkıp bunu söyleyene kadar haberim yoktu.
When Nathan introduced me, he told you that I used to work at Pearson Specter Litt.
Nathan beni tanıttığında eskiden Pearson Specter Litt'te çalıştığımı söylemişti.
- Mm-hmm. - I thought Gibbs told you she'd never let that happen.
Gibbs, buna izin vermeyeceğini söylemişti sanırım.
- What do you think I told her?
- Ne dememi bekliyorsun?
I told her that it must be some kind of mistake, but you and i both knows it's not,
Hata yapılmıştır dedim, ama seninle ben öyle olmadığını biliyoruz yani bunu halletmemiz lazım.
Mr. Ross, I'm grateful for everything you've done, but Marissa told me that if we could prove what happened to aj is their fault, they'd have to pay.
Bay Ross, yaptıklarınız için minnettarım ama Marissa, eğer oğlumun hastalığına onların sebep olduğunu ispatlayabilirsek ödeme yapabileceklerini söyledi.
- Except now you told me i can't handle it, and that's gonna be boring a hole in my brain, making this thing a thousand times harder.
Bana başaramayacağımı söylemiştin bu da beynimi kemirip duracak işleri bin kat daha zor hale getirecek.
- Benjamin, before you ask, i already told you- what if I could make it more like you?
Benjamin, sen sormadan, sana zaten söylemiştim - Onu sana daha çok benzetirsem?
He said it was some sort of mix-up, but when I asked Donna about it, she told me that you were the one who went to see that man for me, not Louis.
Bir karışıklık olduğunu söyledi ama sonra Donna'ya sordum o adamı görmeye gidenin Louis değil, sen olduğunu söyledi.
I told him you'd be happy to talk, but to give you a few days when you're feeling better.
Onunla seve seve konuşacağını ama kendini toparlaman için sana birkaç gün müsaade etmesini söyledim.
I told Belle this was a mistake to talk to you.
Belle'e de söyledim seninle konuşmak hata olur diye.
I couldn't have even told you then what it meant.
Tam olarak nasıl bir şey olduğunu sana o zaman anlatamazdım.
So you also love Chidi, and you... you just told him, just now, right before I did?
Yani sen de Chidi'yi seviyorsun ve benden hemen önce ona söyledin öyle mi?
I just told you, this is not an Islamic terrorist attack, so we need to tread very carefully here.
Bunun o şekil bir saldırı olmadığını söyledim. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.
The incidents that occurred here according to what you've told me, I think I have found its origin
Bana anlattığına göre burada meydana gelen olaylar, sanırım bunun kaynağını buldum.
I'll tell you what I told Josh Gelfand in the sixth grade - when he asked me to the spring social.
Josh Gelfand altinci sinifta bana bahar balosuna gitmeyi teklif ettiginde soyledigim seyi soyleyecegim.
I knew you had other clients, but you told me I was in a different league from them.
Biliyordum ama bana baska bir seviyede oldugumu soylemistin.
I should have told you the truth so long ago.
Gercegi sana cok daha once soylemeliydim.
I told him that you always pay your rent on time.
Kiranı hep vaktinde ödediğini söyledim.
i told you yesterday 20
i told you so 405
i told you that in confidence 28
i told you before 196
i told you to shut up 41
i told you everything i know 35
i told you to stay in the car 34
i told you i would 20
i told you already 105
i told you the truth 55
i told you so 405
i told you that in confidence 28
i told you before 196
i told you to shut up 41
i told you everything i know 35
i told you to stay in the car 34
i told you i would 20
i told you already 105
i told you the truth 55