English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I would love to

I would love to traducir turco

4,457 traducción paralela
I would love to...
Evet,
Winston and I would love to have you over for breakfast.
Winston ve ben sizi kahvaltıda görmekten mutluluk duyarız.
I would love to come in again.
Ben... Ben tekrar gelmeyi çok isterim.
I would love to have you and Megan and... be honest with you, my stuffed animals.
Hem seni hem Megan'ı, doğrusu peluş oyuncakları da seviyorum.
- I would love to.
- çok isterim.
- Uh, I would love to!
- Çok isterim!
- I would love to have some of those shit right now.
- Şu an nasıl canım çekti onlardan.
I would love to just murder-suicide them.
Onları öldürüp, intihar süsü vermek isterdim.
I would love to help you out, but I -
Sana yardım etmeyi çok isterim fakat...
No. Y-yes. I-I would love to go.
Gitmeyi çok isterim.
" I would love to run a few numbers for you.
" Size birkaç rakam nakletmek istiyorum.
I would love to see that.
O anı görmeyi çok isterdim.
Aw, man, I would love to pirate that.
Devam filmi çekiliyor Ah, adamım, Onu çalmak da hoş olurdu.
And I'd love to be there. I would love to be there.
Orada olmayı isterim hem de çok isterim.
It's nice having you here and I would love to hear more about you and Caleb.
Sen ve Caleb hakkında daha çok konuşmak isterim.
I would love to join you.
Evet! Size katılmayı gerçekten çok isterim.
I would love to see that.
Görmeyi çok isterim.
Oh, my God, I would love to, but I'm actually, um...
Tanrım, çok isterdim ama ben aslında şey...
- And if that is anything to go by, I would love to see a sundance.
Bir şeyler olacaksa, bunu görmeyi çok isterim Sundance. Merak etme.
I would love to.
- Çok isterim.
Well, I would love to, but I keep getting interrupted.
Bunu ben de isterim ama sürekli araya girenler oluyor.
I would love to, but I do not know how.
Çok isterim, ama nasıl, bilmiyorum.
Well, I think he's arrogant... and I would love to give him a karate chop.
Bence çok küstah, onu karate hareketleriyle dövmek isterdim.
I would love to hear what I made them do, besides their homework.
Ben onların ödevlerinin yanı sıra, onlara ne yaptım duymak isterim.
[Sighing] Oh, I would love to do that, but I don't have his number because he's Harry's guy.
- İsterdim ama telefonu ben de yok çünkü Harry'nin adamı.
You know, Peyton, I would love to meet your parents. - Are they coming to my party tonight? - The one called "party"?
Ailenle tanışmayı çok isterim Peyton Akşam partiye geliyorlar mı?
I would love to meet him.
Onunla tanışmayı çok isterim.
I would love to go back to my place... just, after we eat.
Tabii ki bana gitmemizi isterim ama hemen yemekten sonra.
I would love to take some food to go, if that's all right.
Sorun olmazsa giderken biraz yiyecek almak isterim. Tabii.
I would love to fight to your death.
Seninle ölümüne mücadele etmek isterim.
I would love to help if I thought he was actually good for her, but I don't.
Bak, Damon'un Elena'ya gerçekten iyi geldiğini düşünsem seve seve yardım ederim. Ama düşünmüyorum.
I've been wanting to do that ever since we got here. I would love that.
Buraya geldiğimizden beri bunu yapmak istiyorum.
And now I would like to honor a genuine love-maker who I really care about.
Şimdi de, gerçekten çok değer verdiğim, gerçek bir aşk çocuğunu onurlandırmak istiyorum.
I would take her to my bedroom and not make love to her all night long, and then the next morning,
Onu odama götürürdüm ve tüm gece sevişmezdim.
I would love for you to help with this because I can't have it continue either.
Bize yardım etmeni çok isterim çünkü buna ben de devam edemiyorum.
I would love for you to come and visit our facilities.
Gelip tesislerimizi ziyaret ederseniz çok mutlu olurum.
And I know she would love to meet you.
Seninle tanışmayı çok ister.
First I would have to find someone that I'm in love with Or someone I-I'd at least consider The possibility of having kids.
Öncelikle aşık olduğum birisini ya da çocuk sahibi olmak isteyeceğim birisini bulmam gerek.
just wanted to thank you for supporting me and for believing in me when no one believed do not know where I would be today if not by you've been like a second father to me And I love you
Kimse yüzüme bakmazken bana destek olup inandığın için teşekkür etmek istedim. Sen olmasan halim ne olurdu, bilemem. Sen benim ikinci babam oldun.
Certain of your love I would prefer the grave to the bed of any queen.
Senin aşkın için, kraliçenin yanında uyumaktansa, mezarı tercih ederim.
I could not believe that I could be so lucky to find the one who would prefer death at my side to life at the side of another out of love.
Tükenmiş bir aşk uğruna yaşamaktansa benimle ölümü tercih eden birini bulduğum için ne kadar şanslıyım inanamıyordum.
If you ever pay him a visit, I'm sure that Doyle would also love to see you.
O genci ziyaret edecek olursan, Doyle da seni görmeyi çok ister.
It would help me figure out if I'm going to marry the love of my life, or stay here and solve murders and become an old cat lady.
Hayatımın aşkıyla mı evleneceğim yoksa cinayet çözen kedili kadına mı dönüşeceğim? Kedili kadına dönüşmezsin.
Why would I send a video of us making love to Pamela?
Seviştiğimiz videoyu neden Pamela'ya göndereyim?
He would advise your mother and I to engage in rigorous sexual love-making to trick our genitals into staying robust.
Bizim durumumuzdakiler için organlarımızın dinç kalmasını şiddetli ve şehvetli, sevişmeyle kandırarak sağlayabileceğimizi söyledi.
I would love for you to meet Officer Kaz Nicol, the son of Captain Nicol.
Sizi Memur Kaz Nicol ile tanıştırmak isterim. Başkomiser Nicol'ün oğlu.
I bet this one would love it if something happened to me.
Eminim şurada duran başıma bir şey gelse sevinir.
Oh my God, I would so love to do that.
- Tanrım, bunu yapabilmeyi çok isterdim.
I find it very painful that anyone would suggest I'm capable of being unfaithful to my husband, whom I love dearly.
Herhangi birinin, sevdiğim kocama karşı vefasız olabileceğimi düşünmelerini bile acı verici buluyorum.
I would love nothing more than to see you trade places with Dr. Lecter.
Beni en çok mutlu edecek şey Dr. Lecter ile yer değiştirdiğinizi görmek olurdu.
I'm thinking that you and Len would love to live
Bu evde Len ile yaşamayı seveceğinizi...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]