If you say so traducir turco
2,904 traducción paralela
If you say so, we'll follow it
Öyle diyorsanız, hepimiz uyacağız.
Well, okay, if you say so.
Ah, tamam, madem öyle diyorsunuz.
Okay, Ray, if you say so.
Peki, Ray. Sen öyle diyorsan öyledir.
If you say so.
Öyle diyorsan.
If you say so
Öyle diyorsan.
But only if you say so.
Ama sen de istiyorsan.
If you say so.
Öyle diyorsan öyledir.
If you say so
Sen bilirsin
If you say so, I guess...
Eğer sen, öyle diyorsan, tahminim...
If you say so.
Madem öyle diyorsun...
If you say so.
Öyle diyorsan, öyledir.
If you say so.
Sen öyle diyorsan.
If you say so.
Öyle diyorsanız öyledir.
All right, if you say so.
Pekâlâ, öyle diyorsanız.
Yeah, if you say so.
Evet, sana da uyarsa.
If you say so.
Öyle diyorsanız.
- REALLY? IF YOU SAY SO.
Eğer öyle diyorsan...
So if you see something, say something.
Bir şey göreceksek olursanız söyleyin.
In case you've forgotten, I'm paying you an awful lot of money to be here tonight, so if people want to talk about Ant and Dec, you talk about Ant and Dec.
Hatırlatayım dedim, sana bugün burada bulunman için çuval dolusu para sayıyorum, eğer insanlar Ant ve Dec'i konuşmak isterlerse, konuşacaksın.
So, if you work too much with numbers and numbers don't change and you're using that to represent the world, it might seem hard to see how the world itself can really be changing.
Yani eğer değişmeyen sayılarla çok uğraşıyorsanız ve bu sayıları dünyayı tanımlarken kullanırsanız dünyanın aslında ne kadar değişken olduğunu görmekte güçlük çekebilirsiniz.
You're really so cute the way you act as if I actually have a say in this.
Bu konuda söz hakkım varmış gibi davranınca çok cici oluyorsun.
So, if you had to critique your performance, what would you say? Other than I wish I was jessie's girl, uh...
Bunu benimsemeli ve iyi kullanmalısın, kötü bir iş çıkarsan bile zevk almalısın.
Okay, so at this point, if I could help you, I would say that you should try to help yourself.
Şu noktada, sana yardım edebilecek olsam sana kendi kendine yardım etmeye çalış derdim.
If something happened to you that wasn't right, then say so.
Başına kötü bir şey geldiyse geldi demen yeterli.
So if you ask questions that have to do, say, with the very, very small and that involves anything that has to do with gravity - - so, how do objects interact gravitationally on very, very short scales - -
Eğer, sormak zorunda olduğunuz soruları sorarsanız, küçük, çok küçük ve ve yerçekimi ile ilgili olan her şeyi almalısınız - - bu bağlamda, çok çok küçük ölçeklerde nesneler yerçekimsel olarak nasıl etkileşimde bulunuyorlar? - -
If you want to live alone, say so!
Sen istiyorsan söyle, ayrılalım.
My agent thinks that - - I mean, if I say so, my agent thinks that he can put me back on the team, you know.
Menajerim şöyle düşünüyor. Eğer ben istersem beni takıma geri aldırabilirmiş.
If you say so.
Nasıl diyorsan.
If you want to leave a girl, you can say so, if not, no one trusts you.
Eğer bir kızdan ayrılmak istersen böyle diyebilirsin, yoksa kimse sana güvenmez.
Well, I wanted to say it in a way that'd make you feel good so that if I tell you what I don't like you'll still feel good.
Seni iyi hissettirecek bir şekilde söyleyeyim istedim böylece sevmediğimi söylesem de kendini iyi hissederdin.
But I'm glad to hear you say that, so I can assume that you won't mind if we swab for DNA?
Ama bunu duyduğuma sevindim ki böylece DNA testi için bir sorun olmayacağını varsayıyorum?
If you want me to drag you out over my shoulder, just say so.
Eğer omzundan çekilmemi istersen, söylemen yeterli.
You know, if I leave a note, it's just gonna get burned with my clothes, so I figured you for the one guy that I could say adios to.
Eğer bir not bıraksaydım kıyafetlerimle beraber yanacaktı ben de tek "elveda" diyebileceğim kişinin sen olduğunu anladım.
Hey, if you guys are looking for abnormals, why didn't you just say so?
Eğer anormalleri arıyorsanız, niye söylemediniz?
♪ if we could, I'll say we're sorry... ♪ So you've been there three days already.
Üç gün oldu bile sen gideli.
If you don't wanna drive, just say so.
Kullanmak istemiyorsan, öyle olsun.
We would still be friends if it was so hard for you, why didn't you say anything?
Madem kötü hissediyordun, niye daha evvel söylemedin?
I gotta get back to training, so if you want to come up to me and introduce yourself, say hello...
Antrenmana geri dönmeliyim, yani eğer gelip kendinizi tanıtıp, merhaba dem...
So if you're trying to say that he was a bad guy or something - -
Onun kötü bir adam olduğunu falan söylemeye çalışıyorsan...
So, if you say by non-combatants, these people voted for a government that is carrying out crimes, then they share the blame.
Yani, onlara savaşa müdahil değiller derseniz, ben de ; onlar suç işleyen bir hükümete oy verdiler, suça da ortak oldular derim.
So, if there's anyone that you want to call to say goodbye to...
Yani, arayıp da, veda etmek istediğiniz biri varsa, şimdi yapın.
If you're so sure he didn't write the letter, - why can't we just say hi? - Yeah.
Eğer mektubu onun yazmadığından bu kadar eminsen neden gidip bir "Merhaba" demiyoruz?
I'm overstepping or, uh, if you're just not comfortable with this, please, please just say so.
Eğer siz benim haddimi aştığımı düşünüyorsanız, eğer içiniz rahat etmiyorsa, lütfen, lütfen bana söyleyin.
So, if at any point you want to leave, you just have to say so.
Çıkmak istediğinde, söylemen yeterli olacak.
If you want a fancy-fix, just say so.
Adam akıllı olarak düzeltmek istiyorsan söyle gitsin.
I'm not under duress, I'm - - Well, that's exactly what you'd say if you were under duress, so - - Malory!
Tutuklu değilim ben... İşte bu tam da tutukluyken söyleyeceğin bir şey. Malory!
So if we were to ask all of your friends if you and Libby had any kind of disagreement at the party, they'd all say no?
Yani tüm arkadaşlarınıza sen ve Libby'nin partide herhangi bir anlaşmazlık yaşayıp yaşamadığınızı sorarsak,.. ... hepsi hayır mı diyecek?
So if you want me to leave, just say, "Hap, dude, " you're a good old friend.
Eğer gitmemi istersen söyle yeter.
But if I may say so, you might be going about it the wrong way.
Ama demeliyim ki, Yanlış yolda gidiyor olabilirsin.
So if you had to sum up your quarter century of marriage, what exactly would you say is your secret?
Çeyrek yüzyıllık evliliğinizi özet olarak geçersek tam olarak sırrınız nedir?
If I knew to what you were referring, I'd say that this so-called war was started by this coward Elias, not me.
Eğer neye atıfta bulunduğunuzu bilseydim, derdim ki, bu sözde savaşı korkak Elias başlattı, ben değil.
if you want 1750
if you're happy and you know it 31
if you don't mind me asking 146
if you don't mind 1583
if you 535
if you want to talk to me 22
if you can't beat' em 19
if you're hungry 89
if you don't 701
if you like 1152
if you're happy and you know it 31
if you don't mind me asking 146
if you don't mind 1583
if you 535
if you want to talk to me 22
if you can't beat' em 19
if you're hungry 89
if you don't 701
if you like 1152
if you don't eat 20
if you please 567
if you don't talk 19
if you need anything 442
if you ask me 829
if you're 71
if you can't 87
if you need me 248
if you want it 177
if you don't believe me 187
if you please 567
if you don't talk 19
if you need anything 442
if you ask me 829
if you're 71
if you can't 87
if you need me 248
if you want it 177
if you don't believe me 187