Is clear traducir turco
7,255 traducción paralela
Jacklar is clear.
- Jacklar temiz.
Menzies is clear.
Menzies temiz.
Road is clear.
Yol temiz.
My conscience is clear.
Vicdanım rahat.
Then when the coast is clear, and as fast as we can, we bring everything up to the roof and we start rigging.
Bölge temiz olduğu gibi olanca hızla eşyaları çatıya bırakıp işe koyulacağız.
But what is clear is this, right now, there's no law in Nassau.
Şurası açık ki artık Nassau'da kanun işlemiyor.
From where I sit, I think it is clear that we must act to prevent...
Gördüğüm yerden konuşacak olursam, biz bunu engellemek için...
I'm not accusing anyone of anything, but Leila was murdered, that much is clear.
Ayıp yahu! Kimseyi suçlamıyorum ama Leila öldürüldü. Orası kesin.
And now my purpose is clear.
Artık amacım belli oldu.
The message, it would seem, is clear.
Göründüğü üzere mesaj açık.
That much is clear.
Bu gayet açık.
Everywhere is clear.
Her yer temiz.
And so the message is clear, we're going to name our group
Mesaj açık, Grubumuza isim vereceğiz.
Mannings is clear.
- Mannings temiz.
It looks like it is already clear.
- Sanırım nerede olduğunu biliyorum.
This way it'll be clear that you're an assistant, and that I gave you permission to act on my behalf.
O zaman asistanım olduğunu düşünür ve adıma iş yapman için... sana izin veririm. Duydun mu beni?
And any such acts are punished, is that clear?
Herhangi bir girişim cezalandırılacaktır. Anladın mı?
Now, Gwen, you have a clean record, at least you did up until yesterday, and it's clear that your boyfriend, Aster, meant a great deal to you, so help me understand how it is that you end up
Gwen temiz bir sicilin var, en azından düne kadar öyleydi. Belli ki erkek arkadaşın Aster da senin için çok önemli biriymiş.
Is that clear?
- Net mi?
To be clear, this is far more than just a jobs package.
Açıkçası bu program sıradan bir istihdam paketinden çok daha fazlası.
- Is that clear?
- Açık oldu mu?
It's becoming clear to people that the killer is obsessed with you.
Katilin kafayı seninle bozduğu için insanları öldürdüğü ortaya çıkıyor.
He made it very clear that this is to be a one-time anonymous gift.
Bunun tek seferlik, isimsiz bir hediye olduğunu belirtti.
I was told it would take 10 business days to clear due to the sizable - -
Bana ödemenin 10 iş günü süreceği söylenmişti. Çünkü büyük... 12 gün oldu.
It's clear to me now that what lies ahead is the road to ruin.
Bence bu yolun sonu hayırlı değil.
- It is crystal clear.
Gayet açık.
Is that clear?
Anlaşıldı mı?
Is that clear?
Anladın mı?
The sun is up and skies are clear.
Güneş yükseliyor ve gökyüzü apaçık.
- Is that clear?
- Anlaşıldı mı?
A good waitress'tray is never clear.
İyi bir garsonun tepsisi asla boş olmaz.
Jackson is free to let Texas into the Union, and lead a clear, militaristic path all the way to California.
- Çünkü böylece Jackson, Teksas'ı Birlik'e katmak için özgür olacak ve California'ya giden bütün yollara askeri bir yol açacak.
My head is clear.
Kafam açık.
The law about finds of this nature is perfectly clear.
Doğanın buluntuları hakkındaki yasa çok açıktır. Tamam.
God's word is quite clear.
Tanrı'nın sözü açıkça ortada.
Is that clear?
- Anlaşıldı mı?
I will not receive that news well. Is that clear?
Anlaşıldı mı?
But over the past few days, it's become clear to me that the prize we both wanted is becoming less a prize to him and more an obstacle.
Ama geçen bir kaç günde, anladım ki ikimizinde istediği ödül ödülden çok sorun olmaya başladı.
Is that clear enough?
Yeterince açıklayıcı oldu mu?
Then we'll reconnoiter, plan our final assault, secure the gold. Is that clear?
Sonrasında nihai saldırımızı planlar ve altını elde ederiz.
♪ i never knew someone like you ♪ ♪ who sees me clear as sky is blue ♪
Senin gibi birini hiç tanımadım bana mavi olan gökyüzü gibi bakanı.
Well, if you had called, I would've told you that even though the bill is now law, there are still some hurdles to clear before we can actually use it.
Eğer aramış olsaydın sana artık kanunen mümkün olsa da halen aşmamız gereken bazı engeller olduğunu söyleyebilirdim.
Well, I am sorry, It is not clear to me.
Özür dilerim. Bana pek açık gelmedi.
Mr. Donovan, we are all clear who is who, here?
Bay Donovan, hepimiz kimin kim olduğunu biliyoruz.
Okay, just 10 be clear, our top priority is to hire the most qualified person available, right?
Tamam, şunu açıklığa kavuşturalım ilk önceliğimiz mevcut en kalifiyeli elemanı işe almak değil mi?
Is that clear?
- Bu anlaşıldı mı?
Is it not clear to you, Bjorn Ironside?
Fark etmedin mi Bjorn Demiryüz.
The moment this ship is clear of the area, if not sooner,
Geminin tamamen boşalmasını istiyorlar.
That is, once it became clear to me that it was a routine.
Adamın temiz bir rutini vardı.
Is it? Then I'd better be clear.
O zaman açık olsam daha iyi olur.
Everything is so clear, so endless.
Ebedileşti.
clear 3420
clearly 1747
clearance 26
cleared 26
cleary 58
clears throat 1710
clear your mind 34
clear the table 19
clear your head 52
clear my head 36
clearly 1747
clearance 26
cleared 26
cleary 58
clears throat 1710
clear your mind 34
clear the table 19
clear your head 52
clear my head 36
clear the area 71
clearing throat 68
clear the way 99
clear a path 30
clear as a bell 21
clear the air 23
clear the room 54
clear the court 17
clear off 96
clear the bridge 17
clearing throat 68
clear the way 99
clear a path 30
clear as a bell 21
clear the air 23
clear the room 54
clear the court 17
clear off 96
clear the bridge 17
clear it 26
clear out 126
clears his throat 22
clear it out 16
clearly not 42
clearing of throat 39
clear here 17
clear as day 33
clear out 126
clears his throat 22
clear it out 16
clearly not 42
clearing of throat 39
clear here 17
clear as day 33