It reeks traducir turco
169 traducción paralela
It reeks of blood even now.
Hâlâ pis kan kokusu geliyor.
It reeks of tobacco in here, just like some gambling den.
Burası kumarhane gibi sigara kokuyor.
- Its simple and it reeks of history.
- Basit ve tarih kokuyor.
It reeks of millions.
Burnuma milyonların kokusu geliyor.
It reeks of spontaneity.
Kendiliğinden ortaya çıkma kokuları yayar.
When the toilet is clogged, it reeks of shit.
Tuvalet tıkandığında bok kokar.
It reeks in here.
Çok kötü kokuyor burası.
- Mmm, it reeks of children.
- Çocuk kokuyor.
Oh, it reeks of taste!
Gerçekten harika!
It reeks with humid sexuality!
Islak cinsellik kokuları yayıyor etrafa!
What is it? - ROCKY : It reeks.
Çok pis kokuyor.
It reeks.
Pis kokuyor.
It reeks of death.
Ölüm kokuyor.
It reeks of desperation.
Buram buram ümitsizlik kokuyor.
It reeks of a Burgundian trap.
Burgonya tuzağı kokuyor.
It reeks in there!
Pis orası!
It reeks of despair.
Umutsuzluğun kokusu.
It reeks over here.
Burası çok kötü kokuyor.
Damn, it reeks!
Lanet olsun, çok pis kokuyor!
Damn, it reeks!
Kahretsin, ne pis kokuyor!
It reeks of death.
Ölümün kokusunu yayıyor.
God it reeks!
Çok iğrenç kokuyor ya.
It reeks of cigarettes in here.
Burası sigara kokuyor.
It reeks!
Kötü kokuyor!
- It reeks in this room. - This royally sucks.
Bu oda feci kokuyor.
Whoo, man! It reeks in here.
Burası ne berbat kokuyor.
It reeks of the Far Right.
Aşırı sağ kokuyor.
I just get this shirt, and it reeks like rum.
Bu gömleği yeni giymiştim ve şimdi rom gibi kötü kokuyor.
It reeks like rum.
Rom gibi kokuyor.
Fuck your night! It reeks of the sewer!
Gece dünyan umurumda değil.
Wow, it reeks in here.
Leş gibi kokuyor.
They say it reeks like death
Olu gibi kokuyor derler
It reeks of his piss.
Çiş kokuyor.
It reeks of cronyism- -
Yandaşlık kokusu...
Guys, it's 3 : 00 in the morning and it reeks in here.
Çocuklar sabahın 3'ü ve burası duman altı.
It reeks.
Leş gibi kokuyor.
It Reeks.
Bu çok kötü kokuyor.
God knows I wish it, but I have witnessed so much blood, my very being reeks of it.
Keşke yapabilseydim ama o kadar çok kana şahit oldum ki ; pis kokuları benim üzerime de sindi.
- It always reeks of dust, sweat... perfume, cigarette smoke.
Her zaman toprak, ter parfüm, sigara dumanı kokar.
If my dinner reeks, I'll put it in the trunk.
Yemeğim kokuyorsa bagaja koyarım.
It absolutely reeks!
Kesinlikle kötü kokuyor!
This reeks of you. It's got your signature all over it.
Bu kötü kokunun her tarafında senin imzan var.
Now it totally reeks in here!
Şimdi içerisi berbat kokacak.
Well, how do you know it was Dawson? Oh, come on. This reeks of Dawson.
- Dawson olduğunu nereden biliyorsun?
God, this place reeks, doesn't it?
Tanrım!
Every woman should be buried in a dress made especially for her by the birds and the mice, just like Cinderella's. The whole thing just reeks of a man, doesn't it?
Her kadının kendisi için yapılmış özel bir elbiseyle gömülmesi gerekir.
This whole place reeks of it.
Her yer bu kokuyla dolu.
- Yeah, this whole place reeks of it.
- Burası tamamen korku kokuyor.
This dream house of yours reeks of it.
Senin hayal evin buram buram ondan kokuyor.
This reeks, what is It?
Bu kötü koku da ne?
You are so close to defeat, till it already reeks of your cheap cologne.
Ucuz kolonyanın üzerindeki kötü kokusu kadar yenilgiye yakınsın.