Jelly traducir turco
1,933 traducción paralela
Those were gourmet jelly beans And I got carpal tunnel from sorting. you owe me.
Sana verdiklerim gurme jelibonlardı ve onları dizeyim derken az kalsın karpal tünel sendromu * geçirecektim.
- Ooh, hartshorn jelly.
- Oh, nişadır kaymağı.
Roasted wild rabbit served with red currant jelly and accompanied by local leeks.
Taze pırasa eşliğinde, kuşüzümü jöleli yaban tavşanı rostosu.
But we all have brains, and brains are messy things filled with jelly.
Fakat hepimizin beyni var ve beyin içi jöle ile dolu karmakarışık bir şey.
And although jelly is sweet, it made me do a silly thing.
Ve jöle tatlı olmasına rağmen bana aptalca şeyler yaptırıyor.
Cat : Sometimes no matter how smart you are, you have to do what your brain jelly tells you to do.
Bazen ne kadar zeki olursan ol, beyin jölesinin sana dediğini yapmak zorunda kalıyorsun.
Only problem is jelly is messy, and you could get it all over yourself. [Sneezes] Announcer :
Tek sorun jöle karman çorman bir şey ve her tarafına bulaştırabiliyorsun.
I heard that you fingered me and it was like the inside of a jelly doughnut.
Beni parmakladığını duydum. Jöleli Çöreğin içi gibiymiş ayrıca.
- I want peanut butter and jelly.
- Ben fıstık ezmesi ve reçel istiyorum.
We all know you keep your stash of jelly donuts in the top drawer of your desk.
Masanda jöleli donut olduğunu biliyoruz.
Then she made a stew with jelly beans.
İlk olarak o yeşil fasülye ve jöle karışımı hazırladı.
Ich bin ein Berliner : We are all jelly dougnuts.
"Ich bin ein Berliner" Hepimiz reçelli çöreğiz.
We are all... Jelly dougnuts.
Bizler hepimiz reçelli çöreğiz.
He said we're all jelly dougnuts.
Hepimiz reçelli çöreğiz dedi.
And it don't turn your lungs to jelly.
Akciğerinin suyunu çıkarmaz.
Well, we're totally out of toilet paper and all we have left to eat is some old jelly and some ramen noodles.
Tuvalet kağıdı hiç kalmamış. Yiyecek olarak da sadece biraz pelte ve biraz da şehriye çorbası var.
Beef stew with red currant jelly.
Kuş üzümlü sığır eti güveci.
Green sea turtles love to fill their cast-iron stomachs with venomous jelly.
Yeşil deniz kaplumbağası güçlü midesini zehirli jelatinle doldurmaya bayılır.
Maybe that last jelly custard wasn't a really good idea.
Belki de jöleli tatlı pek de iyi bir fikir değildi.
But when that woman gets around me I turn into jelly
Ve o ortaya çıkınca ben değişiyorum.
- Peanut Blart and Jelly.
- Yerfıstığı Blart ve reçel.
Five more like that, and your brains will be strawberry jelly.
Beş kere daha vurunca, beynin çilekli turtaya dönecek.
What happened to you, jelly-belly?
Ne oldu sana koca göbeklim?
Jelly belly?
Koca göbeklim?
Is that what you call a peanut butter and jelly sandwich?
Bahsettiğin Fıstık Ezmeli ve Reçelli sandviç mi?
Are you using two knives to make a peanut putter and jelly sandwich?
Fıstık ezmeli ve reçelli sandviç yapmak için iki bıçak mı kullanıyorsun?
Yeah uh, I don't want to get the peanut butter in the jelly jar.
Evet. Reçele fıstık ezmesi bulaşsın istemiyorum.
Do you mind if we just go home and you can make me a nice peanut butter and jelly sandwich.
Mümkünse eve gitsek bana fıstık ezmeli ve reçelli sandviç yapsan.
Aren't they the cutest little jelly beans?
En şirin meyveli jöleler, değil mi?
A peanut butter and jelly sandwich.
Fıstık ezmesi ve jöleli sandöviç.
What kind of jelly?
Ne jölesi?
You remember that contest I had, where you had to guess how many jelly beans were in that jar?
Ne olur, yardım et bana. Kavanozdaki şeker sayısını tahmin etme yarışmasını hatırlıyor musun?
I won that contest. I won that contest and I ate all them jelly beans that night.
O yarışmayı kazandım ve aynı akşam bütün şekerleri yedim.
Do you have any peach jelly?
Şeftalili jöle var mı?
" Can I have the jelly, please?
" Jöle alabilir miyim, lütfen?
Is it in a jelly jar buried in the side yard?
Bahçede gömülü bir kavanozda mı?
"Oysters in jelly..."
"Deniz kabukları..."
It's not sexy to stare at my ass and say, "It must be jelly'cause jam don't shake like that."
Popoma bakıp "Jöle gibi olmalı çünkü reçel böyle sallanmaz." demen hiç seksi değil.
Recycled jelly cable, silica and polyopylene fibers, coated in a microcrystalline wax. Never seen it before. Certainly not common.
Geri dönüştürülmüş jel dolgulu kablo, silis ve mikrokristalin balmumu kaplı polipropilen lifleri.
- Peanut butter, jelly and sardines.
- Fıstık ezmesi, reçel ve sardalya balığı.
- l can scrape off the jelly.
- Reçeli kazıyabilirim.
If he's doing this because he doesn't want to give up his damn jelly beans...
Eğer bu ameliyata bu saçma sapan jelibonları yüzünden...
But if his growth is interrupted, he could end up just a pile of worthless protein jelly!
Ama gelişimi sekteye uğrarsa en sonunda elimizde, işe yaramaz protein jölesinden başka bir şey kalmaz.
He was in the kitchen, making himself a peanut butter and jelly sandwich... and the knife slipped.
Mutfakta kendisine fıstıklı yağlı ve marmelatlı sandviç yapıyordu. Sonra bıçak kayıverdi.
Hot coffee, juice... Jelly doughnuts.
Sıcak kahve, meyve suyu jöleli çörekler.
As made jelly beans.
Hep bu şekerden yerim.
If you'd waited for Mr Jelly, you'd have got real sausages!
Eğer Bay Jelly'yi beklemiş olsaydınız, gerçek sosisleriniz olacaktı.
Who is it? " It's me, Mr Jelly!
Sen kimsin? " Benim, Bay Jelly!
Do you want to involve the police, Jelly?
Polisi çağırmamızı ister misin, Jelly?
What's the difference between jam and jelly?
Reçelle jöle arasındaki fark nedir biliyor musun?
You can't jelly your cock up a dead girl's ass.
Kamışı reçelleyip kızın kıçına sokamazsın.