Jelly bean traducir turco
111 traducción paralela
Never knew Jo-Hi to jelly bean strangers before.
Jo-Hi'ın yabancılara yumuşak davrandığını daha önce hiç görmemiştim.
Peachy keen, jelly bean.
Harikayım.
( Music ) Like a little jelly bean I'm a sweet like a candy cane ( Music )
( Music ) Küçük bir jelibon gibi Şeker kamışı gibi tatlıyım ( Music )
A jelly bean.
Bir şeker.
And now, you jelly bean, go to sleep.
Ve şimdi, jel şeker, uyu bakalım.
Mean machine jelly bean.
Fasulye şekerim benim!
Let's party, Jelly bean.
Haydi parti yapalım fasülye şekerim.
[Gagging] Choked on a jelly bean.
Jöleli fasülyeden tıkandım.
I hope these jelly bean cookies will tide you over until you get home.
Umarım bu çörekler eve dönene kadar sizi idare eder.
I mean, I followed your jelly bean trail right here, like a good little chump.
Yani, bir salak gibi senin küçük tavşanını... buraya kadar takip ettim.
How is my little jelly bean?
O, o acayipleşti. Benim jöleli fasulyem nasılmış?
Hey, jelly bean.
Selam şeker.
It's like choosing your favorite jelly bean.
Bu sanki en sevdiğin jelibonu seçmek gibi.
Yes, and I noticed that they were throwing away... some empty jelly bean boxes.
Çöp yığını mı? Evet, ve ben de onların ne attığını fark ettim... birkaç, boş, aromalı şekerleme kutuları.
A five-hour trip to find out Mommy had a jelly bean removed from her nose.
Annenin burnundan jelibon çıkarıldığını öğrenmek için 5 saatlik bir yolculuk.
Okay, look, just-At least take a jelly bean?
En azından şekerleme al.
Hey, Laverne. What'd you give me if I get this jelly bean into your cleavage?
Bu jelibonu göğüs arana atarsam bana ne verirsin?
Jelly bean? Would you like one of these?
Bunlardan ister misin?
Get your jelly bean head out of here.
Yürü git oğlum buradan.
He looks like a jelly bean.
Fasulye peltesine benziyor.
Or dream on the scene, jelly bean, in a limousine like Jimmy Dean?
Ya da paranın uçarak bana gelmesini mi bekleyeyim?
I haven't quite mastered the art of the jelly bean.
Bu kadar aptal olduğuma inanamıyorum.
I haven't quite mastered the art of the jelly bean.
Jöleli küçük şekerleme sanatını daha iyice öğrenemedim.
You pick the hand with the jelly bean and you go back to your dorm with a burst of fresh blueberry flavor and no questions asked.
Sağ elimdeki şekerlemeyi seçersen odana geri dönersin, şekerleme yemeye devam edersin ve hiç birşey soramazsın.
All I had to do was get the fruit bowl assortment from Garrett bell's Jelly Bean factory and every flavor's delicious.
Tüm yaptığım, şekerlemeleri meyvelerine göre ayırmaktı... -... ve şimdi çok lezzetliler.
Know what I mean, jelly bean?
Demek istediğimi anlıyor musun, şekercik?
Sure, jelly bean, anything.
Elbette şekerim, her şeyi.
Lights out at fat camp, a jelly bean is steak tartar.
Şişmanlar kampında lamba södürme zamanı,
The most disgusting jelly bean Ever known to mankind?
İnsanoğlunun bildiği en rezil jelibon mu?
Okay, this took hours of freaky jelly bean sorting. hello?
Hey, burada saatlerce sürecek jelibon ayıklamadan bahsediyoruz.
So I flicked it on the ground and realized, get this... It was a half-flattened licorice jelly bean.
Yere fırlattım ve bir baktım ki ezilmiş bir meyankökü şekerlemesiymiş.
Is the actual jelly bean car for sale?
Şekerli Araba satışı bu mu acaba?
2009 might have started out bad, but I was working my way back to zero one jelly bean at a time.
2009 belki kötü başladı ama, şekerler sayesinde tekrar başta başlayabilirim.
Jelly bean, I see something over there.
Jelibon, orada bir şey gördüm.
Oh, jelly bean.
Jelibonum benim.
Oh, jelly bean.
- Zavallı jelibon.
Somebody sounds a little jelly bean.
Birisi fasulyelik mi yapıyor ne?
I am so not jelly bean.
Ben fasulye değilim.
Jelly bean?
Şeker?
Jelly bean, you just simultaneously uttered the dumbest and the smartest things you've ever said.
Jelibon, aynı anda hayatında söylediğin hem en salakça hem de en akıllıca şeyi söyledin.
Jelly Bean's out, for obvious reasons.
Şekerlemeler dışarı, bilinen sebepten.
That's what Jelly Bean would do.
Jelibon olsa böyle yapardı.
That is the ultimate crime, Jelly Bean, and for that, you will receive the ultimate punishment.
Bu çok büyük bir suç Jelibon bu yüzden en büyük cezayı sen alacaksın.
SWEET BEAN JELLY
TATLI FASÜLYE PELTESİ
Tastes just like sweet bean jelly.
Tadı tatlı fasulye jölesi gibi.
This is culture. Jelly bean?
Şeker ister misin?
It was that jelly-bean contest.
Aromali şekerleme yarışmasında.
- What do you mean, jelly-bean?
Ne demek istiyorsun, jöle beyinli
Tastes just like sweet bean jelly.
Tadi tatli fasulye jolesi gibi.
It's a green jelly bean.
Kupamın içi boş, ama yudumlama sesi beni rahatlatıyor.
But, Michael, if you take one word of advice That comes out of his jelly-bean head, You and I got a problem.
Ama Michael, eğer bunun bu cücük kafasından çıkan tavsiyelerin tek kelimesini dinlersen senle aramızda ciddi sorun olur haberin olsun.