English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ J ] / Jellyfish

Jellyfish traducir turco

515 traducción paralela
- Yes, you were. You were walking like a jellyfish.
Deniz anası gibi geziyordun
Why'd you close the inn and sit around like a jellyfish with the misery?
Niye, Inn'i kapatıp etrafta zavallı deniz anası gibi yaşamak istiyorsun?
Even to a jellyfish.
Deniz anası bile bunu bilir.
In Sir Bertram's own words : "The objective of this trust is to put backbone into young jellyfish."
Sör Bertram'ın kendi deyişiyle, bu vakfın amacı gençlere cesaret kazandırmaktır.
You're both as soft as jellyfish.
İkiniz de bir muhallebi çocuğu gibi safsınız.
Like an amoeba, or jellyfish, at the dawn of life.
Amip gibi, ya da deniz anası, hayatın doğuşunda.
The lower orders such as the jellyfish...
Alt türler, deniz anası gibi...
The funny thing is that according to Katarina, I am nothing but a spineless jellyfish.
Tepeden tırnağa berbat bir herifim ama başka türlü de olamıyorum.
- Jellyfish?
- Berbat mı?
I felt myself squeezing, jellyfish like, through the spheres.
Ezilmiş hissettim kendimi, denizanası sıkar gibi... Burada ayin yok.
It's more virulent than the venom of the Australian brown box jellyfish.
Avustralya denizanasının zehrinden bile daha öldürücü.
If you condense the whole history of life, from its beginnings until the present moment, into a year, then it wasn't until the end of September that the first creatures of any size, jellyfish and so on, appeared in the sea.
Dünyadaki yaşamın tarihini başından bugüne kadar tek bir yıla indirgersek ancak Eylül ayının sonunda denizlerde denizanaları gibi boyutlara sahip hayvanlar oluşmuş olur.
If you think I've got time to listen to any more of your hopeless lily-livered jellyfish lies...
Senin ümitsiz, ödlek denizanası yalanlarını... dinlemeye vaktim olduğunu sanıyorsan...
the moment we name them, their meaning disappears, melts, dissolves like a jellyfish in the sun.
Onları adlandırdığımız an, anlamları kaybolur erir, çözülür, güneşte kalan bir denizanası gibi.
If it's fun you're looking for, go play with the jellyfish.
Aradığın eğlenceyse tatlım gidip deniz analarıyla oyna.
Never seen a jellyfish before?
Hiç mi pısırık görmediniz önceden?
THE YEAR OF THE JELLYFISH
PLAJ AŞIKLARI
- That a jellyfish stung you.
- Denizanası mı soktu seni.
I heard you got stung by a jellyfish.
Sana bir deniz anasının çarptığını duydum.
Jellyfish come and go. Go ahead.
Denizanaları gelir ve giderler.
Imagine how he feels about the jellyfish.
Düşün O denizanalarından korkuyor.
As the moon shone over the roofs, the vineyard and the lemon trees, The jellyfish were creeping in by the thousands.
Ay ışığı çatılar, bağlar ve limon ağaçları üzerinde parlıyordu binlerce denizanası sürükleniyordu.
We can't swim. It's full of jellyfish.
Yüzemeyiz, denizanası dolu.
A jellyfish.
Denizanaları...
Sure, sure. Go fix some drinks, jellyfish.
Tamam, şimdi bana bir içki hazırlayın, istiridyelerim.
- They're cutting up a jellyfish.
- Denizanası kesiyorlar.
Two times down. Third time up he looked like a jellyfish.
İki kere aşağı. 3 kere yukarı deniz anası gibi gözüküyordu.
I won't be anybody's martyr, frank. I'm sick and tired of spineless jellyfish.
Bu şerefsiz adamlardan bıktım, usandım.
Jumpin'jellyfish!
Sıçrayan denizanası.
Got anything for sharks and jellyfish?
Köpekbalıkları ve denizanaları için bir şeyin var mı?
The second day I was there, I stepped on a jellyfish.
Oradaki ikinci günümde bir deniz anasına bastım.
- You gotta watch for the jellyfish.
- Evet denizanasına dikkat etmek lazım.
Jellyfish!
Deniz anaları!
Tell it to the judge, you jellyfish!
Bunu yargıça söylersin seni denizanası.
In a kingdom by the sea, along clear gulfs, and plump waves to stop the waves, and flying fish, gliding like gulls, and plankton to your heart's content, and red salmon leaping from the heavens, the sour jellyfish and purple seaweed, and the winter's kelp..
Deniz kenarındaki bir krallıktayım boylu boyunca açık körfezlerin olduğu ve dalgaları durduran tıknaz dalgaların olduğu ve süzülen martılar gibi uçan balıkların ve kalbini dolduran planktonların ve kıpkızıl somon balıkların, cennetten fırlayan ; deniz anaları ve mor deniz yosunları ve de kışın kayaların yosun tuttuğu.
There are all kinds of invertebrates, including giant jellyfish.
Dev denizanası da dahil olmak üzere her türden omurgasız hayvan burada bulunur.
Why would I want to keep a jellyfish like you around. Anyway?
Senin gibi kaypak birini yanımda tutup ne yapayım ki?
- Lots of jellyfish.
Bir sürü deniz anası.
The oceans contanis creatures as delicate as the jellyfish, or as powerful as the whale.
Okyanus deniz anası gibi narin, balina gibi güçlü yaratıkları barındırır.
Swimming into a mass of a million jellyfish you can expect to be stung
Bir milyon denizanası kütlesi içinde yüzerken, sokulmayı bekleyebilirsiniz.
These jellyfish follow the sun because inside their bodies, each one maintains a crap of algaes, solar source for food
Bu denizanaları güneşi takip ediyor, çünkü her birisi vücutlarında, güneşten yiyecek elde etmek için bir miktar deniz yosunu barındırırlar.
Most jellyfish are hunters stinging their prey before they eat them
Çoğu denizanası avcıdır, avlarını yemeden önce sokarlar.
These jellyfish which Laura Martins will study for the next 5 years Have shown a remarcable ability to adapt
Laura Martins'in gelecek 5 yıl botunca çalışacağı bu denizanaları, dikkate değer bir uyum yeteneği gösterdiler.
The ocean accommodates creatures as delicate as the jellyfish Or as powerfull as the whale
Okyanus denizanasını ya da balina gibi güçlü yaratıkları barındırır.
# Even lazy jellyfish do it
# Hatta miskin balıkta yapar
We thought he'd washed up onto the beach but it turned out to be just a giant jellyfish.
Onun kumsala vurduğunu sandık. Meğer sadece dev bir denizanasıymış.
I'd say it was a cross between a giant worm, a jellyfish and a piranha.
Bence dev bir kurtçuk, deniz anası ve pirana arası bir şey yapmak istemişler.
We'll have fun killing the jellyfish later.
Deniz anasını daha sonra öldürürek eğleneceğiz.
The One with the Jellyfish
"Denizanası Olan"
Jellyfish sting!
Denizanası!
Let go this jellyfish of a husband.
Merak etme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]