John doe traducir turco
973 traducción paralela
John Doe is not going to trial, Will but 22 citizens of Strand who I can prove are guilty of murder in the first degree.
Yargılanacak olan kasaba değil Will kasıtlı cinayetten suçlu olduklarını kanıtlayacağım yirmi iki kasabalı.
How did he differ from Ford, Hearst or John Doe?
Ford, Hearst ya da herhangi birinden ne farkı vardı?
I run a few abstracts and divorce Jane Doe from John Doe every once in a while.
Ara sıra bir iki davaya danışmanlık yapıp filancayı falancadan boşuyorum.
I've got two John Doe warrants to serve here.
Yanımda iki açık tutuklama emri var.
"What's John Doe think of me?" "Did the concierge see me on TV?"
Dupont benim için ne düşünüyor? Kapıcı beni televizyonda gördü mü?
Tell them to put Ross under a John Doe.
Ross'u kimliği belirsiz diye kaydetsinler.
I've got him downstairs under a John Doe.
Onu sahte bir isimle dışarı çıkardım.
- We had him listed as John Doe.
- Onu John Doe olarak listelemişiz.
Let's see, Quist is still with the John Does.
Bir bakalım ; Quist hala John Doe'ların arasında.
Mr. Potato-head and Hungry, Hungry Hippos, John Doe the Mandroide.
Bay Patates Kafa, Aç Suaygırları, Robot John Doe.
A Transformer Decepticon. And... John Doe the Mandroide.
Bir tane Decepticon ve Robot John Doe.
- We'll give him a John Doe.
Künyesi yok. - Kimliksiz.
John Doe, apparently just dropped dead.
Bu akşam, kimliği belirsiz, ölü bulunmuş.
Last time, I felt dizzy and passed out in the tub. People thought I was a drowned John Doe. I was embarrassed.
Son defasında, başım döndü, küvette bayılıvermişim.
- He's a John Doe.
- Bu John Doe.
John Doe.
- John Doe.
What they call a John Doe.
Şu kimliksiz dedikleri. Ah...
So what's with this John Doe at the beach?
Sahildeki şu kimliksize ne olmuş?
I know how strange it is, sir, my coming to you about this John Doe, but if you'll just bear with me.
Ne denli garip olduğunu biliyorum, efendim, şu kimliksiz konusunda sana gelişim, fakat bana sabır göstereceksinizdir.
Ah, about our John Doe.
Ah, bizim isimsiz hakkında.
Well, he's not a John Doe anymore.
Şey, artık isimsiz değil.
We're not making a movie, Lieutenant, so why don't we just stick to our John Doe and his remarkable belt?
Biz film çevirmiyoruz, Komiser, bu nedenle niçin sadece isimsiz adamımıza ve onun dikkat çekici kemerine bağlı kalmıyoruz?
That's how we identified John Doe.
Bu şekilde biz isimsizin kimliğini belirledik.
Oh, you mean the John Doe.
Oh, isimsiz demek istiyorsun.
We have a warrant for the arrest of Robert "Bobby" Burns and three John Doe accomplices.
Robert "Bobby" Burns ve üç kişi için tutuklama emrimiz var.
Look, Dr. Freud, if a guy checks into a hospital and he's unconscious and they don't get a name on him or something like that, they call him, "John Doe."
Ver şunu bana. Bana bak Dr. Freud, Eğer bir adam hastaneye getirilirse, bu adamın bilinci kapalı ise..
Your John Doe's in 409. I'll be with you in a minute.
Kimliği belirsiziniz 409 numarada.
For a John Doe, he's awfully popular.
555 numarada. Kimliği belirsize göre bayağı bir popüler.
I have removed patient "John Doe" from the emergency bio-support unit.
Kimliği bilinmeyen hastamı acil destek biriminden çıkardım.
Meanwhile, Dr. Crusher reports that the recovery of the patient she has named John Doe continues at a remarkable pace.
Dr Crusher, John Doe adını verdiği hastasının etkileyici bir hızla... toparlanmaya devam ettiğini rapor etti.
We've determined that the storage capsule from John Doe's escape pod contains navigational information.
Poddaki hafıza kapsülü seyir bilgisi içeriyormuş.
That's it, Captain. That's where John Doe came from.
Burası John Doe'nun geldiği yer.
Nobody does anything until they become train wrecks like Mr. John Doe here.
Buradaki Bay John Doe gibi tren altında kalana dek kimse hakkında birşey bilmez.
John Doe, can you hear me?
John Doe, beni duyabiliyor musun?
John Doe.
John Doe.
I have a John Doe coma patient, code access 461-Zebra with instructions to notify in case of change in condition.
John Doe adında hastam var, kod girişi 461-Zebra durumunda değişiklik olduğu takdirde bilgi verilmesi gerektiği hakkında açıklama var.
John Doe!
John Doe!
John Doe and I were gonna check out the school.
John Doe ve ben okulu kontrol etmeye gitmiştik.
I'm talking about Carlos and Spencer and the John Doe!
Carlos, Spencer ve John Doe'dan bahsediyorum.
I brought you a John Doe.
Sana John Doe'yu getirmiştim.
" "John Doe." "
"John Doe."
Our John Doe's got a name :
İsimsiz beyimizin artık bir adı var :
Got this John Doe up your butt now, don't you?
Şu John Doe'ya iyice kafayı taktın, değil mi?
Another John Doe, huh?
Kimliği bilinmeyen bir ceset, ha?
I need your John Doe right here, here and here.
Şurayı, şurayı ve şurayı imzala.
Examination and autopsy of John Doe number 1-0-1-3-5-6.
1-0-1-3-5-6 numaralı John Doe'nin muayene ve otopsisi.
- Some kind of parasite in your John Doe.
- John Doe'da bir tür parazit buldum.
I got a John Doe warrant says I can strip-search you.
- Seni aramak için elimde emir var.
- John Doe. - Oh.
- John Doe.
Then you're drafted. "Greetings from the president to John J. Doe."
Sonra askere alma var. Başkandan vatandaşa selamlar.
Not John Doe.
Sadece birkaç tane kimliği belirsiz hasta.
doesn't exist 45
does not exist 16
does 304
doesn 24
doesn't 81
doesn't say 23
doesn't make sense 138
doesn't matter 1572
doesn't mean 20
does that work for you 25
does not exist 16
does 304
doesn 24
doesn't 81
doesn't say 23
doesn't make sense 138
doesn't matter 1572
doesn't mean 20
does that work for you 25
does it fit 17
doesn't matter to me 33
doesn't she 320
doesn't work 73
does it matter 572
doesn't ring a bell 98
doesn't look like it 59
doesn't everyone 24
does it bother you 71
doesn't matter anymore 16
doesn't matter to me 33
doesn't she 320
doesn't work 73
does it matter 572
doesn't ring a bell 98
doesn't look like it 59
doesn't everyone 24
does it bother you 71
doesn't matter anymore 16