Just remember that traducir turco
1,251 traducción paralela
But just remember that your parents think that you're in the drug rehab center next door!
Unutma ailen seni yandaki uyuşturucu rehabilitasyon merkezinde sanıyorlar!
Next time, just remember that we're all pretty cool on the west side too, if ya know what I'm saying!
hepimiz batı yakasının en kral çocuklarıyız, yani neden bahsettiğimi anladıysanız.
Anyway, I just remember that he wasn't very good.
Her neyse. Sadece pekiyi olmadığını hatırlıyorum.
Just remember that he means everything to you
sadece onun senin için her şey demek olduğunu hatırla.
When you're at your absolute lowest, your most depressed, just remember that you can always... You know?
Kendini kötü hissettiğinde dayanamayacağını düşündüğünde her zaman beni...
I have to just remember that those were just a few years in a long life.
Tek hatırlamak istediğim bir ömür içindeki bir kaç yıl
Just remember that.
Sadece şunu unutma.
Just remember that no matter what happens,
Sadece şunu hatırla, ne olursa olsun
I'd just remember that look on his face... and I couldn't do it.
Ama ne zaman ona söylediğim zamanki halini hatırlasam... bunu yapamadım.
Just remember that tile is very cold.
Fayansların gerçekten çok soğuk olduğunu unutma.
Just remember that I told you
Sadece sana söylediğimi hatırla
That's fine, but just remember that we've got bounties on our heads.
Güzel, ama başımıza ödül konduğunu unutma.
Just remember that sometimes the real bad things in life can make you stronger.
Sadece şunu hatırlaki, bağzı zamanlar kötü şeyler insanı daha güçlü olmaya zorlarlar.
You just remember that no mather haw hard shit you think you are, Its always gonna be more the same.
Şunu hiç unutma, ne olursan ol hayat aynı kalacak.
If it wasn't for us, you still wouldn't be living here. Just remember that.
Eğer biz olmasaydık, burada yaşamıyor olurdun bunu unutma.
Well, just remember I want that same speech...
Unutma, ben de soytarılık okuluna girdiğimde...
Remember that photograph your mother took of the two of us on the bumper when you were just a baby?
Jack, annenin çektiği resmi hatırlıyor musun? Sen bebekken ikimiz tampona oturmuştuk?
And I remember sitting there, just being shocked that anyone would rather kiss than watch this fantasy unfold on-screen.
Orada hayretler içinde oturduğumu hatırlıyorum. Birilerinin ekrana yansıyan mucizevî fanteziyi izlemek yerine öpüşmesine hayret ediyorum.
Remember the little errand that I had to run but it just turned into this wild-goose chase.
Küçük bir işim var demiştim ya. Ama onu bir türlü bulamadım.
Just remember, Jen, that which does not kill me makes me more diabolical.
Unutma ki Jen, bu beni öldürmez sadece daha zalim yapar.
Just see that you remember it.
Görüyorum ki hatırlıyorsun.
I have been nothing but supportive and giving and kind, but it just occurred to me that I can't remember the last time I had my hand stamped.
Elimin en son ne zaman damgalandığını hatırlamadığımı fark etim.
And... just how hard it was, and growing up and all that, and I really... I remember really thinking that I understood.
Ve ne kadar zor olduğundan ve öyle bir ortamda büyümekten ve ben seni anladığımı düşünmüştüm.
Just remember to lift with your legs. That's it.
Çocuğu bacaklarınla kaldırmayı unutma sakın.
Just like that art gallery you took me to a couple months ago. Do you remember?
Beni birkaç ay önce götürdüğün o sanat galerisini hatırla.
And you just have to remember that you love Chandler.
Hatırlaman gereken tek şey, Chandler'a olan aşkın.
And just remember, if we could've held out till Christmas morning, there'd be a beautiful bow on that plastic bag.
Ve unutma. Noel sabahına kadar bekleyebilsek pakette güzel bir fiyonk olacaktı.
Doug and I were just trying to remember the words to that, uh, uh, George Michael song, i want your sex.
Doug'la beraber George Michael'ın söylediği şarkıyı düşünüyorduk. "Ben seninle seks yapmak istiyorum".
You remember that from just watching?
Bunu sadece seyrederek mi hatırlıyorsun?
Before you say anything just remember we're best friends. So that wheelchair isn't going to stop me from kicking your ass.
Sen birşeyler söylemeden önce seninle çok iyi dost olduğumuzu hatırladım ve bu tekerlekli sandalye senin kıçını tekmelememi durduracak.
I just remember the frightened little girl that you were.
Sadece nasıl korkmuş bir kız olduğunu hatırladım.
JUST REMEMBER THAT,
Sadakatsiz hatta şerefsiz olması en kötüsü değil. Hiç kimse mükemmel değildir.
Now, remember, we can't have the protons and electrons right next to each other... because that would just be madness.
Hatırlasana, protonları ve elektronları birleştiremiyoruz... Çünkü bu çılgınlık olurdu.
So just. you know. remember that - the next time- -
- Gelecek sefere de bunu hatırlaya...
I just remember it was very disappointing... and I never saw that guy again.
Büyük hayal kırıklığına uğradığımı hatırlıyorum. Bir daha da o çocuğu görmedim.
Fine! I mean it. Because if one day... you happen to notice some gorgeous girl giving you that "Let's screw around" look... just remember, she may be working for me.
Çünkü eğer bir gün güzel bir kızın sana "haydi biraz eğlenelim" diyen bir bakışla baktığını fark edersen onun benim için çalışıyor olabileceğini unutma.
You must remember, Duchess that Viviane is not just your sister.
Unutmamalısın düşes Viviane sadece ablan değil.
If you are suggesting that you have dominion over me, just remember this :
Benim üzerimde hakimiyet kurduğunuza inanıyorsanız şunu unutmayın :
And I remember Linus just kind of, sort of patting me on the back and saying, you know "Relax..." and it was pretty exciting to see that.
Ve hemen Linusu hatırladım beni dürtüyor ve diyorki "Sakinnn ol..." ve bunu görmek çok tatlı bir heyecandı
It's just one that's kind of stayed with me for as long as I can remember.
Kendimi bildim bileli bildiğim bir masal.
And I just remember being shocked that I'd won that I got to go spend the whole weekend with my dad.
Hatırlıyorum da kazandığıma inanamamıştım. Capeside'a gitmek yerine bütün hafta sonunu babamla geçirecektim.
Remember, he dragged you all over looking for that one perfect shirt he had to have? And the next year, it was the Freddy Krueger glove that he just had to have.
Ve bu onu, bir sonraki sene Freddy Krueger eldiveni almak zorunda bıraktı.
I just want you to remember that.
Bunu hatırlatmak isterim.
But, yeah, I couldn't remember if I got you that for Valentine's Day or not, so... you know, so I guess I got you that game just to say... you know, "ha ha."
Sevgililer Günü için sana onu alıp almadığımı hatırlayamadım. Bu yüzden sana o oyunu aldım. Şey demek için, bilirsin-- -
Since it appeared that he didn't remember me at all... I just wished he'd remember me.
Beni hiç tanımadı. Eğer tanısaydı daha güzel olurdu.
Sure, sure, yeah Just as long as you remember that you and I have to take a little walk as well
Sadece seninle benim de küçük bir yürüyüşe çıkmamız gerektiğini hatırlaman kaydıyla.
No, it's just if you remember that one time...
Hayır, hatırlarsanız, bir keresinde...
.. and everything would just stop. And I remember that one time,..
Hatırlıyorum da, bir kere bir düğünde.
Just like the first day of school. You remember that, right?
Okuldaki ilk gün gibi, Hatırladın mı?
No, there's one thing actually, in particular that I'll remember till the day that I die. Yeah, it was back in ninety-one, just before my unit was flown out to Kuwait to mop up the last pockets of resistance.
Hayır, aslında hayatımda özel bir tek olay var ölene dek unutmayacağım... 91 yılında..., birliğim Kuveyt'e gönderilmeden once direnişin son zamanlarında.
I want to remember you just like this in that sadly hopeful pink dress.
Seni hep böyle hatırlamak istiyorum, bu umut dolu pembe elbisenin içinde.
just remember 517
just remember this 18
remember that 729
remember that one 18
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
just remember this 18
remember that 729
remember that one 18
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334