Kell traducir turco
250 traducción paralela
And their leader, Hunac Kell, already as cruel as any god, now felt himself as powerful as one.
Bir tanrı kadar zalim olan liderleri Hunac Kell artık kendisini tanrılar kadar güçlü görüyordu.
There is still time to let Hunac Kell know that the Mayans are men.
Hunac Kell'e Mayaların erkek adamlar olduğunu gösterme şansımız hala var.
And become a coward before Hunac Kell?
Ve Hunac Kell'in karşısında korkak durumuna düşmeliyim öyle mi?
Hunac Kell and his men will scour the land.
Hunac Kell ve adamları bölgeyi köşe bucak arayacaktır.
If crossing the waters frightens you, then you know little of Hunac Kell.
Denizi aşmak seni korkutuyorsa, Hunac Kell hakkında pek bir şey bilmiyorsun demektir.
I will not surrender to Hunac Kell.
Hunac Kell'e teslim olmayacağım.
Hunac Kell. Less than a league away.
Hunac Kell şu an bir saatten daha az bir uzaklıkta.
Hunac Kell is not a league away.
Hunac Kell bir saatlik uzaklıkta bile değil.
And be another Hunac Kell?
Yeni Hunac Kell siz mi olacaksınız?
It is not our lives Hunac Kell wants, it's yours, Balam.
Hunac Kell'in istediği bizim hayatımız değil, senin hayatın Balam.
AH HALEB : Hunac Kell.
Hunac Kell.
But if Balam were dead, you could lead us, and we could still make our peace with Hunac Kell.
Ama Balam ölürse bizi sen yönetebilirsin. Hunac Kell ile hala barış yapabiliriz.
BALAM : Hunac Kell is dead.
Hunac Kell öldü.
It was Kelly, Dad. I know she's your daughter, but I think she's got to go.
Eğer Kell telefonda değilse polisi çağır.
Hey, even bumpkins have feelings, Kell.
Hey, hödüklerin bile duyguları vardır Kel.
Hey Kell, Mom and Dad said not to wander off without them.
Kel, anne ve babam onlardan habersiz dışarı çıkmamamızı söylediler.
Thanks, Kell. That's real nice. Leave me with the tree people.
Sağol Kel, beni ağaçta yaşayanlarla bırakman çok nazikçe.
Bell for Kell.
Kelly için bir oy.
Ring a bell for Kell.
Kelly için bir oy.
Gee, Kel. You're wearing the same dress you wore out for your date last night.
Kell, dün akşamki randevun için giydiğin elbiseyi giymişsin.
Come on, Kel. Just do like I do.
Hadi Kell, benim yaptığımı yap.
That... That's minerals, Kel.
Onlar mineral, Kell.
Anyway, I screamed and ran outside.
Beş dolarına bahse girerim ben senden önce bir sevgili bulurum. Kabul. Kötü bir bahse girdin, Kell.
PEGGY : Peeper's not coming.
Kell, tatlı yemeye gelir misin?
They're growing hair, Kel.
Saç çıkarıyorlarmış. Kell
Look, Kel. I don't think we have much to talk about.
Konuşacak çok bir şeyimiz olduğuna inanmıyorum, Kell
Kel, this is it, the last time I'm working for Dad.
Yetti artik Kell. Bir daha babam için çalışmayacağım.
I don't know about you, Kel, but I'm thinking party.
Seni bilmem Kell, ama ben bir parti düşünüyorum.
You know, Kel, maybe I should get Dad something to remind him of me.
Kell, babama beni hatırlatacak bir şey vermeliyim.
Kelly, go be sick in your room.
Kell yi sen git odanda hasta yat.
Soon enough, Kel. Soon enough.
Yakındır Kell, yakındır.
Kel?
Kell? !
Okay, Kell, I did what you asked.
Tamam Kell. İstediğini yaptım.
Come on, Kell.
Haydi Kell.
They'd better be mighty dumb, Kell.
Umarım o kızlar çok, çok aptaldır, Kell.
- I don't think you mean Topeka, Kell.
Topeka olduğunu sanmam, Kell.
Reach for those stars, eh, Kell?
Yıldızlara kadar uzan Kell.
Hi, Kel.
Merhaba Kell.
Now, forget it, Kel, that car is mine tonight.
Unut bunu Kell. Araba bu akşam benim.
Kel, I can't remember a thing.
Kell, ben bir şey hatırlamıyorum.
Kel?
Kell, A.
Yeah, right, Kel.
Evet, tabi Kell.
I'm sorry, Kel.
Özür dilerim Kell.
And what is wrong with my clothes, Kel?
Kıyafetlerimin nesi var, Kell?
What do you care about your grade?
Sakin ol, Kell. Alacağın notu neden önemsiyorsun ki?
Kel, tell Mom I'll be home in a couple of days and to buy some food because I'm gonna be hungry.
Kell, anneme söyle ben bir kaç güne dönerim. Bir de söyle yiyecek alsın çünkü içimden bir ses açıkmış olabileceğimi söylüyor.
Kell, I'm goin'home. I'm goin'home!
Aman Tanrım, benim...
* Try to separate them *
Haklısın Kell.
So, before I deck the whole herd over there, what's going on?
Kell.
- Did he see your jimmies?
Buraya gel, Kell.
You know what you have to do now, cowboy. PEGGY :
Yalnız mısın, Kell?