Legendary traducir turco
1,630 traducción paralela
We seem to have found definitive proof that ancient Gotham's legendary Batman long thought to be a myth, actually existed.
Antik Gotham'ın efsanevi Batman'ine ait kesin veriler bulduk.Efsane olduğu düşünülse de gerçekte var.
The legendary Christopher Lewis.
Efsanevi Christopher Lewis.
You're the one and only Charlie Eppes - more dazzling in person than your legendary name would suggest.
Sen, efsanevi isminin ima ettiğinden daha da göz alıcı... tek ve biricik Charlie Eppes'sin.
Legendary.
- Efsanevi mi?
Step right up for the legendary Golden Theatre
iHemen yanı başınızda, efsanevi Altın Tiyatro'da.
Must be my legendary prowess as a lover.
Bir aşık olarak efsanevi hünerimden olsa gerek.
Could this boy... be the legendary child?
Bu çocuk efsanevi çocuk olabilir mi?
Magician-illusionist, luke blade, will pay homage to the legendary houdini by performing three mind-bending stunts over three nights in what he calls, " luke blade :
Sihirbaz Luke Blade'in, efsanevi Houdini'ye atfen "Luke Blade : Ölüm bana yakışır" adını verdiği, üç gecede üç akıl almaz numara yapacağı gösterideyiz.
I am proud because, when your loyalty was tested by your treacherous uncle you did the right thing and captured the traitor and I am proudest of all of your most legendary accomplishment.
Gururluyum çünkü, sadakatin kalleş amcanla imtihan edildiğinde doğru olan şeyi yaptın ve haini yakaladın. Ve en çok da senin en efsanevi marifetinle gurur duyuyorum.
I half-expect to see the legendary Jimi Hendrix come out here to play the national anthem.
Efsanevi Jimi Hendrix'in gelip milli marşı söylemesini beklemiyor değilim.
The Betas were legendary at them, though.
Ama Beta'lar yarışlarda tam bir efsaneydi. Hiç kaybetmezdik.
one of the Legendary Sannin.
Jiraiya-sama hakkında.
- That's the legendary Kiryu Kazuma for you.
- O efsanevi Kiryu Kazuma.
She has legendary flash cards.
Efsanevi çalışma kartları varmış.
His 20-hour Bill Gates deposition is already legendary.
23 saatlik Bill Gates ifadesi şimdiden efsane oldu.
Well, I guess it's no surprise. His arrogance is legendary.
Sanırım sürpriz olmamıştır, kendini beğenmişliği bu kadar efsaneyken.
I went to rehearsals and came, like, awestruck back. They did a show in 1989 which is legendary.
Provalar gittim ve felaket tırstım 1989 da efsanevi bir sahne şovu yaptılar.
And his brother is legendary.
Ve abisi de bir efsane.
Where are those men with the legendary reputation?
Efsânevi şöhreti olan o erkekler nerede?
With this game, we end the legendary sex party, this Saturday
Bu yarışma Cumartesi gecesi yapılacak olan harika bir sex partisiyle son bulacak
He's somewhat legendary.
Bir tür marka gibidir.
Today, the legendary designer is unveiling her first collection... in more than a decade.
Bugün, efsanevi modacı, 10 yıldan sonra yeni koleksiyonunu görücüye çıkarıyor.
Tonight we take a musical journey south, where the legendary soul band Marcus Hooks and the Real Deal developed their signature sound.
Bu gece efsanevi bir Soul grubu olan Marcus Hooks ve Real Deal'la güneye doğru bir müzik yolculuğuna çıkıyoruz.
The legendary singer and songwriter apparently suffered a massive heart attack while performing last night in front of a capacity crowd at Kungstrardgarden Park in Stockholm, Sweden.
Efsanevi şarkıcı ve söz yazarı dün gece İsveç'teki Kungstrardgarden Park'ta büyük bir kalabalığın önünde konser verirken şiddetli bir kalp krizi geçirdi.
NASA's Constellation Program... a successor to the legendary Apollo Program... aims to plant boots on the Moon by 2020.
Efsanevi Apollo programının varisi olan NASA'nın Takım Yıldızları programı 2020'de Ay'a ayak basmayı hedefliyor.
I'm standing in front of Valhalla, the legendary rural compound of America's first family, the Darlings.
Amerika'nın efsanevi ilk ailelerinden olan Darling'lerin çiftlik evinin önünden sesleniyorum.
Those topical conferences on Bose-Einstein condensates'parties are legendary
Bu Bose-Einstein Yoğunluğu üzerine olan tropik konferans partileri efsanevidir.
And in the hot, hot heat of legendary accomplishment I became.
Sıcağın efsanevi başarısında ortaya ben çıktım.
Legendary!
Mükemmel!
- Legendary.
- Olağanüstü.
- Legendary.
- Efsanevi.
You're the legendary # 37, right?
# Yaşa ve bir özgürlük savaşçısı ol.
As with legendary inventor Thomas Edison, Dr. Nikola Tesla was nominated for a Nobel Prize, for his lifelong research into wireless energy transmission.
Efsanevi mucit Thomas Edison gibi Doktor Nikola Tesla da hayatı boyunca araştırmasını yaptığı kablosuz enerji aktarımı üzerine Nobel Ödülü'ne lâyık görülmüştü.
The legendary "Charisma Queen", Gu Jun Hee!
Efsanevi karizma kraliçesi, Gu Jun Hee!
And if you could conquer one, your firebending talents would become legendary... and you'd earn the honorary title "Dragon".
Eğer bir tanesinin üstesinden gelebilirsen, ateşbükme yeteneğin efsanevi oluyordu. Ve onursal "Ejder" ünvanına sahip oluyordun.
you know, to be in such a legendary place.
Bilirsin işte, bu kadar efsanevi bir yerde olmak.
King of the legendary Magnetic Drill Gang.
Efsanevi, Manyetik Matkap Gangsterleri'nin kralı.
The legendary Mr. Monk.
Efsanevi Bay Monk.
Even Adrian Monk, the legendary detective, was at a loss.
Efsanevi dedektif Adrian Monk'a rağmen bu bir yenilgiydi.
Thanks to Adrian Monk, San Francisco's legendary defective detective, the police now have a suspect.
Adrian Monk'a teşekkürler San Francisco'nun efsane detektifine. Artık polisin bir şüphelisi var.
And it is a packed house here for tonight's main event! The legendary Dutch the Clutch Jenkins in his most dangerous stunt ever.
Bu depoda bu gecenin en önemli olayı efsanevi DutchThe Clucth Jenkins ve onun şimdiye kadar ki en tehlikeli gösterisi olacak.
They will face more than 70 competitors, and they'll try to match the legendary crew of Argonaut from 1969, another bunch of teenagers who borrowed their dad's boat and won it all.
70'ten fazla yarışmacıyla yarışacak ve 1969'da babalarının teknelerini ödünç alıp yarışı kazanan efsanevi Argonaut takımıyla aşık atmaya çalışacaklar.
You're a legendary master, after all.
Ne de olsa, sen efsanevi bir ustasın.
Our patissier is a legendary master from Paris...
Pastacımız Paris'ten efsanevi bir usta...
The "legendary boxer".
"Efsanevi boksör"
That's why tonight is going to be legendary... wait for it... dary.
İşte bu yüzden bu gece efsanevi bekle nevi.
Might not be enough. He's legendary.
Yeterli olmayabilir O bu konuda efsanedir.
bigger than any man on earth : In all his fighting fury, the legendary, the one-eyed cyclops!
Yeryüzündeki herhangi bir insandan çok daha büyük bütün korkunç öfkesiyle efsanevi, tek-gözlü, Tepegöz!
If the world warms by one degree, the Arctic is ice-free for half the year, opening the legendary northwest passage for ships.
Eğer Dünya 1 derece ısınırsa : Kuzey Kutbu, yılın yarısı buzsuz olacak. Efsanevi kuzeybatı geçidi, gemiler için açılacak.
It was the legendary strength and brightness of silk fibres that made it so sought after.
İpek liflerini bu kadar değerli kılan ve insanların peşinde koşmasını sağlayan özelliği de buydu.
But when tamed with dykes and channels, the river's bounty is legendary.
Ancak set ve kanallarla kontrol altına alınınca nehrin cömertliği dillere destan olmuş.