English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ M ] / May i sit down

May i sit down traducir turco

174 traducción paralela
May I sit down?
Oturabilir miyim?
- May I sit down?
- Oturabilir miyim?
- In that case, may I sit down?
- Öyleyse oturabilir miyim?
May I sit down?
Adam. Oturabilir miyim?
May I sit down, too?
Oturabilir miyim?
- May I sit down?
Oturabilir miyim?
- We're agreed on that. - May I sit down?
Oturabilir miyim?
May I sit down, please?
Oturabilir miyim, lütfen?
May I sit down?
- Oturabilir miyim?
Oh, may I sit down?
Oh, oturabilir miyim?
May I sit down for a moment?
Bir dakika oturabilir miyim?
May I sit down by your side?
Lütfeder misin yanındaki yeri?
Good morning, little cat so white, May I sit down by your side?
Günaydın, kar gibi beyaz kedi. Lütfeder misin yanındaki yeri?
I have it. - May I sit down?
- Oturabilir miyim?
- May I sit down, Major?
- Oturabilir miyim Binbaşı?
May I sit down? Sure.
- Oturabilir miyim?
Commander Ivanova, may I sit down?
Üsteğmen Ivanova, oturabilir miyim?
May I sit down, Leo?
Oturabilir miyim, Leo?
May I sit down for a minute?
Bir dakikalığına oturabilir miyim?
- May I sit down?
- Oturabilir miyim? - Tabii ki.
- May I sit down? - Are you here to sit?
Oturmak mı istiyorsunuz?
- May I sit down? - Yes.
- Oturabilir miyim?
May I sit down?
oturabilir miyim?
Sure. It's your office. May I sit down?
Tabii, bu ofis olduğunu.
May I sit down here?
Buraya oturabilir miyim?
I'd say 10 is more secure. One. Well may I sit down?
Bişey ısmarlayabilir miyim?
May I sit down?
Karşıya geçebilir miyim?
May I sit down?
Lütfen.
May I sit down with you?
Sizinle oturabilir miyim?
I didn't see them. May I sit down?
Onları hiç görmedim.Oturabilir miyim?
— May I sit down?
Oturabilir miyim?
May I sit down?
Oturabilir miyim bu arada?
- May I, uh, sit down?
- Oturabilir miyim?
May I first sit down?
Oturabilir miyim?
Then you may sit down and I will tell them.
O zaman sen otur. Ben anlatayım.
I see, but I may also sit down.
Tamam ama, ben de oturabilirim.
When may I in your excellency's name sit down with him?
Ekselanlansları adına onunla ne zaman görüşmelere başlayabilirim?
- Sit down. - I may mess it up or something.
Bozabilirim.
In anticipation of your arrival, ms. Levias, your other vice principal, and i have appointed an executive committee to oversee certain areas where we have noted a need for improvement - you may sit down, mr.
Gelişinizi beklerken, diğer müdür yardımcınız olan, Bayan Levias geliştirilmeye ihtiyaç duyulan alanları görüşmek üzere bir yönetim komitesi toplantısı düzenledi.
May I please sit down?
Oturabilir miyim, lütfen?
May I sit down?
- Elbette.
You know, sir, if I may, here let's... let's sit down.
Aslında bayım izin verirseniz buyrun, buyrun oturalım.
- May I sit down now?
Fena değil.
May I sit down?
- Oturmak istiyorum.
I had to give him something to get it back, so I sort of promised he could stay up late tonight and watch The Sopranos... and I think a couple of people are getting whacked tonight, so you may have to have a sit-down with him afterwards.
Ama karşılığında bir şey vermek zorunda kaldım. Gece geç saate kadar oturup Sopranos'u izleyebileceğine söz verdim. Dizide bu gece birkaç kişi vurulacak galiba.
- May I speak? - Papà, sit down.
- Bir şey söyleyebilir miyim?
May there's someone i shud sit down and talk to. I talk some sense into him.
Birileriyle konuşur, Ona bazı duyguları öğretirdim.
Then, sometime in late may, I sit down with her in front of the computer and show her my favorite logos.
Biraz zaman geçtikten sonra, onun yanına oturacaktım ve ona bilgisayarda en sevdiğim logoyu gösterecektim.
If this is going where I think it's going, I may need to sit down.
Eğer bu düşündüğüm şeyse, sanırım oturmam gerekiyor.
I think you may want to sit down.
Oturmak isteyebilirsin.
"I think that if one is faced by inevitable destruction - if a house is falling upon you, for instance - one must feel a great longing to sit down, close one's eyes and wait, come what may..." ( Fyodor Dostoyevsky, "The Idiot" )
"Bence birisi mutlak ölüm ile yüz yüze geldiğinde mesela evi birden yıkılsa o kişi rahatça oturup gözlerini sıkıca kapayıp başına gelecekleri bekleyecektir."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]