Meetings traducir turco
3,706 traducción paralela
We've had a couple of meetings with him and basically he's going to take us to the next level.
- Onunla birkaç toplantı yaptık ve bizi bir aşama ileriye taşıyacak.
As if I was supported by a mysterious being... a being composed of the night, its inhabitants and its meetings.
Sanki tanımlayamadığım gizemli bir varlık tarafından destekleniyormuşcasına... Gece, onun yaratıkları ve yaratıkların buluşmaları tarafından oluşmuş bir varlık.
Which means I spend half my time in meetings and not the O.R.
O yüzden zamanımın yarısını ameliyathanede değil toplantılarda geçiriyorum.
You're telling me that you're bringing violent lunatics into our neighborhood every day and you're having meetings at your house?
Sen bana, şiddet eğilimli delileri her gün etrafımıza getirdiğini ve onlarla evinde toplandığını mı söylüyorsun?
He, uh, had a few meetings at the Pentagon, made some calls, but nothing revealing.
Pentagon'da birkaç tane toplantısı vardı birkaç arama yaptı, ama ortaya çıkan bir şey yok.
Allow me to draw your attention to the three tax board meetings this week.
Bu haftaki üç vergi toplantısına dikkatini çekmek isterim.
My guess... Those meetings are a smoke screen.
Benim tahminim, bu toplantı saatleri bir şeyi gizlemek için perde.
It was conferences and meetings the whole time.
Konferans ve toplantılar tüm zamanımı aldı.
And so I'm gonna vote for biweekly elevator meetings.
Ve haftada iki kere asansör toplantıları yapmayı oylayacağım.
All your meetings and petitions may stem from the most honourable of motives, Mother, but until this battle with Doherty is won, they have to stop.
Tüm yaptığın toplantılar, verdiğin dilekçeler çok onurlu sebeplerden dolayı olabilir anne ancak Doherty'ye karşı zafer kazanana kadar beklemelisin.
Can't you just call one of your secret meetings?
Şu sizin gizli toplantılarınızdan birini ayarlayamaz mıydın?
immigration, some professor grabbing another professor at the university, the cancer walk, the Building Commission meetings, Puppypalooza.
Bakın, ben birçok şey hakkında yazarım ; göçmenler bir profesörün başka bir profesörü taciz etmesini, kanser yürüyüşünü İhale Komisyonu toplantılarını, köpeklere yardım yürüyüşünü.
You know, I haven't seen you at any meetings lately.
Son zamanlarda seni hiçbir toplantıda görmüyorum.
Just been going to different meetings.
- Başka toplantılara gidiyordum da ondan.
'Cause I've been to all the meetings and I've never seen you there.
Ben bütün toplantılara katıldım ama seni hiç görmedim.
I have some meetings at the office.
Ofiste toplantılarım var.
Phone calls, meetings, patience, attention.
Telefon aramaları, görüşmeler, sabır, ilgi...
Was there anything discussed during group meetings that pertains to this investigation?
Grup toplantılarında bu soruşturma hakkında herhangi bir konuşma geçti mi peki?
He could have used it for dead drops or secret meetings,
Paket bırakmak ya da gizli buluşmalar için kullanmış olabilir.
My biggest job in these meetings... is to keep them from saying "golly" too many times.
Benim bu toplantılardaki en büyük rolüm,... onlara çok fazla "yok artık!" dedirtmemektir.
We'd love to have a meal, stop you from going to some of these other meetings.
Sizinle yemek yiyip diğer toplantılardan mahrum bırakmak isterdik.
No, Don, that's- - that's not possible because I already told Mel and Jeff Hunter's got me a bunch of meetings out there
Hayır Don- - Mümkün değil çünkü ben çoktan Mel'e söyledim... ve Jeff Hunter bana orada bir sürü görüşma ayarladı.
Any residents who do not attend these meetings will start getting fined as of today.
Toplantılara katılamayanlar bugünden itibaren para cezasına çarptırılacak.
I didn't realize we allowed personal solicitations at our meetings.
Toplantılarımızda kişisel etkinlikler hakkında konuşabileceğimizi sanmıyordum.
Only that her dad won't take her to any of the meetings with the legal team.
Babası yasal görüşmelere onu götürmeyecekmiş.
Cancel my afternoon meetings.
- Tom, konuşabilir miyiz?
You wouldn't have to pay me ; I'd give anything to speak at one of those meetings.
Bana ödeme yapmana gerek yok, o toplantılara katılmak için her şeyi verebilirdim.
If it makes you uncomfortable, then maybe you should come to our meetings.
Bu seni rahatsız ediyorsa buluşmalarımıza gelmelisin belki de.
So the suggested meetings with Kimberley are obvious, he just hacked into the judge's online diary.
Kimberley ile buluşmaları konusunda, hiç şüphe yok ki hakimin bilgisayardaki günlüğüne sızdı.
Those meetings were canceled because we just got fired.
O toplantılar kovulduğumuz için iptal edildi.
- Please stop arranging meetings.
- Lütfen buluşmalar ayarlamayı bırak.
It also gives you a good excuse to be in secluded areas, which makes arranging covert meetings a lot easier, if you don't mind being a little sweaty.
Aynı zamamda size tenha yerlerde dolaşmak için iyi bir gerekçe verir, gizli toplantılar yapmanızı çok daha kolaylaştırır, tabi ter kokmayı umursamıyorsanız.
Henry's been having secret meetings with ALC rebels.
Henry, ALC isyancılarıyla gizlice buluşuyordu.
Maziq's been having meetings in his office all afternoon.
Öğleden sonra sürekli toplantıları vardı Maziq'in.
My father saw him holding closed-door meetings with everyone who eventually betrayed him.
Babam, kendisine ihanet edenlerle birlikte gizli toplantılar yaparken görmüş onu.
- Your meetings must have went well.
- Toplantıların iyi geçmiş olmalı.
Mo has been having some kind of secret meetings with a hot black muscle dude.
Mo kaslı seksi siyahi bir adamla buluşuyormuş gizlice.
I find it takes years of business meetings to learn the kinds of things that a few martinis can bring about in one meal.
Bir yemekte içilen bir kaç martininin yıllar süren iş ortaklığından daha çok şey açığa çıkartığına eminim.
I took him to meetings.
Onu toplantılara götürdüm.
Meetings.
Toplantılar.
But I guess like we say in our meetings, more will be revealed.
Ama sanırım toplantılarda dediğimiz gibi işin aslını zamanla göreceğiz.
My father saw him holding closed-door meetings with everyone who eventually betrayed him.
Babam onu ona ihanet eden herkesle birliklte kapalı toplantılarda görmüş.
Parent meetings, locker room, pick up the video camera.
Veli toplantısına, soyunma odasına, kamerayı almaya.
This is more painful than sitting through those parent-teacher-cheetah meetings.
Burada olmak öğretmen-aile-çita toplantısında olmaktan daha acı verici.
Something good will come of my meetings with Jens.
Jens'le görüşmem bana iyi geldi.
With the secret phone calls in the night, ducking out in the middle of a shift, hush-hush meetings with some man in a suit.
Geceleri gizli telefon görüşmeleri mesainin ortasında ortalıktan kaybolmak takım elbiseli bir adamla sessiz sedasız konuşmalar.
You never came to the PTA meetings last year.
Geçen sene Okul Aile Birliği toplantılarına hiç katıImazdın.
Have two meetings to get to. I understand.
Yetişmem gereken iki görüşmem var.
Going to meetings, you know, and a lot of physical therapy.
Toplantılara ve fizik tedaviye gidiyorum.
- But those meetings do?
- Peki o toplantılar ne?
- Those meetings are supposed to be anonymous.
- O toplantıların gizli olması gerekiyor.