English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ M ] / Much later

Much later traducir turco

462 traducción paralela
But the opportunity to come here didn't arise till much later, the end of the'70s.
Ancak buraya gelme fırsatı çok sonralara ; 70'lerin sonuna değin karşıma çıkmadı.
- How much later?
- Ne kadar zaman sonra?
And it wasn't till much later....
Ve çok kısa bir süre sonra...
Oh, no, that comes much later on in your story, after the girl has gone down and down.
Hikayenden sonra bu çok fazla olurdu ; kız düşer, gittikçe düşer.
- Sure, much later.
- Elbette.Daha sonra.
I left the manor about 2... 00, and catechism class ended much later than I thought it would.
2.00'da malikâneden ayrıldım. Katekizm dersleri düşündüğümden daha uzu sürdü.
- How much later?
- Ne kadar sonra?
Much later.
Çok sonra.
Nathan, after 14 years it is already too late to be sooner. And if it gets much later, soon it will be too late even to be later.
Nathan, 14 yıldan sonra erken demek için geç oldu bile biraz daha zaman geçerse, geç demek için bile geç olacak.
I'll pay you twice as much later, but I gotta'do somethin'right now.
Sonra iki katını öderim ama şimdi biraz almalıyım, hemen.
I learned this much later.
Bunu daha sonradan öğrendim.
" Much later that night Sylvia found herself at the window,
" O gece çok daha sonra Sylvia kendini pencerede,
That comes much later here.
Burada çok daha geç olur.
much later.
Çok daha geç...
How much later?
- Ne kadar zaman sonra?
Don't drink so much later.
Bu kadar içme.
Don't worry, to bug me, you've to wake up early or to go to bed much later!
- Hata benim, erken uyandırırsam..... tekrar yatağa gidersin diye korktum!
Is that why you're coming home so much later than usual?
O yüzden mi geciktiniz?
No, that was much later.
Yok, bu çok daha sonraydı.
He starting feeling unwell while we were making love but he died afterwards, much later, when everything was finished.
Biz sevişirken kendini kötü hissetmeye başladı ama bundan çok sonra, her şey bittikten sonra öldü.
Much later, Billie!
Çok sonra Billie!
Much much later...
Çok, çok sonra...
Don't make it much later than that because I'm out the door to get down here.
Bundan daha geç olmasın çünkü buraya gelmek için dışarıda olacağım.
Then I had Booboo, much later.
- Çok sonra da Booboo'yu doğurdum.
Much later, I recalled having felt a sort of... foreboding.
Neden sonra içimde o günden kalan bir his vardı... kötü bir his.
Uh, it's not a story I usually tell until much later.
Herkese anlattığım bir hikaye değil.
" Death, it is taking long for you to come although I hoped to meet you much later, to lead the life of a free man, to work and love and sing much longer.
" Ölüm ; çalışacak, aşık olacak ve çok daha uzun süre şarkılar söyleyecek olan özgür bir adamın canını almak için, siz onunla çok daha sonra karşılaşmayı ummanıza rağmen, sizi götürmeye geliyor.
He did not come with us. He was sent through the time portal to another period in history much later than this one.
Geçitten, tarihin başka bir dilimine yollandı, bizimkinden daha sonraya.
Much later!
Uzun bir süre sonra.
"But there were other adventures which, for reasons of discretion," "I have decided to withhold from the public until this much later date."
Ama şimdiye kadar, kamuoyundan saklı tuttuğum başka maceralar da vardı.
"Much later..."
Lütfen! "Uzun bir süre sonra..."
Not until much later I found out that... he was a famous swordsman of the time
Çok sonra kılıcın ünlü bir Kılıç Ustasına ait olduğunu öğrendim.
I understand. We can talk as much as we want later. Let's head back to our motherland!
Tamam, bunları daha sonra da konuşabiliriz ama şimdi anavatana dönmemiz gerek!
You're leaving much quicker than I expected. If I was any later, I could've missed you completely.
Beklediğimden daha çabuk kaçıyorsun, neredeyse kaçırıyordum seni.
I'd like very much to have you join us later for supper.
Daha sonra yemekte bize katılmanı çok isterim.
You'll find it much more interesting later on.
Biraz sonra çok daha ilginç bulacaksınız.
Well, I... I suppose I'll find out sooner or later, but just what exactly did you want to see me about? George, now that's just what I like so much about you.
Eninde sonunda öğreneceğim ama beni tam olarak neden görmek istediniz?
Then later, still long before the doll incident... you wanted very much for her to love you.
Sonra, bebek olayından çok daha önce annenizin sizi sevmesini çok istediniz.
Better look first, for if one drinks much from a bottle marked "Poison", it's almost certain to disagree with one sooner or later.
Önce baksam iyi olur. Çünkü üzerinde "zehir" yazan bir şişeden birşey içilirse eninde sonunda mutlaka vücuda zarar verir.
It'll have to wait until later. - This is much more important.
Beklemek zorundasın... bu çok daha önemli.
Even when the insurance salesman who wrote up the policy got married to you a few months later, that didn't bother us too much, either.
Poliçeyi düzenleyen sigorta satıcısıyla bir kaç ay sonra evlenmeniz halinde bile, bu bizi çok fazla rahatsız etmemişti.
It was bound to happen sooner or later. I couldn't have stood it much longer.
Er ya da geç olacağı buydu, daha fazla dayanamazdım.
I'll fill it for you later, honey. Much later.
Tamamen saf olmak inanılması zor bir şeydir.
The sick man died three days later after much pain and suffering.
Hasta, epey sancılı geçen üç günün ardından öldü.
Well, it doesn't make very much difference because sooner or later we'll all of us be on the menu - all of us.
Aslında çok fazla bir şey fark etmez. Çünkü er ya da geç hepimiz menüde olacağız. Hepimiz!
But not right away, that was much later.
Ama hemen değil, çok sonra.
Later she'll gain, probably too much.
Nasılsa sonradan çok alacaktır.
If I don't go now, won't be much use in going later.
Eğer hemen gitmezsem, daha sonra gitmemin bir faydası olmayacak.
Later we will have much time to talk about it.
Daha sonra bunu tartışamaya çok vaktimiz olacak.
Our reach was very, much limited e alone we could cover a small one part of the British islands, including London, but we only could fly over London during ten minutes it stops later coming back toward the base.
Menzilimiz kısıtlıydı, ve İngiliz adalarının çok küçük bir bölümünü kapsayabiliyordu, buna Londra da dahil. Örneğin Londra üzerinde, sadece 10 dakika uçabiliyor ve ardından geri dönüyorduk.
This man has already done much and he will perform one more favor for us later today when he takes me to where he gave a Christian burial to the body of our beloved Padre Benito.
Bu adam zaten çok şey yaptı ve bu akşam bizi Hıristiyan usullerince defnettiği sevgili Peder Benito'nun kabrine götürerek bize bir iyilikte daha bulunacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]