Later on traducir turco
4,909 traducción paralela
I didn't wanna take a home test'cause they're not 100 % so Kelly and I went to the doctor and they're gonna call us later on with results.
% 100 güvenilir olmadığı için evde test yapmadım yani Kelly ve ben doktora gitik ve sonuçlar çıkınca haber verecekler.
Finn and Rudy said they were going to the bar later on tonight, so...
Finn ve Rudy gece bara gideceklerini söylediler...
And later on?
- Peki sonra?
Later on?
- Sonra?
Later on, I think I wanted to win you by myself, alone.
Sonrada ise seni tek başıma, kendim kazanmak istediğim için.
I'll be at the factory later on if you need me.
Bana ihtiyacın olursa sonra fabrikaya gideceğim.
Yes, and it hit me like a ton of bricks, as did the actual ton of bricks that hit me a week later on a construction site.
Evet ve tonlarca tuğlanın altında kaldım. Bir hafta sonra bir inşaat alanında bildiğin tonlarca tuğlanın altında kaldım.
We could, uh... Maybe slip off to a motel later on, and...
Belki de daha sonra bir motele gideriz.
- ( LAUGHS ) - Talk to you a little later on.
- Seninle de sonra konuşacağız.
Maybe later on.
Belki daha sonra.
- The school is later on.
- Sabah dersim yok da ondan.
What are your plans later on?
Okuldan sonra bir planın var mı?
Later on, take a broom and sweep outside.
Daha sonra eline bir süpürge al da dışarıyı elden geçir.
- Later on, perhaps.
- Belki sonra.
Later on when you get the Olympic gold medal. I can show off this photo to my friends.
Böylece Olimpiyatlarda altın madalya aldığında millete o benim arkadaşım diye hava atabilirim.
I'll play it for you later on my violin.
Ben sana daha sonra kemanımla çalarım.
Some people tend to realize their homosexuality later on in life.
Bazı insanlar, homoseksüel olduklarının farkına geç varma eğiliminde olurlar.
Do the same later on.
Bilahare aynısını yap.
We all dive into the water later on... and open the elevator door together And we will have a chance to go out
Birazdan hep birlikte suya dalıyoruz asansör kapısını birlikte açıp, dışarı çıkma şansını elde ediyoruz.
We can get one of those later on.
Bunlardan birini daha sonra alabiliriz.
Maybe later on tonight you can explain it to me.
- Gece geç saatte açıklarsın.
Well, if we keep stepping on each other's toes here, Mr. Escher, sooner or later one of us is bound to get annoyed and push back.
Eğer sürekli birbirimizin ayağına basarsak Bay Esher... sonunda birimizin sinirlenip diğerini itmesi kaçınılmaz olacak.
Ten seconds later, none of that mattered.
On saniye sonra, hiçbirinin bir önemi kalmadı.
And when word leaks six months later that I've been spending time with one of my oldest, dearest, most trusted advisors, who selflessly acted as the mouthpiece of my administration when I was lying half-dead on a hospital bed, who has always stood beside me as my friend and colleague...
Ve benim en eski en değerli, ve en güvenilir kurmaylarımdan biriyle avukat olarak özverili olan, ve ben yarı ölü vaziyette hastanede yatarken yanımda bir arkadaş bir meslektaş olarak bulunan biriyle zaman geçirdiğim haberi çıktıktan altı ay sonra...
Carry on... see you later.
Neyse, Devam et... Sonra görüşürüz.
'You do not have to say anything,'but it may harm your defence if you fail to mention,'when questioned, something that you will later rely on in court.'
Konuşmama hakkına sahipsiniz ama mahkemede itimat edeceğiniz bir şey sorulunca cevap vermezseniz, savunmanız kötü yönde etkilenebilir.
Some of us are going on to the Embassy later. Oh, what fun.
- Birkaç kişi birlikte Embassy'ye gideceğiz.
He said he's gonna meet you later, so you need to come with me now. Come on.
Hadi.
They'll swing around to the front sooner or later.
Eninde sonunda ön tarafa gidecekler.
You can ask Adam out on a date later.
Bunu Adam'a daha sonra sorarsın.
Eight years later and still, nothing has been built on this land.
Aradan sekiz yıl geçmesine rağmen hiçbir şey inşa edilmedi.
I also paid the waiter to dump iced tea on you later.
Garsona üstüne buzlu çay dökmesi için para verdim.
I got special forces guys coming in on a dark plane later today.
Çünkü bugün gizli bir uçuşla özel kuvvetlerden elemanlar geliyor.
A few hours later, the bailiff knocked on his door to let him know that the jury had reached a verdict.
Birkaç saat sonra mübaşir, jürinin karara vardığını söylemek için kapısını çaldı.
And they had to do it all extremely quickly, because even though the blackout defeated the security cameras, they reset on battery power five minutes later.
Aynı zamanda çok hızlı olmak zorundaydılar. Çünkü elektrik kesintisi güvenlik kameralarını etkisiz hale getirse bile 5 dakika sonra sistemi yeniden başlatmışlar.
Hey, there's gonna be a quiz on all this later.
Tüm bunlardan sınav olacaksın.
What I do know is that I was born a few months later than the twins, and Charlie, God knows if it ever dawned on him... was the father of us all.
Bildiğim şu ki ben ikizlerden birkaç ay sonra dünyaya geldim. Ve Charlie... - ona hiç dank etti mi tanrı bilir - ... hepimizin babasıydı.
An hour later I find this on my desk.
Bir saat sonra bunu masamda buldum.
Go on ahead and I'll go later
Siz gidin, ben sonra gelirim.
You do not have to say anything, but it may harm your defence if you do not mention when questioned something you later rely on in court.
Herhangi bir şey söylemek zorunda değilsiniz cevap vermediğiniz sorulara mahkemede cevap verebilirsiniz.
.. but it may harm your defence if you do not mention when questioned something which you later rely on in court.
... ama sorulduğunda cevap vermediğiniz vakit daha sonra mahkemede yapacağınız savunmadaki gerçeklere zarar verebilir. - Luis!
Seriously, that part of this case would be hanging on my state of mind six months later, by the way, when we interviewed Stomtonovich...
Cidden, işin bu boyutu ruh halime odaklanmak olacak ve ayrıca altı ay sonra Stomtonovich'le görüştüğümüzde...
Ah... Mrs Darcy's planning on visiting the cottage later, to see him.
Bayan Darcy, Will'i görmek adına kır evine ziyaret etmeyi planlıyor.
A few days later... Scales began to appear on my skin
Birkaç gün sonra cildimde pullar belirmeye başladı.
Got called away on, like, a high-speed chase And then I can just phone Kris later
Beni götürmesi gereken devriye arabası yolda bir ihbar aldı ve bir şüphelinin peşine düştü falan?
Ten years later
ON YIL SONRA
A week later, I saw the target on the campus where Auggie and I were posing as married grad students.
Hedefi bir hafta sonra Auggie'yle evli öğrenciler rolü yaptığımız kampüste gördüm.
Let's work on the almanac later.
Hasatlarınızı sonra konuşuruz.
And while the countdown is on, judges crowning a winner later today because Marcy Gonzales is just back from the event.
Geri sayım başladı Taç giyme töreni birazdan. Marcy Gonzales az önce geldi.
Later, the descendents of the ones who dodged death, he strong-armed a witch into putting a curse on them.
Sonra, ölümü atlatanların soyundan gelenlere güçlü bir cadıyla lanet yaptı. Nasıl bir lanet?
So I quit Grayson Global, joined the seminary, and ten years later, here we are.
Grayson Global'dan istifa ettim, papaz okuluna katıldım ve on yıl sonra buradayız.
once 1546
online 141
only 1631
onion 41
ones 44
onward 91
onions 55
one day at a time 90
ondrej 26
one moment please 57
online 141
only 1631
onion 41
ones 44
onward 91
onions 55
one day at a time 90
ondrej 26
one moment please 57
only you 239
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230